Bizimle iletişime geçin

GENEL

Akıllı Şehirler İçin Altyapı Tasarımı: Sürdürülebilir ve Etkili Çözümler

Yayınlandı

-

İnşaat sektörü, çevresel etkilerinin farkına vararak sürdürülebilir uygulamalara yönelmeye başlamıştır. Yapı projelerinde kullanılan malzemelerin seçiminde, doğal kaynakların verimli kullanımı, karbon salınımının azaltılması ve atıkların minimize edilmesi ön plana çıkmaktadır. Bu yazıda, inşaat sektöründe sürdürülebilir malzeme seçiminde izlenecek yolları, çevre dostu malzemelerin avantajlarını ve gelecekteki trendleri inceleyeceğiz.

Sürdürülebilir Malzeme Seçiminin Önemi

Sürdürülebilir malzeme seçimi, inşaat süreçlerinde çevresel etkileri azaltan, uzun ömürlü ve yeniden kullanılabilir malzemelerin tercihi anlamına gelir. İnşaat projelerinde kullanılan malzemeler, yapıların hem estetik hem de işlevsel özelliklerini belirler. Ancak, aynı zamanda çevre üzerinde ciddi etkiler yaratır. Bu etkiler, üretim, taşıma ve atık yönetimi aşamalarında ortaya çıkar.

Doğal kaynakların tükenmesi, enerji tüketiminin artması ve çevre kirliliği gibi sorunlar, inşaat sektöründe sürdürülebilir malzeme kullanımını zorunlu kılmaktadır. Sürdürülebilir malzeme seçimi, sadece çevreye duyarlı bir yaklaşım sunmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik açıdan da avantajlar sağlar. Uzun vadede, daha dayanıklı ve düşük bakım maliyetli malzemeler kullanmak, projenin toplam maliyetini azaltabilir.

Sürdürülebilir Malzemelerin Türleri ve Özellikleri

1. Geri Dönüştürülmüş Malzemeler

Geri dönüştürülmüş malzemeler, inşaatta kullanılan çevre dostu malzemelerin başında gelir. Bu malzemeler, önceki yapıların ya da endüstriyel atıkların yeniden işlenmesi ile elde edilir. Beton, çelik, cam ve ahşap gibi malzemeler geri dönüştürülerek, yeni yapılar için kullanılabilir. Bu yaklaşım, doğal kaynakların tüketilmesini engeller ve atıkların çevreye olan etkisini azaltır.

Örneğin, geri dönüştürülmüş beton, ham maddelerin yeniden kullanılmasını sağlayarak, beton üretimindeki karbon salınımını azaltır. Aynı şekilde, geri dönüştürülmüş çelik kullanımı, maden çıkarımına duyulan ihtiyacı azaltır ve çelik üretiminde büyük miktarda enerji tasarrufu sağlar.

2. Biyoçözünür Malzemeler

Biyoçözünür malzemeler, doğada kolayca çözünebilen ve çevreye zararlı etkileri minimal olan malzemelerdir. Bu malzemeler, genellikle organik maddelerden elde edilir ve doğaya karıştığında çevreyi kirletmez. Ahşap, bambu, doğal taşlar ve bazı bitki bazlı malzemeler biyoçözünür malzemelere örnek olarak verilebilir.

Bambu, inşaat sektöründe popüler bir biyoçözünür malzeme haline gelmiştir. Dayanıklı, hızlı büyüyen ve çevre dostu bir malzeme olarak, özellikle iç mekan tasarımında ve dekorasyonda yaygın olarak kullanılır. Ayrıca, bambu, karbondioksit emilim kapasitesine sahip olup, çevre dostu binalar için mükemmel bir alternatiftir.

3. Yenilenebilir Malzemeler

Yenilenebilir malzemeler, doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasıyla elde edilen malzemelerdir. Bu malzemeler, üretim sürecinde doğal kaynakların tükenmesine yol açmaz, çünkü üretim süreçleri ve hammaddeler yenilenebilir kaynaklardan sağlanır. Güneş enerjisi panelleri, rüzgar türbinleri ve yerel olarak üretilen doğal taşlar gibi malzemeler, inşaat sektöründe enerji verimliliğini artıran ve sürdürülebilirliği destekleyen yenilenebilir malzemelere örnek olarak gösterilebilir.

Örneğin, yerel taşlar ve tuğlalar, inşaatta doğal olarak bulunan ve sürdürülebilir şekilde çıkarılabilen malzemelerdir. Bu tür malzemeler, taşınma mesafelerinin kısalığı sayesinde, karbon ayak izini azaltır. Ayrıca, yenilenebilir malzemeler, uzun ömürlü olup, düşük bakım maliyetleri sağlar.

