RÖPORTAJ
Aluform Pekintaş: 30 Yıllık Deneyimle Sürdürülebilir Geleceğe Yatırım

Yayınlandı
2 gün önce-
Yazar:
yapiinsaatdergisi
Derya Kaya – Genel Müdür Yardımcısı
Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından Pekintaş Grup’un bir üyesi olan ALUFORM PEKİNTAŞ, yüksek kaliteli sandwich panel üretimiyle sektörde 30 yılı geride bıraktı. Sürdürülebilir üretim anlayışı ve toplumsal sorumluluk projeleriyle geleceğe değer katmaya devam eden firma, yenilenebilir enerji yatırımları ve eğitim projeleriyle sektörde fark yaratıyor.
- Soru: Aluform Pekintaş olarak sektördeki 30 yıllık tecrübenizi nasıl tanımlarsınız? Bugüne kadar elde ettiğiniz başarılar hakkında neler söylemek istersiniz?
Cevap: ALUFORM PEKİNTAŞ, 1996 yılında Alman sanayi devi VIAG ile birlikte kurulan ve 1998 yılından itibaren %100 Türk sermayesiyle faaliyet gösteren bir firmadır. Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından Pekintaş Grup’un bir üyesi olarak, yüksek kaliteli poliüretan ve taş yünü dolgulu sandwich panellerin üretimini gerçekleştirmektedir. Ürünlerimiz, başta inşaat sektörü olmak üzere, hem yerel hem uluslararası pazarda sanayi yapıları, soğuk hava depoları, alışveriş merkezleri ve spor salonları gibi geniş çaplı binalarda kullanılmaktadır. ISO 9000:2000 kalite yönetim sistemi ile üretilen ürünlerimiz, yangın, hijyen ve izolasyon sertifikalarına sahiptir. Ulusal ve uluslararası pazarlarda sağlam ve uzun vadeli ilişkiler kurarak, 30 yıllık tecrübemizle birlikte sektördeki konumumuzu güçlendirmeye devam etmekteyiz.
- Soru: Sürdürülebilir bir geleceğin sağlanmasında, üretim süreçlerinin ve ilgili hammadde/tedarik zinciri operasyonlarının tüm dünya ile koordineli bir şekilde yönetilmesi günümüzde çok daha önem arz eden bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla, Sürdürülebilirlik konusunda firmanızın Evrensel Yaklaşımını ve Kurumsal Stratejilerini bizimle paylaşabilir misiniz? Sürdürülebilir Dünya kapsamında özellikle odaklandığınız/hayata geçirdiğiniz Sosyal Sorumluluk Projeniz var mıdır, detaylarını öğrenebilir miyiz?
Cevap: ALUFORM PEKİNTAŞ, sürdürülebilir bir gelecek hedefiyle, üretim süreçlerini çevre dostu teknolojilerle şekillendirmeye ve enerji verimliliğini artırmaya öncelik vermektedir. Üretim hatlarımızda enerji verimliliği, atık yönetimi ve kaynakların etkin kullanımı gibi çevresel faktörlere büyük önem gösteriyoruz. Bu doğrultuda, grup şirketlerimizden SCHMID PEKİNTAŞ’ın fotovoltaik güneş paneli üretimi ve yenilenebilir enerji yatırımlarımız, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik alanındaki stratejilerimizin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Bu entegre yaklaşım, yalnızca üretim süreçlerimizi geliştirmekle kalmayıp, çevresel etkilerimizi de minimize ederek sektördeki sorumlu duruşumuzu güçlendirmektedir.
Sürdürülebilirlik vizyonumuz doğrultusunda, çevresel etkilerimizi azaltırken toplumsal sorumluluk projelerine de değer veriyoruz. Bu kapsamda sosyal sorumluluk projelerimizden biri olan; Düzce’de inşaatına başladığımız 24 derslikli Esin Olcay Anadolu Lisesi ve Spor Salonu projesiyle modern bir eğitim tesisi ve spor alanını ilimize kazandırmayı amaçlıyoruz. Gençlerimize daha donanımlı bir eğitim ortamı sunarken, “Dünya İnsanı Yetiştirme” ilkesiyle yola çıktık. Bu projeyle, ALUFORM PEKİNTAŞ olarak sadece bugünün değil, geleceğin de sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyoruz.
- Soru: Aluform Pekintaş Test Laboratuvarı’nın TÜRKAK tarafından TS EN ISO/IEC 17025:2017 standardına akredite edilmesi ne anlama geliyor? Bu akreditasyonun önemi nedir?
Cevap: TÜRKAK tarafından verilen TS EN ISO/IEC 17025:2017 akreditasyonu, Aluform Pekintaş Test Laboratuvarı’nın uluslararası geçerliliğe sahip, yüksek kalite standartlarına uygun şekilde test ve kalibrasyon faaliyetleri yürüttüğünü gösterir. Bu akreditasyon, laboratuvarın doğru ve güvenilir test sonuçları verdiğini ve uluslararası test standartlarına uygun çalıştığını belgeleyen önemli bir sertifikadır. Bu akreditasyonun önemi, Aluform’un üretim süreçlerinde yüksek kalite kontrolünü sağlayarak müşteri memnuniyetini artırması ve ihracat pazarlarındaki güvenilirliğini pekiştirmesidir. Ayrıca, bu sertifika sayesinde şirket, uluslararası pazarlarda daha rekabetçi olma ve farklı sertifika gereksinimlerini karşılama konusunda avantaj sağlar.
- Soru: Bu akreditasyon süreci nasıl gerçekleşti? Zorluklar ve süreçte elde edilen kazanımlar hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Cevap: Akreditasyon süreci, genellikle laboratuvarın mevcut altyapısının ve süreçlerinin detaylı bir şekilde incelenmesini içerir. Aluform’un bu süreci başarıyla tamamlaması için laboratuvarın çalışma prosedürlerinin, test ekipmanlarının ve personelinin uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi gerekmiştir. Süreç, titiz bir hazırlık, eğitim ve her sene denetim aşamalarını kapsar.
