Bizimle iletişime geçin

GENEL

“Bir Tasarım Problemi” etkinliğinin üçüncüsü gerçekleştirildi. Mimar, iç mimar ve moda tasarımcısı üç konuşmacı cesur çözümlerini anlattı

Yayınlandı

-

Mimarlık ve tasarım iletişiminde yenilikçi fikirler sunan ArcheThink’in, tasarım dünyasına ilham olma hedefiyle hayata geçirdiği “Bir Tasarım Problemi” etkinliğinin üçüncüsünü Zorlu PSM Sky Lounge’da gerçekleştirdi. İç mimar Atilla Kuzu, moda tasarımcısı Arzu Kaprol ve mimar Durmuş Dilekci’nin konuşmacı olarak yer aldığı etkinlikte; tasarım süreçlerinde yaşanan problemler, cesur bakış açıları ve çözümler paylaşıldı.


“Bir Tasarım Problemi” etkinliğinin üçüncüsü, Deceuninck Grup bünyesindeki IQ Alüminyum sponsorluğunda Zorlu PSM Sky Lounge’da düzenlendi. Etkinlikte konuşmacı olarak yer alan İç Mimar Atilla Kuzu “Akışkan Bütünlük”, Moda Tasarımcısı Arzu Kaprol “Antartika Gibi Düşünmek”, Mimar Durmuş Dilekci ise “Yıkmadan Yapmak” isimli sunumlarda seçtikleri projelerde yaşadıkları bir problemi ve özgün çözümlerini anlattı.


Mimarlıktan iç mimarlık ve modaya kadar tasarım çözümleri konuşuldu
Bir Tasarım Problemi’ nin üçüncüsünde iç mimar Atilla Kuzu, moda tasarımcısı Arzu Kaprol ve Durmus Dilekci, 15’er dakikalık sunumlar gerçekleştirdi. Atilla Kuzu, endüstriyel tasarım ve iç mimarinin bir araya geldiği “Akışkan Bütünlük” sunumuyla sahnede yer alan ilk isim oldu. Tasarımlarında sadece estetiğe değil, aynı zamanda mekanların kullanımına ve insan ihtiyaçlarına da odağına alan Atilla Kuzu, “Akışkan Bütünlük” isimli sunumunda Bursa Nilüfer’de konumlanan Doruk Hastanesi’nin yenilenen iç mimarisinin hikayesini anlattı. Boşluk ve soğukluğun verdiği duyguları kağıda aktararak, hayal gücünü yansıttığı akışkan bir tasarım ortaya çıkardığını belirtti. Tasarımda, kendi kendine oluşmuş bir kabuk hissi yaratmayı hedeflediklerini söyleyen Kuzu, doğal formlardan ve dalga hareketlerinden esinlenerek tasarımı şekillendirdiklerini ifade etti.


Antartika’da görev yapan Türk bilim insanları için tasarlanan kıyafet tasarladı
Türkiye’nin önde gelen moda tasarımcılarından biri olarak 30 yılı aşkın bir süredir sektörde yer alan Arzu Kaprol, “Antarktika Gibi Düşünmek” isimli sunumunda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK ile birlikte gerçekleştirdiği, moda ve teknolojiyi buluşturan koruyucu kıyafetlerin tasarım hikayesini paylaştı. Eksi 45°C’ye varan soğuklarda çalışmalarını sürdüren bilim insanları için, yalnızca dayanıklı değil, aynı zamanda hareket kabiliyetini artıran ve vücut ısısını koruyan özel kıyafetlerin büyük önem taşıdığını söyleyen Kaprol, doğadan ilham alarak Ankara keçisinin yünü gibi Türkiye’ye özgü doğal malzemelerle birlikte yüksek performans kumaşları kullanarak koruma kıyafetleri tasarladığını anlattı. Kıyafetlerin, güneş enerjisiyle ısıtma sağlayan ve sensörler aracılığıyla vücut ısısını izleyen teknolojik özelliklere sahip olduğunu belirten Kaprol, “Bu projede tasarımın sınırlarını zorlayarak hem işlevsel hem de estetik bir çözüm sunduk.” diye konuştu.