4. Düşük Karbonlu Malzemeler

Düşük karbonlu malzemeler, üretim sürecinde daha az enerji tüketen ve daha az karbon salınımı yapan malzemelerdir. Bu malzemeler, inşaat projelerinin çevresel etkilerini önemli ölçüde azaltır. Örneğin, düşük karbonlu çimento, karbon salınımını önemli ölçüde azaltan bir alternatiftir. Ayrıca, düşük karbonlu çelik ve alüminyum, inşaat sektöründe daha sürdürülebilir çözümler sunmaktadır.

Bunun yanı sıra, çevre dostu boya ve kaplama malzemeleri de düşük karbonlu malzeme seçeneklerindendir. Bu malzemeler, üretim süreçlerinde daha az enerji kullanılarak üretilir ve binaların uzun vadede daha verimli olmasını sağlar.

Sürdürülebilir Malzeme Seçiminin Avantajları

1. Çevre Dostu Yaklaşım

Sürdürülebilir malzeme seçimi, inşaat projelerinin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltır. Doğal kaynakların korunmasına yardımcı olur ve ekosistemlerin tahribatını engeller. Ayrıca, bu malzemeler genellikle geri dönüştürülebilir olup, atık miktarını azaltır.

2. Enerji Tasarrufu

Sürdürülebilir malzemeler, enerji verimliliğini artıran özelliklere sahip olurlar. Yüksek yalıtım özellikleri, binaların iç sıcaklık dengesini koruyarak ısıtma ve soğutma ihtiyaçlarını azaltır. Bu da hem enerji tasarrufu sağlar hem de binaların daha az enerjiye ihtiyaç duymasını sağlar.

3. Uzun Vadeli Ekonomik Fayda

Sürdürülebilir malzemeler genellikle uzun ömürlüdür, bu da daha az bakım ve onarım gerektiren yapılar oluşturur. Ayrıca, bu malzemeler daha dayanıklı olduğundan, uzun vadede daha düşük onarım maliyetleriyle ekonomik fayda sağlar.

Gelecekteki Trendler: Sürdürülebilir Malzeme Kullanımı

Gelecekte, inşaat sektöründe sürdürülebilir malzeme kullanımının artması beklenmektedir. Teknolojik ilerlemeler ve yenilikçi malzeme tasarımları, bu malzemelerin daha yaygın ve uygun fiyatlı hale gelmesini sağlayacaktır. Ayrıca, hükümetlerin çevre dostu inşaat malzemeleri kullanımını teşvik etmesi, sektördeki dönüşümün hızlanmasına yardımcı olacaktır.

Sürdürülebilir malzeme seçiminde bir diğer trend, yerel kaynakların kullanımının artmasıdır. Bu, taşınma mesafelerinin kısalması ve karbon salınımının azaltılması açısından önemli bir adımdır. Aynı zamanda, biyolojik çeşitliliği koruyan ve doğal ekosistemlere zarar vermeyen malzemelerin kullanımı daha da yaygınlaşacaktır.

Sonuç

Sürdürülebilir malzeme seçimi, inşaat sektörünün geleceğini şekillendirecek önemli bir unsurdur. Çevre dostu, enerji verimli ve uzun ömürlü malzemeler, inşaat projelerinin hem ekonomik hem de çevresel açıdan daha verimli olmasını sağlar. Yenilikçi malzemeler ve teknolojiler sayesinde, sürdürülebilir inşaat uygulamaları giderek daha fazla benimsenmekte ve gelecekte daha geniş bir uygulama alanına sahip olacaktır. Bu süreç, sadece çevreyi korumakla kalmaz, aynı zamanda daha sağlıklı ve sürdürülebilir yaşam alanları yaratır.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

ÇUHADAROĞLU ALÜMİNYUM YANGINA DAYANLIKLI KAPI VE PENCERELER ÜRETİYOR

Yayınlandı

-

YANGINA DAYANIKLI YAPI MALZEMELERİ HAYAT KURTARIYOR

Metal ve alüminyum sektöründe 70 yıldır faaliyet gösteren Çuhadaroğlu Alüminyum, 20 yıldır ise yangına dayanıklı yapı malzemeleri üreterek hem yurt içi hem yurt dışında birçok binanın güvenliğine büyük katkı sağlıyor. 

