Bizimle iletişime geçin

GENEL

İklim Değişikliği ve İnşaat: Dirençli Yapılar Tasarlamanın Yolları

Yayınlandı

-

Dünya genelinde iklim değişikliğinin etkileri giderek daha belirgin hale geliyor. Sıcaklık artışları, deniz seviyelerinin yükselmesi, aşırı hava olayları ve kuraklık gibi sorunlar, sadece ekosistemleri değil, aynı zamanda inşaat sektörünü de doğrudan etkiliyor. Bu bağlamda, dirençli yapıların tasarlanması, hem çevresel hem de ekonomik sürdürülebilirlik açısından hayati bir rol oynuyor.


1. İklim Değişikliğinin İnşaat Sektörüne Etkileri

İklim değişikliğinin inşaat sektöründeki etkileri çok boyutludur:

  • Aşırı Hava Koşulları: Fırtınalar, sel baskınları ve sıcak hava dalgaları, binaların ve altyapıların dayanıklılığını zorlar.
  • Malzeme Dayanıklılığı: Sıcaklık ve nem değişimleri, yapı malzemelerinin ömrünü kısaltabilir.
  • İnşaat Maliyetleri: İklim koşullarına uygun malzeme ve tasarım zorunluluğu, projelerin maliyetini artırabilir.

2. Dirençli Yapılar Nedir?

Dirençli yapılar, iklim değişikliğiyle mücadele edebilen ve aşırı hava koşullarına dayanıklı olarak tasarlanmış yapılardır. Bu tür yapılar, çevresel değişimlere adapte olabilme yeteneğine sahiptir ve doğal afetlerin etkilerini minimuma indirir.

Dirençli Yapıların Temel Özellikleri:

  • Güçlendirilmiş yapısal sistemler.
  • Sürdürülebilir malzeme kullanımı.
  • Enerji verimliliği sağlayan teknolojiler.
  • Akıllı bina otomasyon sistemleri.

3. Dirençli Yapı Tasarımında Uygulamalar

İklim değişikliğine uyum sağlamak için çeşitli tasarım ve inşaat stratejileri geliştirilmektedir:

a) Yükseltilmiş Yapılar

Sel riski yüksek bölgelerde, binalar yerden belirli bir yükseklikte inşa edilerek su baskınlarının zararları önlenebilir.

b) Yeşil Çatılar ve Cepheler

Yeşil çatılar ve dikey bahçeler, ısı adası etkisini azaltarak sıcaklık kontrolü sağlar ve enerji tasarrufu sunar.

c) Rüzgar Dirençli Tasarımlar

Fırtına ve kasırgalara dayanıklı binalar, aerodinamik tasarımlar ve güçlendirilmiş malzemelerle inşa edilir.

d) Yağmur Suyu Yönetimi Sistemleri

Yağmur suyu toplama ve depolama sistemleri, ani yağışların yaratacağı sel baskınlarını engellemeye yardımcı olur.


4. Sürdürülebilir Malzeme Kullanımı

İklim değişikliğine dirençli yapılar için malzeme seçimi kritik öneme sahiptir.

  • Kendi Kendini Onaran Malzemeler: Beton gibi bazı malzemeler, çatlakları otomatik olarak doldurarak uzun ömür sunar.
  • Düşük Karbonlu Malzemeler: Ahşap, bambu ve geri dönüştürülmüş çelik gibi malzemeler, karbon ayak izini azaltır.
  • Yalıtım Malzemeleri: İyi bir yalıtım, hem enerji tüketimini azaltır hem de yapıyı dış etkenlere karşı korur.

5. Akıllı Teknolojilerin Kullanımı

Teknoloji, dirençli yapıların tasarımı ve işletimi için büyük avantajlar sağlar:

  • Bina Otomasyonu: Akıllı sensörler, hava koşullarına göre bina içindeki sıcaklık ve enerji tüketimini optimize eder.
  • Yapı Sağlığı İzleme Sistemleri: Sensörler sayesinde binaların dayanıklılığı sürekli olarak izlenir ve gerekli bakım zamanında yapılır.
  • Enerji Yönetim Sistemleri: Güneş panelleri ve enerji depolama sistemleri, yenilenebilir enerji kullanımını artırır.