Yıkmayarak 5 bin 600 ton karbon ayak izi azaltıldı
Oturumun son konuşmacısı olan mimar Durmuş Dilekci, sunumunda yöre halkının senelerce Sheraton Çeşme Hotel olarak deneyimlediği, zamanla orijinal yapıya pek çok ekleme yapılarak deforme olmuş otel projesinin dönüşüm sürecini anlattı. ‘’Yıkmadan Yapmak’’ sunumu ile 11 katlı Swissotel Resort and Residences Çeşme projesinde yıkmadan tasarlanan yapının çalışma sürecini paylaştı. Dilekci, 1988 Deprem Yönetmeliği’ne göre inşa edilen ve 1999 İzmit Depremi sonrasında artık kullanım ömrünün sonuna gelen Sheraton Çeşme Hotel’i, yıkmak yerine, zamanla iyice hantallaşan ve güvensiz bir hale gelen yapının %74’ünü koruyarak, yapıyı güçlendirdiklerini ifade etti. “5 bin 600 ton yıkımı kurtararak hem 14 ay zaman tasarrufu elde ettik hem de karbon ayak izini azaltmış olduk” diyen Dilekci, “Mevcut yapıyı koruyarak yenilediğimiz yapının cephesini daha estetik ve Ege’nin ruhuna uygun bir mimari tasarımla dönüştürdük. Bu dönüşüm, binanın ömrünü uzatırken çevresel etkiyi de minimuma indirdi.” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

RUSAL alüminyum üretiminde bir devrime imza attı: İnert anot teknolojisi sayesinde alüminyum redüksiyon hücresi üretiminde karbon yerine artık oksijen salınımı yapılıyor

Yayınlandı

-

 
Dünyanın en büyük alüminyum üreticilerinden RUSAL, ilk kez inert anotlar kullanarak bir alüminyum indirgeme hücresinin ön ısıtma ve başlatma işlemini gerçekleştirdi ve bu alanda tarihi bir başarıya imza attı. Devrim niteliğindeki bu alüminyum elektroliz teknolojisi, atmosfere sera gazı yerine oksijen salınımı yapıyor.  RUSAL, şimdiye kadar bu teknolojinin endüstriyel testleri sırasında ön ısıtma ve başlatma için geleneksel karbon anotları kullanıyordu.
 
RUSAL, inert anot teknolojisini ölçeklendirme konusunda önemli bir başarıya imza attığını duyurdu. Küresel çapta lider alüminyum üreticisi şirket, tamamen inert anotlarla donatılmış bir redüksiyon hücresinin ilk kez ön ısıtma ve endüstriyel başlatma işlemini gerçekleştirdi. Bu devrimsel yenilik öncesinde, inert anotların hasar görmesi potansiyeline yönelik kaygılar doğrultusunda redüksiyon hücrelerinin ön ısıtma ve başlatma süreçleri, yerini zamanla inert anotlara bırakan geleneksel karbon anotlarla yapılıyordu.  Bu işlem, redüksiyon hücrelerinin ilk çalışması sırasında sera gazı emisyonlarına neden oluyor ve inert anot teknolojisinin stabilizasyon süresini uzatıyordu. İnert anot işlemi ise geleneksel yöntemin tam aksine, atmosfere CO2 yerine saf oksijen salınımı yapıyor.
 
Yeni bir redüksiyon hücresinin ön ısıtma ve başlatma işlemleri, alüminyum üretimindeki en karmaşık ve kritik süreçleri arasında yer alıyor. Bu sürece inert anotların eklenmesi, kapsamlı Ar-Ge faaliyetleri sonucunda mümkün hale gelmiş bulunuyor.  RUSAL, devrim niteliğindeki bu buluşla, inert anot teknolojisi karbon anotlara olan ihtiyacı tamamen ortadan kaldırırken, alüminyum elektroliz sürecini bütünüyle karbonsuz ve mümkün olduğunca çevre dostu hale getiriyor.
 
RUSAL ITC bünyesinde “İnert Anot Redüksiyon Hücresi” projesinin direktörlüğünü yürüten Alexander Gusev, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “RUSAL olarak elde ettiğimiz bu başarıyla mümkün olan en ‘yeşil’ alüminyumun sürdürülebilir üretimine ve endüstrinin karbondan arındırılmasına yönelik çok önemli bir adım attık. Bu çığır açan teknolojiyi uygulamaya devam edecek, metalurji endüstrisi için yeni standartlar belirleyeceğiz.”
 
RUSAL, inert anot teknolojisinin endüstriyel olarak yaygınlaşması ile birlikte “çevreci” üretimdeki liderliğini sürdürmeyi ve uluslararası pazarda düşük karbonlu birincil alüminyumun lider üreticisi konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

Wilo, Yeni Nesil Pompa Sistemleri ile Çevre Dostu Teknolojiler Geliştiriyor

Yayınlandı

-

Wilo, çevre dostu ve yüksek verimlilik sağlayan yenilikçi teknolojileriyle su yönetiminde sürdürülebilirliği yeniden tanımlıyor. IE5 motorlarla donatılmış yeni nesil pompa sistemleri ile enerji tüketimini optimize ederek karbon ayak izini azaltıyor. Geleneksel sistemlerle karşılaştırıldığında, bu teknolojiler enerji verimliliğini artırırken operasyonel maliyetleri düşürüyor. Wilo’nun akıllı sistemleri, su tasarrufunu teşvik ederken dayanıklılığı artırıyor. Wilo çözümleri bina otomasyonuna entegrasyonuyla kullanıcıların tüm süreçleri güvenilir ve etkili bir şekilde yönetmesini sağlıyor.

Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir geleceğin su teknolojilerini geliştiren Wilo, büyük projelerde karbon ayak izini azaltmaya katkıda bulunuyor. Wilo’nun yeni nesil pompa çözümleri, gelişmiş motor teknolojisi ve pompa seçim programları ile su tasarrufu ve dayanıklılığı ön plana çıkararak enerji tüketimini düşürüyor. Dijital pompa seçim aracı Wilo-Select 5 ile pompa seçiminde hız, doğruluk ve kullanım kolaylığını bir araya getiriyor. Bu platform, hidrolik hızlı tasarım özelliği sayesinde, kullanıcıların projelerine en uygun pompa serisini otomatik olarak öneriyor ve böylece tasarım sürecinde büyük bir zaman kazancı sağlıyor. Entegre pompa karşılaştırma ve eski pompa verilerine erişim gibi işlevlerle, kullanıcılar mevcut sistemlerini optimize ederken yeni seçenekleri detaylıca değerlendirebiliyor. Bu sayede, projelerde enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik açısından en ideal pompa seçimini yapmak mümkün hale geliyor.

Maksimum Performans ve Çevre Dostu Teknoloji

IE5 motor teknolojisiyle donatılmış yeni nesil Wilo pompaları, özellikle büyük binalardaki soğutma, ısıtma ve su taşıma uygulamalarında enerji verimliliği sağlama konusunda fark yaratıyor. IE5 motorlar, ultra-premium verimlilik seviyesine ulaşarak enerji kayıplarını yüzde 20 oranında azaltıyor ve bu sayede işletmelerin enerji maliyetlerini düşürüyor. Aynı zamanda daha düşük çalışma sıcaklıkları sayesinde, bu motorlar daha uzun ömürlü olup bakım gereksinimlerini de azaltıyor. Wilo-Helix VE 2.0, Wilo-Stratos GIGA2.0-I ve Wilo-Yonos GIGA2.0-I gibi yüksek performanslı ürünler, IE5 motor teknolojisiyle suyun verimli şekilde taşınmasını sağlarken karbon ayak izini de minimize ederek çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyor. Wilo-Helix VE 2.0, soğutulmuş su uygulamaları için mükemmel bir çözüm sunarken, Stratos GIGA2.0-I büyük su miktarlarını yüksek basma yükseklikleriyle taşıyabiliyor. Wilo Yonos GIGA2.0-I ise Inline kuru rotorlu yapısı sayesinde ısıtma ve soğutma sistemlerinde optimum enerji tüketimi sağlıyor. Bu pompalar, enerji tasarrufu açısından sektördeki çıtayı yükseltiyor.

Yeni Nesil Pompa Çözümleriyle Akıllı ve Verimli Su Yönetimi

Akıllı sistem entegrasyonu sayesinde, Wilo’nun bu ürünleri bina otomasyon sistemlerine kolayca entegre edilebiliyor. Yeşil düğme teknolojisi ile donatılmış ve kullanıcı dostu arayüzlere sahip olan Wilo-Helix VE 2.0, Wilo Stratos GIGA2.0-I ve Wilo Yonos GIGA2.0-I, uzaktan izleme ve yönetim imkanları sunarak kullanıcıların tüm sistem süreçlerini anlık olarak kontrol edebilmesini sağlıyor. Wilo’nun bu yeni nesil pompa çözümleri, dijital ekranlar ve sezgisel menü seçenekleri ile kolay kullanım imkanı sunarken, bina içindeki tüm su yönetimi uygulamalarında yüksek enerji verimliliğini sürdürülebilirlik hedefleriyle buluşturuyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

SEKTÖR PROFESYONELLERİNİ DESTEKLEYEN ‘BAYMAK AKADEMİ’DEN BÜYÜME HAMLESİ

Yayınlandı

-

Baymak Akademi, iklimlendirme sektöründeki profesyonellerin donanımlarının artması ve güncel teknolojik gelişmelere uyum sağlamasını hedeflerken, bölge akademileri ile büyümeye odaklandı. Geçtiğimiz günlerde açılan Ankara şubesinin ardından Erzurum, Gaziantep ve İzmir’de de akademiler açacaklarını söyleyen Baymak Genel Müdürü Ülkü Özcan, “Hedefimiz, sektör çalışanına, öğrencilere ve ilgili kurumlara ücretsiz eğitimler vererek hem sektörü hem de ülke genelinde sektör profesyonellerinin gelişimini desteklemek” dedi.

