Bizimle iletişime geçin

GENEL

İTÜ Denizcilik Fakültesi’ne Doğu İklimlendirme ‘den Çevre Dostu ve Yenilikçi Çözümler: Four Seasons by DOGU VRF Dış Üniteleri ve DKS Klima Santrali ile Mükemmel Konfor Deneyimi

Yayınlandı

-

İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’ne projesi kapsamında çevre dostu ve yenilikçi iklimlendirme çözümleri ile Eurovent Sertifikalı DKS Klima Santralleriyle yüksek performans ve enerji verimliliği sunan Four Seasons By Doğu VRF Dış Ünite Sistemleri ile Doğu İklimlendirme imzasını taşıyor.

DKS Klima Santralleri 30 farklı kesitte imal edilmekte, soğutma ve havalandırma amaçlı santrallerde 800-80.000 m³/h, ısıtma ve havalandırma amaçlı santrallerde ise 1000-100.000 m³/h debi aralığı sunmaktadır. Modüler yapılı olan bu santraller, çift cidarlı panellere sahiptir. İsteğe ve uygulamaya göre kaya yünü, camyünü veya poliüretan izolasyonlu olarak üretilmekte ve 50 mm veya 60 mm kalınlığında paneller kullanılmaktadır. Doğu İklimlendirme bu projeye özel olarak otomasyonlu ve ısı geri kazanımlı olarak üretilen Eurovent Sertifikalı DKS Klima Santralleri ile adından söz ettiriyor. Yenilikçi ve teknolojik tasarımı ila klima santralleri sahip olduğu düz iç yüzeyi sayesinde kolay temizlenebilmekte ve toz birikimi önlenebilmektedir.

Bu prestijli proje kapsamında yüksek performans ve enerji verimliliği sunan Four Seasons By Doğu VRF Dış Ünite Sistemleri tercih edilen ürünlerden bir diğeri olup ticari ve endüstriyel binaların iklimlendirme ihtiyaçlarına ileri düzey teknolojik çözümler sunmak üzere tasarlanmıştır. Tek bir modelde 28 HP kapasite ve kademesiz inverter kapasite kontrolü ile geniş kapasite aralığında yüksek verimli DX sistem çözümleri sunan bu cihazlar, DKS Klima Santrallerimizle tam uyumlu olup müşterilerimize tek bir marka çatısı altında performans, dayanıklılık ve otomasyon kolaylığı sağlamaktadır.

Doğu İklimlendirme’nin ileri teknolojiyle üretilmiş bu iklimlendirme sistemleri, İTÜ Denizcilik Fakültesi’nde daha iç hava kalitesini arttırarak hem öğrencilerin hem de personelin sağlığına ve verimliliğine önemli katkılarda bulunarak her mevsim mükemmel bir konfor deneyimi sunuyor.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

IQ Alüminyum Sistemleri: Mimari Çözümlerde Kalitenin ve Yeniliğin Adı

Yayınlandı

-

Ege Profil ve Deceuninck Grubu’nun gücünü arkasına alan IQ Alüminyum Sistemleri, sektörde yenilikçi çözümleri ve geniş ürün portföyüyle fark yaratıyor. Mimari danışmanlık hizmetlerinden global ihracat ağına kadar, müşteri odaklı yaklaşımıyla hem Türkiye’de hem de dünya pazarında liderliği hedefliyor.

Öncelikle, markanızın/firmanızın genel yapılanması hakkında bilgi verir misiniz?

IQ Alüminyum Sistemleri’nin sektördeki güçlü hikayesinin ardında PVC profil sektörünün 43 yıllık öncü firması Ege Profil ile küresel çapta bu alandaki en büyük üç üreticiden biri olan Belçikalı Deceuninck Grubu var. IQ Alüminyum Sistemleri, 2014 yılında Deceuninck Alüminyum Sistemleri ve Winsa Alüminyum Sistemleri olarak iki farklı marka ile sektöre adım attı. 2016 yılına kadar iki farklı marka ile sektöre değer katan IQ Alüminyum, bu tarihten sonra tek marka olarak yoluna devam etti. Geliştirdiği benzersiz seriler, sektörde yarattığı farklılıklar ve yine sektöründe bayilik sistemi ile çalışan tek marka olan IQ Alüminyum, alanında trendleri belirleyen ve takip edilen bir marka haline geldi. 

Hem global ölçekte hem de bölgesel olarak markanızın/firmanızın genel değerlendirmenizi alabilir miyiz?