6. Kentsel Planlama ve İklim Direnci

Dirençli yapılar sadece bireysel projelerle sınırlı kalmamalıdır. Kentsel planlama süreçleri, iklim değişikliği etkilerine karşı dayanıklılığı artırmak için yeniden tasarlanmalıdır:

  • Yeşil Koridorlar: Şehirlerde hava dolaşımını ve soğutmayı destekleyen açık alanlar oluşturulmalıdır.
  • Afet Yönetimi Planları: Doğal afetlerin etkilerini azaltmak için şehir planlaması afet risklerini göz önünde bulundurmalıdır.
  • Karbon Nötr Şehirler: Yenilenebilir enerji kaynakları ve düşük karbonlu altyapılar ile şehirlerin karbon ayak izi sıfıra indirilebilir.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

İZODER: “Yangın yalıtımı tahliye için zaman kazandırır”

Yayınlandı

-

İnsanoğlu varoluşundan bu yana doğal sebeplerle çıkan yangınlarla olduğu kadar hatalar sonucu meydana gelen yangınlarla da mücadele ediyor. Yangınlarda ihmaller zinciri sonucunda ağır can ve mal kayıpları yaşanabiliyor. Oysa henüz binalar inşa aşamasındayken başta yangın yalıtımı olmak üzere alınacak bir dizi tedbir hayati önem taşıyor. Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki bir otelde çıkan yangının ardından açıklama yapan İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Bolu’da meydana gelen yangında çok sayıda ölü ve yaralımızın olmasından büyük üzüntü duyuyoruz. Yangınlara karşı can ve mal güvenliğinin korunmasında, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak yangın güvenliğine yönelik aktif ve pasif önlemlerinin alınmasının, doğru malzeme kullanımı ve yangın yalıtımı yapılmasının gerekliliğinin altını bir kez daha ve ısrarla çizmek istiyoruz. Benzer acıların yaşanmaması için risk analizlerinin yapılması ve gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor” dedi.

Hemen her gün yeni bir yangın haberi canımızı yakıyor. Ciddi can ve mal kayıplarına neden olan yangınların önlenmesinde yangın yalıtımı hayati önem taşıyor. Yangın sırasında açığa çıkan ısı ve dumanın yayılmasını geciktiren yangın yalıtımı aynı zamanda güvenli kaçış koridorları oluşturarak tahliye için gerekli zamanı sağlıyor. Yangın sırasında en büyük tehlikelerden biri açığa çıkan ısıyla binanın çökmesi olduğundan yangın yalıtımı yapının bütünlüğünün korunması açısından da büyük önem taşıyor.

Ülkemizde yangın yalıtımının önemi ile ilgili bilincin henüz yeterli düzeyde olmadığını dile getiren İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu,şunları söyledi:“Binalara doğru ve standartlara uygun şekilde uygulanmış yangın yalıtımı, yangının yayılma hızının yavaşlatılmasında büyük önem taşıyor. Kazanılan bu zaman bina içerisindeki insanların güvenli şekilde tahliyesini sağladığından can ve mal kayıplarını önemli ölçüde azaltıyor. Hastane, okul, otel, AVM, sanayi tesisi, ibadethane, düğün salonu, eğlence merkezleri, çok katlı yapılar gibi insanların topluca bir arada bulunduğu yerlerde daha da büyük önem taşıyan yangın yalıtımının güvenlik açısından tüm binalarda yapılması gerekiyor.”