İklimlendirme sektörünün köklü kuruluşlarından Baymak hem çalışanlarına hem de sektördeki profesyonellere sunduğu eğitim fırsatları ile sektördeki gelişmeleri takip etmenin ve rekabetçi avantaj elde etmenin önemini vurguluyor. Bu misyonla 2018 yılında kurulan Baymak Akademi hem bireysel hem de kurumsal anlamda nitelikli eğitim programları sunarak, sektördeki kalifiye eleman ihtiyacına çözüm sunuyor. 

Enerji verimliliği, iklimlendirme sistemleri, HVAC (Isıtma, Havalandırma ve İklimlendirme) teknolojileri ve benzeri konularda uzmanlaşmış eğitimler veren Baymak Akademi, sektördeki profesyonellerin güncel bilgilerle donanmasını ve teknolojik gelişmelere ayak uydurmasını sağlamayı amaçlıyor. Aynı zamanda, çalışanlarının sürekli gelişimini destekleyerek şirket içindeki bilgi seviyesini de yükseltmeyi ilke ediniyor.

Sektörde Hizmet Kalitesinin Artmasına Katkı Sağlıyor

BDR Thermea Group bünyesindeki Baymak, bugün İstanbul Tuzla’daki iki üretim tesisinde çevre dostu iklimlendirme cihazları üretiyor. 600’ün üzerinde bayisi, 2100’den fazla satış ve 300’ün üzerinde yetkili servis noktasıyla 65 farklı ülkeye ihracat gerçekleştiren şirket, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler geliştirmeyi öncelikli hedefi olarak kabul ediyor. Bu doğrultuda iklimlendirme sektörünün gelişimine katkı sağlamak adına her geçen gün daha büyük adımlar attıklarını belirten Baymak Genel Müdürü Ülkü Özcan, “Baymak Akademi de bu adımlarımızdan biri. Akademimiz ile sektörümüzdeki vasıflı iş gücü eksikliğine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Bu yılın ilk on ayında, 4478 sektör profesyoneli, toplamda 496 saatlik eğitim alarak bilgi ve becerilerini geliştirirken, sektördeki hizmet kalitesinin artmasına büyük katkı sağladılar” diyor.

Akademi’nin Ankara Şubesi Açıldı 

Baymak Akademi, sektördeki tüm profesyonellere ulaşabilmek ve gelişimlerine katkı sağlamak için, Türkiye genelindeki stratejik noktalarda da Baymak Bölge Akademileri açmaya başladı. Bunun ilk adımı ise Ankara’da atıldı. Baymak Satış ve Pazarlama Direktörü Pınar Canlı’nın açılışını yaptığı Ankara Baymak Akademi faaliyetine başladı. Sonraki dönemde ise Erzurum, Gaziantep ve İzmir gibi şehirlerde de yeni akademi şubeleri hayata geçirilecek. Akademinin eğitim programları, katılımcıların iş dünyasında karşılaştıkları zorluklara daha etkili çözümler geliştirebilmelerini sağlamak üzere tasarlanmış durumda. Öne çıkan eğitim konuları arasında; ısıtma ve soğutma sistemleri yönetimi, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik çözümleri, iklimlendirme teknolojileri, ürün ve servis eğitimleri ile yenilikçi teknolojiler ve dijital dönüşüm gibi başlıklar ye alıyor.

Geniş Bir Kitleye Hitap Ediyor

Baymak Akademi’nin sunduğu eğitimlerin, yalnızca Baymak çalışanlarına değil, aynı zamanda sektördeki profesyonellere ve bu alanda kariyer yapmak isteyen bireylere de açık olduğunu vurgulayan Özcan, şunları ekledi: “Eğitimler, teknik ekiplerden yöneticilere kadar geniş bir katılımcı kitlesine hitap ediyor. Ankara’nın ardından diğer şehirlerde de açacağımız akademilerle yeni bir yapılanmaya gidiyoruz. Akademilerimizle, sektördeki eğitim ihtiyacını daha geniş bir kitleye ulaştıracak ve sektöre dair her türlü eğitim programını, meslek lisesi ve üniversite öğrencilerine de sunacağız. Hedefimiz, ulaşabildiğimiz sektör çalışanına, öğrencilere ve ilgili kurumlara ücretsiz eğitimler vererek hem sektörü hem de ülke genelinde profesyonel gelişimini güçlendirmek.”

Okumaya Devam Et

Son Yazılar

Trendler

Kitap


Kapanma Süresi 20Saniye