Zorluklar arasında, özellikle yeni standartlara uygun ekipmanların temin edilmesi ve çalışanların belirli test prosedürleri konusunda eğitilmesi yer alabilir. Ancak, bu süreçte elde edilen en büyük kazanım, laboratuvarın test süreçlerinin doğruluğunu ve güvenilirliğini uluslararası düzeyde onaylatmış olmasıdır. Ayrıca, bu akreditasyon sayesinde Aluform, dünya çapındaki pazarlarda kalite güvencesi sunarak rekabet avantajı elde etmiştir.
- Soru: Türkiye’nin en donanımlı sandviç panel test laboratuvarı olarak hangi teknolojilere sahipsiniz? Laboratuvarınızda hangi tür testler yapılıyor?
Cevap: Aluform Pekintaş Test Laboratuvarı, Türkiye’deki en donanımlı sandviç panel test laboratuvarlarından biridir ve en ileri teknolojiye sahip test ekipmanlarına sahiptir. Bu ekipmanlar, sandviç panellerin dayanıklılığını, izolasyon özelliklerini, yangın güvenliğini ve diğer performans kriterlerini detaylı bir şekilde test etmeye olanak tanır.
Laboratuvarda yapılan başlıca testler şunlardır:
- Yangın testleri: Sandviç panellerin yangına karşı dayanım sınıfları ölçülür.
- Mekanik dayanım testleri: Panelin yapısal performansını değerlendirmek amacıyla basınç, çekme, eğilme ve kayma dayanımı testleri uygulanır; bu testlerle panelin taşıyıcı özellikleri ve deformasyona karşı direnci belirlenir.
- Yoğunluk testi: Panel çekirdek malzemesinin birim hacim başına düşen kütlesi ölçülerek, homojenlik ve üretim tutarlılığı kontrol edilir.
- Su emme testi: Panelin kapalı hücre yapısına sahip çekirdek malzemesinin su absorpsiyon oranı belirlenerek, nem ve suya karşı dayanımı ölçülür.
- Renk tonu testi: Panellerin tek tipte ve tutarlı renk tonuna sahip olup olmadığı kontrol edilir.
- Boyutsal testler: Panelin kalınlığı, genişliği ve uzunluğu gibi ölçüsel doğruluklar kontrol edilir.
- Metal testleri: Yüzey saclarının kalite kontrolü kapsamında; Çekme testi ile mekanik dayanım, Parlaklık ölçümü ile yüzeyin yansıtma özellikleri, Boya kalınlığı ölçümü ile kaplama tutarlılığı, T-bend testi ile esneklik ve çatlama direnci, Darbe testi ile darbe dayanımı, Çökertme testi ile lokal deformasyon direnci belirlenir. Çözücülere direnç testi ile boya kaplamasının çözücülere karşı kimyasal direnci değerlendirilir.
- Soru: Bu testlerin ve laboratuvarın, üretim süreçlerinize nasıl bir katkı sağladığını anlatabilir misiniz?
Cevap: Laboratuvarın yaptığı testler, Aluform’un üretim süreçlerini optimize etmeye ve ürün kalitesini sürekli iyileştirmeye katkı sağlar. Testler sayesinde, üretim esnasında kullanılan malzemelerin ve panellerin performansları önceden belirlenebilir. Bu da ürünlerin kalite kontrolünü sağlar ve olası hataların üretim aşamasında tespit edilmesini sağlar.
Ayrıca, laboratuvarın yüksek kaliteli test süreçleri, Ar-Ge faaliyetlerinin temelini oluşturur. Aluform, bu testlerle ürünlerini sürekli geliştirme imkânı bulur. Yeni ürün geliştirme aşamasında, test sonuçları, müşteri ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sunmayı mümkün kılarak, pazar taleplerine hızlı bir şekilde cevap verme yeteneği kazandırır.
Bu testler aynı zamanda, şirketin uluslararası sertifikasyon gereksinimlerini yerine getirmesine, global pazarlarda kaliteyi garanti etmesine ve sektördeki liderliğini sürdürmesine katkı sağlamaktadır.
- Soru: Bu testlerin ve laboratuvarın, üretim süreçlerinize nasıl bir katkı sağladığını anlatabilir misiniz?
Cevap: Aluform Pekintaş Test Laboratuvarı, üretim süreçlerine büyük katkı sağlamaktadır. Laboratuvarın gerçekleştirdiği testler, ürünlerin kalite kontrolünü ve performansını en üst düzeye çıkarmak için kritik öneme sahiptir. İşte bu testlerin ve laboratuvarın üretim süreçlerine sağladığı katkılar:
- Kalite Kontrol ve Güvence: Laboratuvarda yapılan yangın, izolasyon, mekanik dayanıklılık gibi testler, üretilen sandviç panellerin her türlü dış etkene karşı dayanıklı ve kaliteli olduğunu garanti eder. Bu, üretim sırasında hataların tespit edilmesine ve düzeltici önlemlerin alınmasına olanak sağlar. Kaliteyi her aşamada izlemek, nihai ürüne güven duyulmasını sağlar.
- Sürekli İyileştirme: Test sonuçları, üretim süreçlerinde iyileştirilmesi gereken alanları ortaya koyar. Örneğin, izolasyon özelliklerinde bir zayıflık tespit edilirse, üretim aşamasında kullanılan malzemeler ya da yöntemler gözden geçirilir ve iyileştirilir. Bu sayede ürünler sürekli olarak geliştirilir ve müşteri taleplerine daha iyi uyum sağlanır.
- Hızlı Prototip Geliştirme ve Uygulama: Yeni ürünlerin tasarım aşamasında, laboratuvarın test sonuçları, üretim ekiplerine ürünün nasıl davranacağına dair kritik bilgiler sunar. Bu sayede, daha hızlı bir prototip geliştirilmesi sağlanır ve pazara daha hızlı bir şekilde yeni ürün sunulabilir.