70 yıldır metal sanayi ve alüminyum doğrama sektörünün öncü şirketlerinden olan Çuhadaroğlu Alüminyum, 2006 yılından itibaren ise yangına dayanıklı kapı ve pencere gibi yapı malzemeleri üretiyor. Bolu otel yangını faciasından sonra önemi bir kez daha anlaşılan yangına dayanıklı malzemeler, birçok canın kurtulmasında kritik rol oynuyor. 


 Çuhadaroğlu, yıllardır üretip yurt içine ve yurt dışına teslim ettiği yangına dayanıklı olarak üretilen malzemelerin olası durumlarda insanlar için ne kadar önemli olduğunu anlattığı bir test gerçekleştirdi. Testte, yangına dayanıklı olarak üretilen kapıların maksimum 90 dakika yangına dayanacak şekilde tasarlandığı vurgulandı. Yangına dayanıklı seviyeli kapıların yine yönetmeliğe göre duman sızdırmazlık ve dayanıklılık süresinin de arttırılarak üretildiği öğrenildi.


 Çuhadaroğlu Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Çuhadaroğlu, yangına dayanıklı kapıların öneminden bahsederek, “Yangına dayanıklı kapı pencere konusunda 20 sene önce kendi AR-GE’miz ile yüzde yüz yerli bir kapı sistemi yaptık. Bu arkamızda gördüğünüz kapı sistemi 90 dakikaya kadar yangına dayanıklı ve 90 dakika boyunca bu kapı yıkılmıyor dağılmıyor. Bu şekilde de hiçbir duman alev ısı geçirmiyor. Yangının yayılmasını önlüyor. Üstelik bu kapı modern görünümlü ve transparan bir kapı. Bu kapı ayrıca transparan olduğu için öteki tarafta da ne olduğunu görmüş oluyorsunuz. Çelik kapılarda pencere olmadığı için dışarıda ne olduğunu bilmiyorsunuz. Elleyemiyorsunuz eliniz yanıyor. Normalde şartnamelerde bu bina işletmesinin sahibinin talep ettiği şartlara göre biz sipariş üzerine üretim yapıyoruz. Bina tipine ve içerisinde yaşayan insan sayısına göre bu gruplandırılmış. 30 dakikaya dayanıklı kapı da var, 60 dakikaya dayanıklı kapı da var 90 dakikaya dayanıklı kapı da var. Bu tabii doğru malzemeyi doğru yerde kullanmakla ilgili bir şeydir. Bir bina 20 kişiliktir ona 30 dakika yetebilir. Bir otelde bin kişi 2 bin kişi varsa en az 90 dakika olması gerekiyor” diye konuştu. 

Çuhadaroğlu sözlerine şöyle devam etti: “20 yıl boyunca hem kurşuna hem bombaya, terör saldırılarına karşı sistemler de geliştirdik. Hem yurt içinde hem yurt dışında pazarlayıp satışını yapmaktayız. Her bina terör saldırısına maruz kalmayabilir ama her bina yanabilir. O yüzden yangının ne zaman ne şekilde geleceğini bilmiyoruz. Eğer önlemini almazsak geçtiğimiz günlerdeki gibi bir facia yaşanabilir. Bunun önlenebilmesi gerekir. Biz önleyici tüm tedbirleri kendi adımıza kendi sistemlerimizle geliştirdik. Türkiye genelinde önemli kurum ve kuruluşların, otellerin, ofis binalarının bu şekilde bu sistemlerle korunması gerektiğini kendimize görev bilerek sizlerle paylaşmak istiyoruz. Türkiye’deki bu pazar hakkında herkes daha da bilinçlenmeli hem yatırımcılar hem kurum, firma otel sahipleri hem de müşteri olan bizler; o binada çalışan, o otelde kalan insanlarla olarak. İnsan değeri paha biçilmezdir. İnsan değerini çok daha üst seviyelere getirmemiz gerekiyor. Biz bunun için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.”

Okumaya Devam Et

GENEL

Vaillant Sahte Servislere Karşı Uyarıyor “Kombi tamir ve bakım hizmeti sadece yetkili servislerden alınmalı”

Yayınlandı

-

Vaillant, kombi tamir ve bakım hizmetlerinin, yetkili servislerden alınmasının hayati önem taşıdığını vurguluyor. Vaillant Türkiye Genel Müdürü Alper Avdel, “Kombisinin kullanım süresini uzatmak isteyen tüketiciler her yıl düzenli olarak bakım yaptırmalı ve bu hizmeti mutlaka yetkili servislerden almalı. Son yıllarda ortaya çıkan sahte servisler pek çok tüketiciyi mağdur ediyor” dedi.