Yangın yönetmeliği eksiksiz uygulanmalı

Binalarımızı yangından korumanın yollarının yönetmelikle belirlendiğini söyleyen İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, uygulamada etkin denetimin önemini vurgulayarak: “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, her türlü yapıda yangınların önlenmesi ve olası yangınlarda can ve mal kaybını en aza indirerek söndürülmesini sağlamak üzere yangın öncesinde ve sırasında alınacak tedbirlerin, organizasyonun, eğitimin ve denetimin usul ve esaslarını belirlemiş durumda. Yönetmelik, hangi binada hangi malzemelerin kullanılması gerektiği ve alınacak tedbirlere ilişkin bilgileri de içeriyor. Uygulamalarda kötü sonuçlarla karşılaşmamak adına doğru detay ve malzeme seçimi konusundaki denetimlerin sıkı şekilde gerçekleştirilmesi de büyük önem taşıyor” dedi.

Okumaya Devam Et

GENEL

Ahşap Mimari: Geleneksel Malzemeden Sürdürülebilir Tasarımlara

Yayınlandı

-

Ahşap, insanlık tarihinin en eski yapı malzemelerinden biri olarak yüzyıllardır kullanılmaktadır. Geleneksel yapılardan modern mimariye kadar uzanan bu yolculukta ahşap, hem estetik hem de çevre dostu özellikleriyle her dönem cazibesini korumuştur. Günümüzde sürdürülebilirlik anlayışının artmasıyla birlikte ahşap, mimaride yeniden ön plana çıkmaktadır. Bu makalede, ahşap mimarinin geçmişi, avantajları, modern uygulamaları ve sürdürülebilirlik açısından önemi ele alınacaktır.


1. Ahşap Mimarinin Tarihsel Yolculuğu

Ahşap, geleneksel mimaride önemli bir yere sahiptir. İlk çağlardan itibaren barınaklardan tapınaklara kadar birçok yapıda kullanılmıştır.

  • Geleneksel Ahşap Yapılar: Köy evleri, dağ kulübeleri ve eski ibadet yerleri ahşap kullanılarak inşa edilmiştir.
  • Kültürel Miras: Ahşap, özellikle Japonya, İskandinav ülkeleri ve Osmanlı mimarisinde sıkça tercih edilmiştir.

2. Ahşap Yapıların Avantajları

Ahşap, doğal ve yenilenebilir bir malzeme olarak birçok avantaja sahiptir:

  • Çevre Dostu: Ahşap, karbonu depolayarak çevresel etkileri azaltır ve düşük enerji tüketimiyle üretilir.
  • Estetik ve Sıcak Görünüm: Doğal dokusu ve sıcak tonları sayesinde mekanlara huzurlu bir hava katar.
  • İzolasyon Özelliği: Ahşap, doğal bir yalıtkan olarak hem ısı hem de ses yalıtımında etkilidir.
  • Hafif ve Dayanıklı: Hafifliği, deprem bölgelerinde daha güvenli yapılar inşa edilmesini sağlar.

3. Modern Mimari ve Ahşap Teknolojileri

Teknolojinin gelişmesiyle ahşap, modern yapılarda daha işlevsel ve dayanıklı bir malzeme haline gelmiştir.

  • Lamine Ahşap (Glulam): Daha güçlü ve dayanıklı yapılar için katmanlar halinde yapıştırılmış ahşap malzeme.
  • Çapraz Lamine Ahşap (CLT): Çok katmanlı bir yapıya sahip olan CLT, yüksek katlı binalarda kullanılır.
  • Prefabrik Ahşap Yapılar: Modüler inşaat yöntemleriyle hızlı ve ekonomik çözümler sunar.
  • Yangına Dayanıklı Ahşap: Özel işlemlerle yangına karşı dayanıklılığı artırılmış ahşap malzemeler geliştirilmiştir.

4. Ahşap Mimaride Sürdürülebilirlik

Ahşap, sürdürülebilir mimari için ideal bir malzemedir:

  • Karbon Ayak İzi Azaltma: Ahşap, atmosferdeki karbonu emerek karbon salınımını düşürür.
  • Yenilenebilir Kaynak: Doğru şekilde yönetilen ormanlardan elde edilen ahşap, yenilenebilir bir kaynaktır.
  • Düşük Enerji Tüketimi: Üretim süreci, diğer yapı malzemelerine kıyasla daha az enerji gerektirir.
  • Geri Dönüşüm: Kullanılmış ahşap malzemeler yeniden değerlendirilebilir.