- Rekabet Avantajı: Uluslararası standartlarda yapılan testler, Aluform’a global pazarlarda rekabet avantajı sağlar. Bu testler sayesinde, ürünler uluslararası sertifikasyonları ve standartları karşılar, bu da şirketin yurtdışındaki müşteri kitlesine güven verir. Ayrıca, testler sayesinde şirket, ürünlerinin kalitesini sürekli olarak denetleyip iyileştirebilir, bu da daha güçlü bir marka imajı yaratır.
- Ar-Ge ve Yenilikçilik: Laboratuvarın test süreçleri, Ar-Ge çalışmalarına büyük katkı sağlar. Yeni malzeme ve teknolojilerin test edilmesi, Aluform’un yenilikçi çözümler geliştirmesine olanak tanır. Ürünlerin performansını iyileştirecek yenilikçi tasarımlar, bu testlerle doğrulanır ve uygulanabilir hale gelir.
- Soru: • Türkiye’deki yerli üretim ve sanayiye katkılarınız hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Cevap: Aluform Pekintaş, Türkiye’nin köklü sanayi kuruluşlarından biri olarak, yerli üretim ve sanayiye önemli katkılarda bulunmaktadır. Şirketin Türkiye’deki sanayiye sağladığı katkılar şu şekilde sıralanabilir:
- Yerli Üretimi Destekleme: Aluform, 1996 yılında kurulmuş olup, 1998’den itibaren tamamen Türk sermayesi ile büyümesini sürdürmektedir. Bu durum, yerli üretimi destekleyen bir yaklaşımı simgeler. Şirket, sandviç panel gibi yüksek kaliteli inşaat malzemelerini yerli olarak üretmekte ve Türkiye’nin iç pazarındaki ihtiyaçları karşılamaktadır. Yabancı üreticilere olan bağımlılığı azaltarak, Türkiye’nin sanayi altyapısının güçlenmesine katkı sağlar.
- İstihdam Yaratma: Aluform, Düzce’deki modern üretim tesislerinde yüksek teknolojiye sahip makinelerle üretim yapmaktadır. Bu tesis, sadece yerli malzeme üretimine değil, aynı zamanda yerel ekonomiye de katkı sağlayarak, çok sayıda kişiye istihdam sağlamaktadır. Fabrikada çalışan mühendisler, teknikerler ve üretim personeli, yerli sanayinin büyümesine katkıda bulunan önemli aktörlerdir.
- Yüksek Teknoloji ve İnovasyon: Aluform, Türkiye’nin en modern ve hızlı üretim hattına sahip fabrikalarından birine sahip olup, üretim süreçlerinde ileri teknoloji kullanmaktadır. Bu teknoloji yatırımları, sadece Aluform’u değil, aynı zamanda Türk sanayisinin rekabet gücünü artıran bir etkiye sahiptir. Ayrıca, yenilikçi ürünler ve Ar-Ge faaliyetleri ile Türkiye’nin inşaat sektöründe daha ileri seviyelere ulaşmasına yardımcı olmaktadır.
- İhracat ve Döviz Kazancı: Aluform, yalnızca Türkiye pazarına değil, dünya çapındaki pazarlara da ürünlerini ihraç etmektedir. Avrupa başta olmak üzere, birçok ülkeye yapılan ihracatlar, Türkiye’nin döviz gelirlerini artırır. Bu durum, Türk sanayisinin küresel pazarda daha güçlü bir konumda olmasına katkı sağlamakta ve Türkiye’nin dış ticaret dengesine olumlu yansımaktadır.
- Yerli Malzeme İhtiyacını Karşılama: Aluform, Türkiye’deki inşaat sektörüne kaliteli yerli malzeme temin etmektedir. Sandviç panel üretimi, ülke genelinde birçok projede kullanılan bir malzeme haline gelmiş olup, yerli üretim sayesinde maliyetler düşürülmüş ve Türk inşaat sektörünün daha rekabetçi hale gelmesi sağlanmıştır. Bu da yerli üreticilerin daha düşük maliyetlerle kaliteli ürünler sunabilmesine olanak tanır.
- Sürdürülebilirlik ve Çevre Dostu Üretim: Aluform, çevre dostu üretim süreçlerine ve enerji verimliliği sağlanmasına büyük önem vermektedir. Bu yaklaşım, yalnızca şirketin kendi operasyonlarına değil, aynı zamanda Türkiye’nin sürdürülebilir sanayi hedeflerine de katkıda bulunmaktadır. Aluform’un yenilikçi ve çevreye duyarlı üretim anlayışı, sanayinin daha sürdürülebilir bir şekilde büyümesine yardımcı olmaktadır.
Sonuç olarak, Aluform Pekintaş, Türkiye’nin yerli üretimini destekleyen, inovasyona ve kaliteye odaklanan, yüksek teknolojiye sahip bir şirket olarak Türk sanayisine büyük katkılar sağlamaktadır. Yerli üretim, istihdam yaratma, ihracat ve çevre dostu uygulamaları ile Türkiye’nin sanayi sektörüne değerli bir katkı sunmaktadır.
Bunları da Beğenebilirsin
GENEL
ODE Yalıtım ile Güvenli Yapılar, Dayanıklı Şehirler

Yayınlandı
1 gün önce-
Nisan 10, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
ODE Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan
ODE Yalıtım, Epikon serisi bitümlü su yalıtım membranları ve yangına karşı güvenlik sağlayan Evomineral ürünüyle, yapıların dayanıklılığını artırarak güvenli ve sürdürülebilir kentler inşa edilmesine katkı sağlıyor. Deprem ve su yalıtımına yönelik geliştirdiği yüksek performanslı ürünlerle sektörde fark yaratan marka, yapıların uzun ömürlü olmasını sağlayarak geleceğin güvenli şehirlerine yön veriyor.
Depreme Dayanıklı Yapıların inşası kapsamında “Güvenilir ve Sağlam Yapılarla Yaşanabilir Kentlere” ulaşılabilmesi hedefiyle, son dönemde geliştirmiş olduğunuz yenilikçi teknolojileriniz ile Deprem Güvenliği konusunda nasıl bir fark oluşturmaktasınız?