Ege Profil ile Deceuninck’in dünyadaki liderlik misyonuyla paralel, IQ Alüminyum Sistemleri de sektöründe Türkiye pazarının öncülerinden. Diğer yandan dünya üzerinde birçok bölgeye ihracat gerçekleştiren Deceuninck, 2012 yılında Hindistan’da açtığı depoyla Uzakdoğu pazarına, 2013 yılında Şili’de, 2014 yılında da Brezilya’da aldığı şirket ile Güney Amerika pazarına güçlü bir giriş yaptı. Deceuninck’in bu yurt dışı açılımları, bizim de IQ Alüminyum Sistemleri olarak yabancı pazarlara ulaşmamız için fırsat yarattı. Hedefimiz, yurt içindeki güçlü bayilik yapımızı hedef pazarlarda da güçlü bir yapıya kavuşturmak.  

Markanızın sektörünüzdeki konumu hakkında neler söylemek istersiniz?

IQ Alüminyum olarak mimari trendleri sürekli takip ediyoruz ve bu trendlere uygun, yüksek kaliteli, akredite kurumlar tarafından test edilmiş ürünler sunuyoruz. Kaliteli servis hizmetimiz, güçlü iş ortaklarımız ve proje odaklı yapımız ile öne çıkan bir alüminyum sistem eviyiz. Müşteri memnuniyetine büyük önem veriyoruz, bu yüzden proje ihtiyaçlarını analiz ederek müşterilerimizi doğru ürüne yönlendiren mimari danışmanlık hizmeti veriyoruz. 12 değişik açılır sistem, tüm kullanım kolaylıklarını içerisinde barındıran 11 değişik sürme sistem, hem katlanır cam hem katlanır kapıya izin veren iki katlanır sistem ile alanındaki konumunu güçlendiriyor. Bunların yanında; menfez sistemleri, güneş kırıcılar, sineklik sistemleri, skylight sistemleri, basit ofis bölmeler ile silikon cephe, kapaklı cephe ve entegre cephe sistemlerimizle geniş bir alüminyum sistemi portföyüne sahibiz. 

Sürdürülebilir bir geleceğin sağlanmasında, üretim süreçlerinin ve ilgili hammadde/tedarik zinciri operasyonlarının tüm dünya ile koordineli bir şekilde yönetilmesi günümüzde çok daha önem arz eden bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla, Sürdürülebilirlik konusunda firmanızın Evrensel Yaklaşımını ve Kurumsal Stratejilerini bizimle paylaşabilir misiniz?

Ege Profil, faaliyetlerini gerçekleştirirken mevcut yasal şartlara ve standartlara uyacağını, uygulamakta olduğu Kalite, Çevre, İş Sağlığı Güvenliği, Enerji ve Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemlerini sürekli geliştirip iyileştireceğini taahhüt eder. Dolayısıyla biz de Ege Profil’in çatısı altında olmanın verdiği avantajla güçlü kurumsal yapımızda şirketimizin sürdürülebilirlik anlayışını önemsiyor ve ilkelerimiz doğrultusunda, ‘yaşam döngüsü’ boyunca doğal kaynak tüketimi ve atık üretimini azaltıcı ve çevre kirliliğini önleyici çalışmalar yapıyoruz. Ayrıca enerji verimli ürün ve servis hizmetleri satın alarak, yenilenebilir enerji kaynaklarımızı etkin kullanmayı, enerji performansımızı iyileştirecek tasarım faaliyetlerini destekliyoruz. 

Sürdürülebilir Dünya kapsamında özellikle odaklandığınız/hayata geçirdiğiniz Sosyal Sorumluluk Projeniz var mıdır, detaylarını öğrenebilir miyiz?

Yaşanan depremler sonrasında başta riskli binaların yarattığı tehlikenin farkında olan IQ Alüminyum, halen devam eden ve 31 Aralık 2024 tarihinde sona erecek kampanyamız çerçevesinde kentsel dönüşüm projelerine destek veriyoruz. Bu kampanyamız kapsamında alüminyum sektöründeki bilgi birikimimizi, kaliteli ve nitelikli alüminyum kapı ve pencere ürünlerimizi tüketiciyle buluşturmayı, nitelikli ve güvenli yaşam alanlarına katkı sunmayı hedefliyoruz. Bunun için de tüketicilere hem mimari danışmanlık hizmeti veriyoruz hem de uygun fiyat sunarak kentsel dönüşümünün ivmelenmesinin önünü açmak istiyoruz. Bu projemizin yanı sıra önümüzdeki dönemlerde de kurumsal sosyal sorumluluk alanında çalışmalar yürütmek için çeşitli girişimlerde bulunuyoruz. 