5. Ahşap Yapıların Kullanım Alanları

Ahşap, farklı yapı türlerinde geniş bir kullanım alanına sahiptir:

  • Konutlar ve Villalar: Isı yalıtımı ve estetik avantajlarıyla sıkça tercih edilir.
  • Köprüler: Dayanıklı lamine ahşap kullanılarak estetik ve işlevsel köprüler inşa edilir.
  • Gökdelenler: Ahşap teknolojilerinin gelişimiyle yüksek katlı binalarda kullanılmaya başlanmıştır.
  • Kültürel ve Sanatsal Yapılar: Müzeler, konser salonları ve galerilerde modern ahşap tasarımlar dikkat çeker.

6. Geleceğin Yapı Malzemesi: Ahşap

Ahşap, mimaride giderek daha fazla tercih edilen bir malzeme haline gelmektedir. Özellikle sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda şu trendler dikkat çekmektedir:

  • Karbon Nötr Yapılar: Ahşap, çevresel etkileri azaltarak karbon nötr hedeflere ulaşılmasına katkı sağlar.
  • Akıllı Ahşap Malzemeler: Sensörlerle donatılmış ahşap yapılar, yapı sağlığını izleme imkanı sunar.
  • Biyo-Mimikri Tasarımlar: Ahşap kullanılarak doğadan ilham alan yapılar oluşturulabilir.

Okumaya Devam Et

GENEL

Roca’nın 2025 Türkiye hedefi yüzde 56 oranında büyümek

Yayınlandı

-

Yenilikçi ürünler ve küresel yatırımlar ile hedeflerine ulaşacak

Banyolar için inovasyonu odağına alarak armatür, lavabo, klozet ve duş sistemleri gibi çözümler geliştiren Roca, 2024 yılında sektördeki konumunu pekiştirmeye devam ediyor. 2024 yılında satış hedeflerini gerçekleştirdiklerini belirten Roca Türkiye Genel Müdürü Dr.Murat Özyamanoğlu, 2025 için Türkiye pazarı hedeflerini yüzde %56 oranında büyüme olarak açıkladı.

Banyolarda teknoloji ve konforu bir arada sunan Roca, inovasyon ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle geliştirdiği ürünleriyle hizmet vermeye devam ediyor. Hem teknik kapasitesi hem de güçlü iş gücü ile üretim yetkinliklerine olan güvenini vurgulayarak, 2025 yılına dair öngörülerini paylaşan Roca Türkiye Genel Müdürü Dr.Murat Özyamanoğlu, 2024 yılında Türkiye’ye 110 milyon TL yatırım yaptıklarını belirtti.

“Güçlü adımlar atmaya devam edeceğiz”

2024’ün yenilikçi ürünler ve stratejik yatırımlar ile sektöre değer katan bir yıl olduğunu belirten Özyamanoğlu, “Daralan ve sıkılaşan piyasa koşullarının en çok etkilediği sektörlerden biri olarak, 2024 yılı bizim için hem zorlu hem de öğretici bir yıl oldu Roca Grup olarak, sektör bilgimiz ve güçlü iş modelimiz sayesinde güvenle yolumuza devam ettik. Dünyaca ünlü tasarımcılarla iş birliğimizi sürdürürken, Avusturya Gmunden tesisimizde devreye aldığımız dünyanın ilk elektrikli tünel fırını ile seramik sağlık gereçleri alanında bir paradigma değişimine öncülük ettik. İsviçre ve Polonya merkezli Nosag ve IneoCare markalarını bünyemize katarak, yaşlanan nüfusun özel gereksinimlerine yönelik yenilikçi çözümler geliştirmeyi amaçladık. Aynı zamanda, İtalya’nın lider umumi banyo armatürü tedarikçilerinden Idral’i satın alarak, armatür segmentindeki gücümüzü pekiştirdik. Hem markamız hem de sektörümüz için güçlü adımlar atmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Roca Grup olarak, Goslar/Hahndorf merkezli Alman Alape GmbH şirketini satın aldıklarını belirten Özyamanoğlu, bu satın alma ile müşterilerine daha geniş bir ürün portföyü sunmanın yanı sıra, Almanya, İsviçre, Avusturya ve Benelüks bölgelerinde de Roca’nın konumunu güçlendirmeyi hedeflediklerinin altını çiziyor.