Deprem kuşağında yer alan ülkemizin en büyük ihtiyacı sürdürülebilir kentler ve yapılar. Binanın ömrünü uzatan teknolojilerden en önemlisi de yapıyı her türlü su ve nem tehdidinden koruyan ve korozyonu önleyen su yalıtım malzemeleri. Temel üretim gamımızda olan bitümlü su yalıtım membranları, suyun binalara yönelik olumsuz etkilerine karşı üst düzeyde koruma sağlayarak temel, bahçe, çatı, bodrum ve teraslarda su sızıntısı yaşanması riskini ortadan kaldırıyor. Bitümlü membran örtüleri alanındaki Epikon serimiz, eksi 30 derece soğukta bükülme dayanımlarıyla Türkiye’de ilk ve tek olmasıyla fark yaratıyor.
Kentsel Dönüşüm için yüksek performanslı ürünlerinizle projelere sağladığınız katma değerler kapsamında ve müşteri memnuniyeti odağında en çok rağbet görenler / en çok tercih edilen ürünleriniz ve hizmetleriniz hangileridir?
ODE Yalıtım olarak doğru ürün, hizmet ve işçilik konusunda üzerimize düşenleri yerine getirmek için çalışıyor, bu doğrultuda yenilikçi ürün ve hizmetler geliştirmeye odaklanıyoruz. Güvenli binanın en önemli unsurlarından biri su yalıtımı ve deprem karşısında binanın dayanıklılığını artıracak en uygun ve güvenilir su yalıtım malzemesi de bitümlü membran örtüleri. Biz de 2019 yılında piyasaya sunduğumuz Epikon serimiz ile Türkiye’de bir ilke imza atarak, eksi 30 derece soğukta bükülme dayanımına sahip bitümlü su yalıtımı örtüleri üretiyoruz. Bu ürünler yapıların uzun yıllar boyunca sudan korunmasına olanak sağlayan yapıya ve performansa sahip. Epikon serisinde ürettiğimiz proof membranlarımız da temel ve perdelerde sonradan olabilecek su kaçaklarının beton yüzeyi boyunca ilerleyip tüm taşıyıcı sistemi sarmasını ve zayıflatmasını engelleyerek, yapının taşıyıcı gücünü koruyor. Yine yoğun su çıkışının olduğu zeminler veya deprem etkisi beklediğimiz hareketli zeminlerde sağlam kalabilecek esneklik ve yapışma kalitesine sahip Epikon Aflame ve Epikon Stick-it ürünlerimizle ve çatılar için her türlü zorlu iklim koşulunda önerdiğimiz Epikon Eternal gibi performans ürünlerimizle her türlü ihtiyaca çözüm sunuyoruz. Yeni nesil ürünlerimize bir başka örnek de deprem esnasında ilk etapta göz ardı edilen ancak felaketin içinde başka bir felaket yaşanmasına neden olabilen yangınlara yönelik ürünümüz Evomineral.
Bilindiği üzere deprem anında bina ayakta kalsa dahi patlayan borular, sızıntı ve kaçaklar ile devrilmeler sonucu yangın çıkabiliyor. ODE Yalıtım olarak özel bir üretim teknolojisi kullanarak geliştirdiğimiz ara bölme levhası Evomineral de A1 sınıfı yanmaz özelliği ile alevlerin ilerlemesini engelleyerek duman salımını da azaltıyor. Ürünümüz aynı zamanda ses ve ısı yalıtımı da sağlıyor.
Sektörümüzün gelişimi için büyük bütçeler ayırdığınızı takip ediyoruz. Yeni Yatırım planlarınız ile emek yoğun AR-GE çalışmalarınız ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Isı, ses ve yangın yalıtımı konusunda daha yüksek performans sergileyen ürünler geliştirmek en önemli önceliğimiz. Bu doğrultuda, tasarımcıların ve uygulayıcıların işlerini kolaylaştıracak, uygulama hızını artıracak ve hata risklerini ortadan kaldıracak yalıtım sistemleri üzerinde çalışıyoruz. Farklı müşteri talepleri ve ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Greentech Ar-Ge adını verdiğimiz bir inovasyon merkezimiz mevcut. Bu merkezde, faaliyet gösterdiğimiz farklı ülkelerdeki özel ihtiyaçları dikkate alarak ürünlerimizi geliştiriyoruz. Ciromuzun yüzde 3’ünü Ar-Ge ve dijitalleşmeye ayırıyoruz. Altı kıtada 75 ülkeye ihracat yapıyoruz ve her pazarın kendine özgü talepleri bulunuyor. Bu durumda, her pazara özel yeni ürünler geliştirme ihtiyacı doğuyor. Ayrıca, üretimde sürdürülebilirliği sağlamak ve karbon salınımını azaltmak için yeni üretim teknolojilerine odaklanıyoruz.
ODE bünyesinde dört farklı ana ürün grubunda altı işletmemiz var. Farklı üretim tesisleri için Amerika ve Avrupa’nın önde gelen ülkelerinden temin edilen makinelerimiz ve üretim hatlarımız mevcut. En son 2022’de Eskişehir Rflex (Kauçuk Köpüğü) Tesisimizi sıfırdan yatırımla devreye aldık. Bu yeni yatırımın ek sağladığı kapasite bizi Türkiye’nin en büyük kapasitesine sahip markası yaptı. Bunun yanında 2024’te bir tesisimizin komple otomasyon sistemini değiştirdik. Tamamen yeni endüstri 4.0 uyumlu ekipmanlar kullanıldı. Tabii ki bu yatırımlarla amacımız, önce kalite ve üretim hızını artırmak. Bunun yanında operatör dostu makine haline getirmeyi planladık. Daha kolay operasyon yapılabilen, diyagnostiğin kolaylaştığı ve historik eğilimlerin kaydedildiği bir yapı kurduk.
Önümüzdeki dönemde özellikle konuşacağımız yeni ürünlerinizle ya da yeni hizmet modellerinizle ilgili de kısaca bilgi alabilir miyiz?