Sektörünüzün gelişimi için büyük bütçeler ayırdığınızı takip ediyoruz. Emek yoğun AR-GE çalışmalarınızda sürdürebilirlik odaklı neler yaptığınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Bu doğrultuda, yeni yatırımlarınız ve sürdürülebilir yeni ürünleriniz/yeni markalarınız olacak mıdır?

Alanında uzman, tecrübeli teknik ekiplerimizle AR-GE çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Teknolojiyi ve sürdürülebilirlik yaklaşımlarını yakından takip edip, kaliteli ve yenilikçi ürünler üreterek hedeflerimiz doğrultusunda ilerliyoruz. IQ Alüminyum olarak tüketicinin ihtiyacına uygun çözümler geliştiriyoruz. Bunu yaparken de Deceuninck Grubu’nun 87 yıllık teknolojik bilgi birikiminden yararlanıyoruz. Her projeyi ayrı bir süreç olarak ele alıp sadece ‘ürün’ üretmektense çözüm yaratma motivasyonuyla hareket ediyoruz. Tüm bu iş süreçlerimizin arkasında da sürdürülebilirlik yaklaşımımızı ön plana çıkarıyoruz. 

Ege Profil AR-GE Merkezi’nin de desteğiyle ürün geliştirme-inovasyon, kalıp teknolojisi ve proses geliştirme faaliyetleri üzerine, yurt içi ve yurt dışı pazarlarına yönelik yenilikçi ürünlerimizi müşterilerimize sunuyoruz.  AR-GE faaliyetlerimiz ile yapının önemli bir parçası olan ürünlerimizde enerji tasarrufu özelliği ön plana çıkıyor ve teknik olarak yenilikçi ürünler tasarlayarak, uygulayıcılarla paylaşıyoruz. Projelerde, rüzgar yükü hesapları ve ısıl iletkenlik hesaplarını esas alan uygulamaları öne çıkararak, sürdürülebilirlik anlamında tüketicilere çevreye duyarlı ürünler sağlamaya çalışıyoruz.  

Sürdürülebilir Çevre Politikaları ve Yaşanabilir Çevre Stratejileri adına uygulanan Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ve Avrupa Birliği İklim Hedefleri bir takım değişiklikleri de beraberinde getirmiştir. Bu kapsamda, 2030 yılına kadar Sera Gazı Emisyon Oranlarının çok ciddi oranda azaltılması ve 2050 yılında da net sıfırlanması hedeflemektedir. Geliştirdiğiniz ürünlerinizin üretim ve dağıtım süreçleri doğrultusunda çevresel etkileri de düşünüldüğünde, ‘Kurumsal Karbon Ayak İzi’ konularında neler söylemek istersiniz?

Öncelikle alüminyumun ham maddesinin topraktan boksit olarak çıktığını ve yarı mamul halinde alınıp işlenerek son halini aldığını hatırlatmak isterim. Yani alüminyumun kendisi doğadan olduğu için sürdürülebilir bir ürün ve bu ürünün ömrü 200 yıla kadar uzayabiliyor. Bu açıdan yaklaştığımızda ürünlerimizin sürdürülebilirlik yaklaşımlarına uygun olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, tabii ki çevreye karşı sorumluluklarımızın farkındayız ve bunun için hep daha iyisini yapmaya çalışıyoruz. 

Okumaya Devam Et

GENEL

İstanbul Teknik: Yenilikçi Çözümler ve Global Hedefler

Yayınlandı

-

1998 yılında Macit Tanyol’un liderliğinde kurulan İstanbul Teknik, geosentetik ürün ve çözümler alanında başladığı yolculuğunu bugün Türkiye’nin ve dünyanın saygın bir markası olarak sürdürüyor. Başlangıçta geotekstil, geomembran ve bitümlü membran ürünlerinin satış ve uygulamasına odaklanan şirket, üretim hattını genişleterek Çorlu’da geogrid üretimine, Bolu’da ise 30.000 metrekarelik fabrikasında kapsamlı bir üretime başladı.