“Operasyonel verimliliğimizi arttıracağız”

Roca Grup’un vizyonunun 3 temel taşından birisinin banyo alanındaki çözümlerinin çevresel etkisini en aza indirmek olduğunu belirten Özyamanoğlu, şunları söyledi: “Grubun içindeki stratejik önemimizin artmasıyla birlikte, yatırımlarımızı ve üretim hacmimizi Türkiye’ye kaydırmak amacıyla yeni üretim hatlarını devreye alıyoruz. Roca’nın 11 fabrikası arasında hacim açısından üçüncü büyük olan fabrikamız, aynı zamanda her iki ürün grubunun da aynı çatı altında üretildiği tek tesis. Sektörün gelecekteki standartlarını kurşunsuz döküm ve krom 3 kaplama gibi teknolojilerle şimdiden belirleyen fabrikamız, hem nihai ürünleri hem de üretim süreçleri ile tüm Avrupa pazarı için akredite durumda. Ayrıca; bu yıl odaklandığımız başlıca alanlar arasında sürdürülebilirlik, yeni ürün tasarımları, üretim makinelerinin renovasyonu ve fabrika yerleşkemizin yeniden organizasyonu yer alacak. Çevre dostu çözümler ve karbon sıfır hedefimize ulaşmak için üretim süreçlerimizi daha enerji verimli hale getirecek yatırımlar yapmayı planlıyoruz. Fabrika organizasyonumuzu yeniden gözden geçirerek üretim süreçlerimizi optimize edecek ve operasyonel verimliliğimizi arttıracağız.”

“Karbon nötr olma hedefine ulaşmak için faaliyetlerimize devam edeceğiz”

Seramik üretiminde bir ilke imza atarak dünyanın ilk elektrikli tünel fırını ile sürdürülebilirlikte bir devrim başlattıklarının altını çizen Özyamanoğlu, “Banyo alanları için tasarladığımız ve ürettiğimiz yenilikçi ürünlerle dünyanın önde gelen markalarından biri olarak, uzman fırın üreticisi Keramischer OFENBAU’nun çoğunluk hissesini satın aldık. Bu satın alma ile seramik sağlık gereçleri üretimi için dünyanın ilk elektrikli tünel fırınını başarıyla devreye aldık ve bu alanda üretim tesisine sahip dünyadaki ilk seramik sağlık gereçleri üreticisi olduk. Tüm çalışmalarımızda ve yatırımlarımızda sürdürülebilirlik ilkesini odağımıza alarak, 2045 yılına kadar karbon nötr olma hedefine ulaşmak için faaliyetlerimize devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

“Roca Group Way’i hayata geçireceğiz”

2025 yılı için istihdam stratejilerini şekillendirmeyi de düşündüklerini belirten Özyamanoğlu, “Bu sene, Roca Group’un global çapta başlattığı bir proje olan Roca Group Way’i hayata geçireceğiz. Bu proje, çalışanlarımızın kariyer gelişimi, liderlik yetenekleri ve takım içindeki etkileşimlerini iyileştirecek şekilde tasarlandı. Yeni işe alımlarımızda, inovasyona açık, sürdürülebilir çözümler üretebilecek ve şirket kültürümüze uyum sağlayacak yeteneklere odaklanacağız. Ayrıca, mevcut çalışanlarımızın gelişimi için eğitim programları ve mentorluk fırsatlarını arttıracağız. Bu kapsamda, liderlik gelişim programları ve teknik eğitimlerle çalışanlarımızın yetkinliklerini sürekli olarak arttırmayı hedefliyoruz. Böylece, hem şirketimizin hem de bireylerin gelişimine katkıda bulunacak bir iş gücü oluşturmayı planlıyoruz” dedi.

Okumaya Devam Et

Trendler