Uzun vadeli hedeflerimiz olan 2030 yılına yönelik stratejik planlarımızı 2024 yılında netleştirdik. Gelecekteki büyümemizin temel odak noktaları ‘sürdürülebilirlik’, ‘insan kaynağı’ ve ‘dijitalleşme’ olacak. Bu üç alanda yapacağımız yatırımlar hem sektörün geleceğine yön verecek hem de ODE Yalıtım’ın gelecekteki büyüme stratejisinin temellerini atacak. Bu sayede, şirketimizi daha sürdürülebilir, dijitalleşmiş ve verimli bir yapıya kavuşturmayı hedefliyoruz.
Ayrıca 2025 yılında emek yoğun işlerde, mesela paketleme hatları en öncelikli, robotlar ve / veya robotize ekipmanlara yatırımlar yapmayı planlıyoruz.
Ürettiğiniz ürünlerinizin lojistik operasyonlarından başlayarak üretim ve depolama süreçleri de düşünüldüğünde, çevresel etkileri minimize etmek dolayısıyla sürdürülebilirliği sağlamak için neler yaptığınızı öğrenebilir miyiz?
Yalıtım sektörü, özellikle dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri olan enerji verimliliğiyle ilgili bu dönemde büyük bir öneme sahip. Enerji verimliliği ve karbon ayak izinin azaltılması konularında kritik bir rol oynuyor. Bu bağlamda, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine odaklanarak “Enerji Verimliliği”, “Sorumlu Üretim ve Tüketim”, “Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar” ve “Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı” gibi alanlarda çalışmalar yapıyoruz. “Yeşil Dünya Hedefimiz” ve “Sıfır Karbon Misyonumuz” çerçevesinde belirlediğimiz hedefler doğrultusunda, ekolojik çeşitliliği koruma, enerji tüketimini azaltma, geri dönüşümlü malzeme kullanma gibi adımlar atıyoruz. Bu kapsamda, ekolojik çeşitliliği korumaktan enerji tüketimini azaltmaya, geri dönüştürülebilir malzeme kullanımından paydaşlarımıza çevresel yönetim ve enerji verimliliği konularında bilgilendirmeye kadar birçok farklı alanda çalışmalar yürütüyoruz.
Röportajımızın sonuna eklemek istediğiniz mesajlar ve duyurular var mıdır?
Bu yıl, ODE Yalıtım için son derece özel bir yıl; çünkü 40’ıncı yılımızı kutluyoruz. Bu nedenle, yılın başından itibaren oldukça yoğun ve heyecan verici bir döneme adım attık. 40 yıl boyunca kazandığımız tecrübelerle, faaliyet gösterdiğimiz pazarlarda büyümeye devam etmeyi hedefliyoruz. Özellikle İngiltere pazarındaki faaliyetlerimizi önemli ölçüde büyütmeyi planlıyoruz. İngiltere, bizim için stratejik açıdan büyük bir öneme sahip ve burada daha fazla projeye imza atmayı amaçlıyoruz. Bununla birlikte, Avrupa’daki varlığımızı daha da güçlendirebilmek için, yeni iş birlikleri kurma çalışmalarına hız verdik. Avrupa’nın farklı bölgelerinde, özellikle Orta Avrupa’da kurmayı planladığımız ikinci ülke müdürlüğüyle bu pazarda derinleşmeyi ve etkili bir varlık oluşturarak daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmayı hedefliyoruz.
GENEL
Flokser Kimya ile Depreme Dayanıklı ve Yaşanabilir Kentler: Yenilikçi Çözümlerle Güvenli Yapılar

Yayınlandı
1 gün önce-
Nisan 10, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Flokser Kimya, depreme dayanıklı yapıların inşasında sunduğu yenilikçi poliüretan ve yalıtım teknolojileriyle yapıların güvenliğini ve ömrünü artırıyor. Kentsel dönüşüm projelerinde yüksek performanslı çözümleriyle enerji tasarrufu ve su yalıtımı sağlayarak müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkarıyor.
- Depreme Dayanıklı Yapıların inşası kapsamında “Güvenilir ve Sağlam Yapılarla Yaşanabilir Kentlere” ulaşılabilmesi hedefiyle, son dönemde geliştirmiş olduğunuz yenilikçi teknolojileriniz ile Deprem Güvenliği konusunda nasıl bir fark oluşturmaktasınız?
Flokser Kimya olarak depreme dayanıklı yapıların inşasında “Güvenilir ve Sağlam Yapılarla Yaşanabilir Kentler” hedefine ulaşmak için geliştirdiğimiz yenilikçi ürün ve teknolojilerle deprem güvenliği konusunda önemli katkılar sağlıyoruz. Yapıların dayanıklılığını artırmak ve enerji verimliliğini sağlamak amacıyla poliüretan yapı ve izolasyon ürünleri ile çözümler sunuyoruz. Çatı, cephe, soğuk oda panellerin, sprey poliüretan köpüklerin yüksek ısı yalıtım özellikleri sayesinde yapılarda enerji verimliliği sağlarken; aynı zamanda poliüretan likit membranlar ve poliürea sprey kaplamalar, su yalıtımı sağlayarak yapıların ömrünü uzatıyor. Ayrıca, zemin enjeksiyon ürün çeşitliliğimiz sayesinde bina, metro ve tünel gibi yapılarda su sızıntılarını önleyerek, çatlakları doldurarak güçlendirme ve su yalıtımı çözümleri sunuyoruz.
- Kentsel Dönüşüm için yüksek performanslı ürünlerinizle projelere sağladığınız katma değerler kapsamında ve müşteri memnuniyeti odağında en çok rağbet görenler / en çok tercih edilen ürünleriniz ve hizmetleriniz hangileridir?
Flokser Kimya olarak kentsel dönüşüm projelerinde yüksek performanslı ürünlerimizle hem yapıların dayanıklılığını artırıyor hem de müşteri memnuniyeti odaklı çözümler sunuyoruz. Bu kapsamda projelere yüksek katma değer sağlayan pek çok ürünümüz bulunuyor.