Kış aylarını rahat ve güvenle geçirmek için kombi bakımlarının yaptırılması ve bu hizmetin mutlaka yetkili servislerden alınması hayati önem taşıyor.İklimlendirme sektörünün önde gelen markalarından Vaillant, bakım hizmetlerinin sadece yetkili servisler tarafından yapılması gerektiğini vurgulayarak tüketicileri sahte servislere karşı uyarıyor. Konu ile ilgili bilgi veren Vaillant Türkiye Genel Müdürü Alper Avdel “Doğal gaz kullanıcılarının, her yıl düzenli olarak bakımları yaptırmaları gerekiyor. Bu hizmeti, sürekli güncel eğitimler alan teknikerlere sahip,  markanın kendi yetkili servislerinden almaları önemli” dedi.

Alper Avdel, kombisini uzun yıllar güvenli, verimli ve tasarruflu bir şekilde kullanmak amacıyla bakım yaptıran tüketicilerin kombisinin kullanım süresini uzatmak, tasarruf sağlamak ve uzun yıllar aynı kombiyi verimli bir şekilde kullanmak isteyen tüketicilerin, bakıma gelen kişilerin mesleki yeterlilik belgelerini ve servis formlarındaki iletişim ve adres bilgilerini kontrol etmelerinin yanı sıra, aldıkları hizmet karşılığı fatura talep etmeleri gerektiğini vurguladı. Avdel, “Kombi sahipleri, kullandıkları markanın çağrı merkezi numarasını www.servis.gov.tr web sitesinden teyit ederek randevu almalı. Çünkü son yıllarda ortaya çıkan sahte servisler, kurdukları sistem ve sağladıkları algı operasyonu ile pek çok tüketiciyi mağdur ediyor” diye konuştu.

Yanlış uygulamalar can güvenliğini riske atıyor

Bu servislerin çoğunun mobil olduğuna, belli bir adresleri ya da vergi kayıtlarının bulunmadığına dikkat çeken Alper Avdel sözlerine şöyle devam etti.  “Herhangi bir mağduriyet durumunda tüketici mahkemelerine başvurulmasına karşın olumlu sonuçlar alınamadığını gözlemliyoruz. Kombi bakımını, internet üzerinden bulduğu servisler aracılığıyla yaptırmak isteyen çok fazla tüketici bulunuyor. Özellikle internette, ücretli reklam vererek, üst sırada çıkan numaraların sahte servis olma olasılıkları çok yüksek. Bunun yanı sıra bu kişilerin geniş bir çağrı merkezi ağı var. Tüketicilerle iletişime geçerek, kendilerini yetkili servis olarak tanıtıyorlar, daha uygun fiyat teklifi vererek tüketici kararını etkiliyorlar. Düşük maliyetle bakım yaptırmak isteyen tüketiciler, sonrasında çok daha fazla masrafa girmek zorunda kalabiliyor. Ayrıca yanlış uygulamalar nedeniyle baca sorunları, gaz kaçakları gibi arızalar sonucunda can güvenliğini riske atacak ciddi durumlar da oluşabiliyor.”

“Satış Sonrası Hizmetler”de fark yaratıyor

Vaillant, son teknoloji ile geliştirdiği yenilikçi ürünlerinin yanı sıra “müşteri deneyimine” yatırım yapmaya devam ediyor. Müşteri memnuniyetinde mükemmelliği hedefleyen Vaillant Türkiye, “Satış Sonrası Hizmetler”de de fark yaratıyor. Vaillant, çağrı merkezine gelen 100 aramadan 70’ini telefonda çözme oranına sahip. 7/24 hizmet veren mobil servis araçları ve Vaillant bordrosunda yer alan uzman teknik birimi ile “her an” hizmete öncelik veren Vaillant, teknolojinin sunduğu avantajları doğru kullanıp müşteri deneyimini daha ileriye götürebileceği çalışmalara odaklanıyor. Ayrıca Vaillant’ın “Self Servis Uygulaması” ile sözleşme satın alınabiliyor, bakım ve servis talebi oluşturulabiliyor. Uygulama ile tüketiciler cihazlarının; model, seri numarası, adres bilgileri, cihaza ait sözleşme ve garanti başlangıç-bitiş tarihleri, bakım hakkı gibi bilgilerini kontrol edebiliyor. Uygulama, geçmiş arıza servis kayıtları ve tarihlerine ulaşma, ek garanti, bakım satın alma imkânı da sağlıyor. 