Poliüretan Isı ve Su Yalıtım Ürünleri
Sprey Poliüretan Köpükler: Yüksek ısı yalıtım performansı ile enerji tasarrufu sağlayarak yapıların sürdürülebilirliğini artırıyor.
Poliüretan Likit Membranlar: Çatılarda ve temellerde su geçirmezlik sağlayarak yapı ömrünü uzatıyor.
Poliürea Sprey Kaplamalar: Yüksek elastikiyet ve kimyasal dayanım sunarak binaların su ve darbe direncini artırıyor.
Zemin Güçlendirme ve Enjeksiyon Sistemleri
Tünel, metro ve bina temellerinde zemin stabilizasyonu ve su yalıtımı sağlayan, su sızıntılarını hızla durduran ve çatlakları doldurarak yapı güvenliğini artıran bu ürünler, kentsel dönüşüm projelerinde binaların enerji verimliliğini artırarak, uzun ömürlü ve sürdürülebilir yapılar oluşturulmasına katkı sağlıyor.
- Sektörümüzün gelişimi için büyük bütçeler ayırdığınızı takip ediyoruz. Yeni yatırım planlarınız ile emek yoğun AR-GE çalışmalarınız ile ilgili neler söylemek istersiniz? Önümüzdeki dönemde özellikle konuşacağımız yeni ürünlerinizle ya da yeni hizmet modellerinizle ilgili de kısaca bilgi alabilir miyiz?
Flokser Kimya olarak sektörde yenilikçi çözümler sunma vizyonumuz doğrultusunda, büyük bütçeler ayırarak Ar-Ge ve yatırım faaliyetlerimizi sürekli geliştiriyoruz. Yüksek performanslı, çevre dostu ve sürdürülebilir ürünler geliştirmek amacıyla ileri malzeme teknolojileri ve inovatif üretim teknikleri üzerine yoğunlaşıyoruz.
Yeşil binalara yönelik düşük karbon ayak izine sahip poliüretan sistemler, geri dönüştürülebilir izolasyon çözümleri ve VOC (uçucu organik bileşen) emisyonu düşük sürdürülebilir ve çevre dostu ürünler geliştiriyoruz. Önümüzdeki dönemde, yangına dayanıklı poliüretan sistemler ve uzun ömürlü su izolasyon malzemeleri ile yapı güvenliğini ve dayanıklılığını artıran yenilikçi çözümler sunacağız.
Gelecekte daha sürdürülebilir, daha dayanıklı ve daha akıllı yapılar için geliştirdiğimiz ürünlerimizle sektörde fark yaratmaya devam edeceğiz.
- Ürettiğiniz ürünlerinizin lojistik operasyonlarından başlayarak üretim ve depolama süreçleri de düşünüldüğünde, çevresel etkileri minimize etmek dolayısıyla sürdürülebilirliği sağlamak için neler yaptığınızı öğrenebilir miyiz?
Flokser Kimya olarak lojistikten üretime ve depolamaya kadar tüm süreçlerimizde çevresel etkileri en aza indirerek sürdürülebilirliği sağlamaya yönelik kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz.
Yeşil Lojistik Uygulamalarımız: Karbon ayak izini azaltmak için optimum rota planlaması, düşük emisyonlu taşıma araçları ve geri dönüştürülebilir ambalajlar kullanıyoruz.
Çevre Dostu Üretim Teknolojilerimiz: Düşük VOC (uçucu organik bileşen) emisyonuna sahip üretim süreçleri, enerji verimli makineler ve su tüketimini minimize eden sistemler ile çevre dostu üretimi destekliyoruz.
Sürdürülebilir Hammaddelerimiz: Biyo-bazlı ve geri dönüştürülebilir hammaddeler ile doğaya duyarlı ürünler geliştiriyoruz.
Tüm bu çalışmalarımızla hem çevre dostu üretimi teşvik ediyor hem de sürdürülebilir bir gelecek için sorumluluk bilinciyle hareket ediyoruz.
- Eklemek istedikleriniz…
Flokser Kimya olarak, sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerimizle yapı sektörüne değer katmaya devam ediyoruz. Deprem güvenliği, enerji verimliliği ve çevre dostu üretim konularında geliştirdiğimiz yüksek performanslı ürünlerimizle daha güvenli, dayanıklı ve yaşanabilir kentler oluşturmayı hedefliyoruz.
Önümüzdeki dönemde yeni nesil izolasyon, zemin güçlendirme ve yangın dayanımlı kaplama çözümlerimizle sektöre katkı sağlamaya devam edeceğiz.
RÖPORTAJ
Sistem Alüminyum’dan 30. Yılında Rekor Büyüme

Yayınlandı
2 ay önce-
Şubat 24, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Sistem Alüminyum, 30 yıllık serüveninde 4 kıtada 75 ülkeye ihracat yaparak sektöründe önemli bir yer edindi. 2024 yılı ise hem yeni yatırımlar hem de dijitalleşme hamleleriyle büyümenin hız kazandığı bir yıl oldu.
Sistem Alüminyum İcra Kurulu Başkanı Ayhan Yerekaban
- Global ölçekte ve bölgesel olarak markanızın/firmanızın genel değerlendirmenizi alabilir miyiz? Sektördeki konumunuz ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Sistem Alüminyum olarak kurulduğumuz günden bugüne de her yıl ortalama yüzde 30 oranında reel büyüme sağladık. Uluslararası pazarlarda sürekli bir genişleme göstererek, 30 yıl içinde 4 kıtada 75 ülkeye ihracat gerçekleştirdik ve son 6 yılda ihracat rakamlarımızı 3 kat arttırdık. 2023 yılında, toplam üretimimizin yüzde 64’ünü ihraç ettik. Çalışmalarımız sayesinde çeşitli ödüllere layık görüldük. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin düzenlediği “İhracatın Metalik Yıldızları” ödüllerinde, “Alüminyum Çubuk ve Profiller” kategorisinde 2018, 2019, 2020 ve 2022 yıllarında birincilik, 2021 ve 2023 yıllarında ise ikincilik ödüllerini kazandık. Sürdürülebilir büyümeye olan inancımız doğrultusunda, İstanbul Sanayi Odası’nın Türkiye’nin İlk 500 Sanayi Şirketi Listesi’nde 10 yıldır istikrarlı olarak yer aldık ve bu yıl 247’inci sırada bulunuyoruz. Ayrıca, yaklaşık 20 yıldır yer aldığımız TİM İlk 1000 İhracatçı Listesi’nde bu yıl 219. sıradayız.
Şu anda Türkiye alüminyum endüstrisinin önde gelen firmalarından biriyiz, aynı zamanda küresel ölçekte de konumumuzu sürekli güçlendiriyoruz.
- 2024 yılı için, sektörümüzdeki en belirgin trendler ve firmanız özelinde en belirgin değişimler neler oldu? 2024 yılı nasıl geçti, kısa bir bilgilendirme alabilir miyiz?
2024 yılı yeni yatırımlar yaptığımız ve geçmiş yatırımlarımızın sonuçlarını aldığımız bir yıl oldu. Aynı zamanda 2024 yılında şirketimizin 30. yılımızı kutlayarak önemli bir kilometre taşını geride bıraktık. Üretim alanında, dövme, dikey boyahane ve kompozit panel yatırımlarımızın büyük bir kısmını tamamladık. Dijitalleşme alanında da önemli atılımlar gerçekleştirdik. Yılın başında, iş süreçlerimizi daha verimli, hızlı, güvenilir ve ölçümlenebilir hale getirmek amacıyla ERP sistemine geçiş yaptık. Bu geçişimizle birlikte, üretimden sevkiyata kadar tüm süreçlerimizi teknoloji odaklı ve yenilikçi bir yaklaşımla güçlendirdik. Ayrıca, 2024 yılında yaklaşık 7 milyar 32 milyon TL ciroya ulaştık ve 20 milyon dolar seviyesinde de yatırım gerçekleştirdik.
- 2025 yılı sektörel ön görünüz doğrultusunda, başlıklarınız ve belirlediğiniz hedefleriniz neler olacaktır? 2025 yılında sektörümüzdeki gelişmeler ve markanızdaki/ürünlerinizdeki yenilikler neler olacak? Kısaca, 2025 nasıl geçecek, beklentinizi öğrenebilir miyiz?
Türkiye alüminyum sektörü, önümüzdeki 5 yıl içinde hem artan iç talep hem de güçlü ihracat potansiyeliyle önemli bir büyüme fırsatı barındırıyor. İnşaat ve altyapı projelerinde alüminyum, hafifliği ve dayanıklılığıyla öne çıkarak köprülerden havaalanlarına, konutlardan ticari yapılara kadar geniş bir kullanım alanı bulmaya başlıyor. Otomotiv sektöründe ise yerli elektrikli otomobil üretimi (TOGG) ve yan sanayi ihracatı, enerji verimliliği ve hafiflik gereksinimleriyle alüminyum talebini önemli ölçüde artırıyor. Ayrıca, savunma sanayiindeki yatırımlar, zırh ve diğer hafif yapı elemanlarında alüminyuma olan ihtiyacı desteklerken, havacılık sektöründeki büyümenin de sektöre yeni fırsatlar sunacağını öngörüyoruz.
Sistem Alüminyum olarak, bu güçlü talepleri en iyi şekilde karşılamak için önemli yatırımlar hayata geçiriyoruz. Geçen yıl kompozit panel üretim kapasitemizi 6 milyon metrekareden 9 milyon metrekareye çıkardık. Bu yıl da Dikey Boyahane ve Yüksek Stoklama Tesisi açılışlarımızı gerçekleştireceğiz. Bu sayede üretim değerlerimizi çok daha üst seviyeye taşıyacağız. Öte yandan, 2023 yılından itibaren dijital dönüşüm projeleri de yürütüyoruz. 2024 yılının başında ise ERP sistemine geçiş yaptık. Dijitalleşme vizyonumuz kapsamında, tüm iş süreçlerimizi daha verimli, etkili ve yenilikçi bir şekilde yönetmeyi hedefliyoruz. Tüm bunlara ek olarak, yeni yapılanmamızla, mimari alanda sunduğumuz çözümlerimizi daha da geliştirmeye odaklanacağız.
Yeni yatırımlarımızla birlikte üretim kapasitemizi ve ürün çeşitliliğimizi geliştirmemiz sonucunda, ihracat pazarlarında çok daha büyük başarılara imza atacağımıza ve Türkiye’yi alüminyum alanında öncelikli rotalardan biri haline getireceğimize inanıyoruz.
- 2025 yılı için ihracat hedeflediğiniz yeni bölgelerdeki yeni ihracat stratejilerinizi öğrenebilir miyiz? Bu kapsamda ihracat odaklı yeni üretim / yeni ürün yatırımlarınız ile ilgili bilgi almak, kısaca 2025 yılı için ihracat beklentinizi de öğrenebilir miyiz?
Stratejik yatırımlarımızın en başında dövme tesisimiz geliyor. Bu sebeple de 2024 yatırımlarımızın yaklaşık yüzde 30’unu dövme alanına ayırdık. Tüm dövme makineleri ve süreçlerimizi, 2000 m²’lik özel bir tesiste topladık ve üretim kapasitemizi yüzde 65 oranında artırdık. Yeni pres makinemizle birlikte 6.500 tonluk pres gücüne ulaştık. Ayrıca, 4.000 tonluk alüminyum dövme presi Türkiye’de yalnızca bizim tesisimizde bulunuyor. Bu sayede, daha ağır malzemelerin dövmeden üretilebilmesini sağlıyor, müşterilerimizin çelikten alüminyuma geçişini de kolaylaştırıyoruz.