Okumaya Devam Et

GENEL

Sen Grup ve Lumia Foundation’dan Türkiye’ye doğrudan yatırım için dev iş birliği!

Yayınlandı

-

Gayrimenkul vizyonunu teknoloji, sürdürülebilirlik ve verimli yaşam alanları üzerine inşa eden Sen Grup, dünyanın önde gelen RWA ekosistemlerinden Lumia Foundation ile 1 milyar dolar değerinde iş birliği anlaşması imzaladı.

Ağırlıklı olarak gayrimenkul projeleri geliştiren Sen Grup, Türkiye’ye doğrudan yatırımı artırmak için dev bir iş birliğine imza attı. Gerçek Dünya Varlıklarını (RWA) Web3 teknolojisiyle birleştirerek kapsamlı bir ekosistem geliştiren Lumia Foundation, Türkiye’nin önemli gayrimenkul şirketlerinden Sen Grup’a 1 milyar dolar değerinde yatırım gerçekleştirecek. Lumia Foundation, RWA (real world asset) tokenizasyon yani fiziksel varlıkların dijitalleştirilmesi ve blockchain üzerinde tokenize edilmesi alanındaki faaliyetleriyle ön plana çıkıyor. İnovasyon temelli geleneksel finans ile blok zinciri teknolojisi arasında köprü kurma misyonu edinen Lumia Foundation ile Sen Grup arasında stratejik anlaşma hem sektör hem de şirket için kilometre taşı olacak.

Bu iş birliğinin Türkiye için bir dönüm noktası olabileceğine işaret eden Sen Grup Yönetim Kurulu Başkanı Furkan Karasaç, “RWA’nın öncülerinden Lumia Foundation ile önemli bir iş birliğine imza atıyoruz. Türkiye’deki regülasyonlar izin verdiğinde gayrimenkulde tokenizasyon yapacak şekilde yapılanmamızı ve iş birliğimizi oluşturduk. Sen Grup olarak inovasyon, teknoloji ve sürdürülebilirlik üzerine kurguladığımız “Her şey Sen’le güzel” vizyonumuzu bu iş birliği ile daha da geliştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Lumia Foundation hem ülkemizin hem de Sen Grup’un potansiyelini görerek 1 milyar doları kapsayan bir yatırım gerçekleştirdi. Regülasyonlar izin verdiğinde bu yatırımı harekete geçirmeyi gayrimenkul tokenizasyonu çerçevesinde değerlendirmeyi planlıyoruz. Bu iş birliğinin hem ülkemizin ekonomisine hem de sektöre yeni bir nefes olacağına inancımız tam” değerlendirmesini yaptı.

İş birliği anlaşması imzalanmasının ardından Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos Zirvesi’nde açıklama yapan Lumia Foundation Kurucu Ortağı Kal Ali, “Bu ortaklık, son teknoloji ile gerçek dünya uygulamalarının mükemmel sinerjisini temsil ediyor. Türkiye, inovasyonda yeni standartlar belirleme konusunda muazzam bir potansiyele sahip. Bu dönüşüm yolculuğunun bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

İlk proje, ‘Lumia Towers By Sen’ olacak

Özellikle İstanbul ve çevresinde önemli projeler geliştirmeyi sürdüren Sen Grup, Lumia Foundation ile gerçekleştirdiği iş birliği çerçevesindeki ilk projesini de duyurdu. Lumia Towers By Sen, İstanbul Hadımköy lokasyonunda kaliteli, verimli ve prestijli yaşamın ön plana çıktığı bir proje olacak. 

İş birliği kapsamında projenin isim haklarını alan Lumia Foundation, Sen Grup’a yaptığı bu yatırımla gayrimenkulde önemli bir potansiyeli de canlandırmayı hedefliyor. Yatırımın odağı ve ileri teknoloji kullanımını gayrimenkul sektörüne entegre etmeyi hedefleyen Sen Grup, geliştirdiği projeleri dijital dönüşüme uygun yapıda şekillendiriyor. Bu kapsamda Lumia Foundation ile ortak paydada buluşan şirket, regülasyonlar çıktığında sektördeki değişime öncülük etmek için hazırlıklarını tamamladı. Sen Grup, sunduğu kaliteli, verimli ve teknolojik yaşam alanlarıyla daha sürdürülebilir bir ekonomiye ve sektörün çağa ayak uydurarak kendini yenilemesine de katkı sağlayacak.

Okumaya Devam Et

Trendler