Yeni tesisimiz sayesinde, özellikle otomotiv, enerji, savunma ve havacılık sektörlerinin alt gruplarında ve firmalara özel oluşturacağımız yeni alaşımlarla alüminyumun daha fazla tercih edilmesine katkı sunmayı hedefliyoruz. Bu sektörlerde ihracat performansımızı da artırmayı planlıyoruz. Almanya bu noktada hedef pazarlarımız başında geliyor. İsviçre, Amerika, Avusturya ile de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tesisimizin kapasitesini önümüzdeki 2 yıl içinde ise yüzde 100 arttırmayı ve 2028 yılına kadar dövme ciromuzu 10 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Yakın dönemdeki diğer yatırımlarımız arasında, dövme tesisimizdeki kapasite artırımı ve teknolojik yenilikler yer alıyor. 2024 sonu ve 2025 için planladığımız yeni yatırımların ise, verimlilik, kalite ve kapasite arttırıcı makinalara yönelik olmasını planlıyoruz.
- 2025 yılı Sürdürülebilir Vizyonunuz hakkında ve planladığınız Sosyal Sorumluluk Projeleriniz ile ilgili de bilgi almak isteriz.
Sürdürülebilirlik adımlarımızı hızlandırmak öncelikli konularımızdan biri. 2022 yılından bu yana sürdürülebilirlik raporlarımızı yayınlamaktayız. Sistem Alüminyum olarak sürdürülebilirlik yaklaşımımız kapsamında; emisyon ve enerji yönetim süreçlerinde gerçekleştirdiğimiz etkin çalışmalarla 2030 yılında karbon ayak izimizi yüzde 55 azaltmayı ve 2050 yılında karbon nötr olmayı amaçlıyoruz. Bunu yaparken de çalışan önerilerini, çalışan memnuniyetini ve fırsat eşitliğini ön planda bulundurarak kurumsal yönetimin sağlamasını önemsiyoruz. Sürdürdüğümüz dijital dönüşüm projesinin getirdiği sorumlu üretim ve tüketim bilinci ile de müşteri memnuniyetini artıracak daha yenilikçi sistemleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz.
- Röportajımızın sonuna eklemek istediğiniz mesajlar ve duyurular var mıdır?
2024 yılında Türk markalarının küresel rekabet gücünü artırmayı hedefleyen Turquality Marka Destek Programı’na dahil olduk. Turquality Marka Destek Programı’yla, güçlü üretim kapasitemiz ve ihracat potansiyelimizi küresel pazarlarda çok daha etkin bir şekilde hissettireceğiz. Markamız uluslararası pazarda rekabet gücünü artırırken, ülkemiz de alüminyum çözümleri alanında önemli merkez haline gelecek. Sorumluluklarımızın farkında olarak programdan en üst düzeyde istifade etmek için tüm bileşenlerimizle hazırız.
Son Yazılar
- Form Endüstri Ürünleri’nden Gaziantep Üniversitesi Hastanesi’ne yüksek verimli iklimlendirme çözümleri Nisan 11, 2025
- Türkiye Hazır Beton Birliği 2024 Yılı Hazır Beton Sektör Raporu Nisan 11, 2025
- Elektrik zamlarından etkilenmemenin yolu doğru yalıtım Nisan 11, 2025
- E.C.A. Citius Premix Kombilerde 5 Yıl Garanti Kampanyası Devam Ediyor Nisan 11, 2025
- Empati ve Duygu Yönetimi: Marka İletişiminin Temel Taşları Nisan 11, 2025
- Nitelikli Isı Yalıtımı Deprem Riskine Karşı Kalkan Görevi Görüyor Nisan 11, 2025
- AKYAPI EN BÜYÜK ‘TİCARETHANE’ PROJESİNİ DUDULLU’DA HAYATA GEÇİRİYOR Nisan 11, 2025
- Betonarme Su Depoları, Yapıların Ömrünü Kısaltıyor Nisan 10, 2025
- ODE Yalıtım ile Güvenli Yapılar, Dayanıklı Şehirler Nisan 10, 2025
- Viva İskele 1.159 daire ve 10 ticari alanıyla yatırımınızı geleceğe taşıyor Nisan 10, 2025
- İzocam Genel Direktörü Murat Savcı: “Deprem güvenliğini pekiştirmek için, binalarınızda ısı yalıtımı yaptırmayı ertelemeyin” Nisan 10, 2025
- Eskişehir Ticaret Odası, Mitsubishi Heavy Klima ile kesintisiz iklimlendirme konforuna hazır Nisan 10, 2025
- Ravago Bina Çözümleri ile Güvenli Yapılar Nisan 10, 2025
- İdeal iç ortam sıcaklığını sağlayamayan fabrikaların işçilik maliyetleri yüzde 10 artıyor Nisan 10, 2025
- Flokser Kimya ile Depreme Dayanıklı ve Yaşanabilir Kentler: Yenilikçi Çözümlerle Güvenli Yapılar Nisan 10, 2025
Trendler
- RÖPORTAJ10 ay önce
“İklimlendirme Sektöründe Kullanıcıların Daha İyi Bir Yaşam Sürmelerine Yardımcı Olacak Yeniliklere Öncülük Etmeyi Sürdüreceğiz”
- GENEL11 ay önce
Alarko Carrier, 11 Yıldır İhracatta Zirvenin Sahibi!
- GENEL12 ay önce
Sika Yapı Kimyasalları, Deprem ile İlgili Bilinçlendirme Projesine devam ediyor
- GENEL12 ay önce
Enerji verimliliğinin yolu ısı yalıtımından geçiyor
- SEKTÖREL12 ay önce
Doka Türkiye, 17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında bu yılın merakla beklenen TurkeyBuild Fuarı’na katılım sağlayacak
- GENEL8 ay önce
Irak Kalkınma Yolu ile yıllık 5 milyar dolarlık potansiyel
- GENEL8 ay önce
İzocam’dan evinizin ısısını yaz-kış dengede tutan yalıtım çözümleri!
- GENEL8 ay önce
Bosch, Johnson Controls ve Hitachi’den konut ve hafif ticari iklimlendirme işini satın alıyor