  1. Öncelikle, markanızın/firmanızın genel yapılanması hakkında bilgi verir misiniz? Hem global ölçekte hem de bölgesel olarak markanızın/firmanızın genel değerlendirmenizi alabilir miyiz? Markanızın sektörünüzdeki konumu hakkında neler söylemek istersiniz?

İstanbul Teknik, Genel Müdürümüz Macit Tanyol’un geosentetik ürün ve çözümler alanındaki birikimiyle, 1998 yılında kuruldu. Başlangıçta geotekstil, geomembran ve bitümlü membran ürünlerinin satış ve uygulama planıyla yola çıkıldı; sonrasında Çorlu’da kurduğumuz üretim tesisiyle geogrid üretimine başladık. Yoğun çalışma ve emek sonucunda bugün, Bolu’da 30.000 metrekare alan üzerine kurulu fabrikamızda üretimini gerçekleştirdiğimiz geniş ürün yelpazemizle birçok alanda çözüm geliştiren bir yapıya ulaştık. 

Sektörümüze özgün, katma değeri yüksek, ülke sınırlarını aşan yeni ürün gruplarını kazandırmak ve ülkenin dışa bağımlılığını azaltmak misyonumuzla kurduğumuz Ar-Ge merkezi ise faaliyet gösterdiğimiz geosentetik, yalıtım ve asfalt alanlarında T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından onaylanan, Türkiye’nin ilk Ar-Ge Merkezi olmayı başardı. 

Ülkemizde sektörün öncü firmalarından biri olarak geosentetik, yalıtım ürünleri ve asfalt katkıları alanlarındaki liderliğimizle yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler sunuyoruz. Türkiye ile birlikte Azerbaycan, Bosna Hersek ve Romanya’da açtığımız şirketlerle küresel şirket olma hedefimize emin adımlarla yürüyoruz. İstanbul Teknik olarak seksenden fazla ülkede ürünlerimiz güvenle kullanılıyor. Dünya çapında altyapı, üstyapı ve çevre projelerinde güvenilir bir tedarikçi ve çözüm ortağı olarak tanınmaktayız.

2. Sürdürülebilir bir geleceğin sağlanmasında, üretim süreçlerinin ve ilgili hammadde/tedarik zinciri operasyonlarının tüm dünya ile koordineli bir şekilde yönetilmesi günümüzde çok daha önem arz eden bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla, Sürdürülebilirlik konusunda firmanızın Evrensel Yaklaşımını ve Kurumsal Stratejilerini bizimle paylaşabilir misiniz? Sürdürülebilir Dünya kapsamında özellikle odaklandığınız/hayata geçirdiğiniz Sosyal Sorumluluk Projeniz var mıdır, detaylarını öğrenebilir miyiz?

Açıkca söylemek gerekirse bu konuda iddialı cümleler kurmak istemiyorum. Sürdürülebilirlik konusu popülerleştikçe, bazen içinin de biraz boşaltıldığını görüyorum. Sürdürülebilirlik her zaman önemliydi ama biz önemini yeni yeni fark ediyoruz. Tabii ki ilginin artması değerli, ancak altını da doldurmamız lazım.  Bu konuda ülke olarak, toplum olarak ve pek tabii şirket olarak almamız gereken çok mesafe var. Ama başarılı olmak istiyorsak, farkındalık oluşturmak ve topyekûn gayret göstermemiz gerekli. Bu manada geçen hafta COP29 toplantısında sunulan ülkemizin Uzun Vadeli İklim Strateji Belgesi ve yol haritasının sektörümüz için getireceklerini önemsiyoruz. 

Kurumsal sürdürülebilirlik stratejimizin odağında inşaat sektöründe çevre dostu malzemelerin kullanımını artırmayı ve doğru ürünün doğru projede kullanılmasını sağlamak yer alıyor. Aslında biz ürettiğimiz malzemeler itibariyle kendimizi şanslı kabul ediyoruz. Her ne kadar ürünlerimizin plastik ve kimyasal hammaddelerden mamül olması sebebiyle dışarıdan bakınca çevreye zararlı ön yargısı oluşsa da; aksine kullanıldıkları projelerde alternatif çözümlere göre çok daha çevreci ürünlerdir. Bir projenin yapılıp yapılmama gerekliliği ayrı bir değerlendirme konusu. Bir projenin yapılması gerçekten gerekli ise o noktada ürünlerimiz, projelerin imalat aşamasında veya yaşam döngüsünde karbon ayak izini alternatif çözümlere göre düşüren ürünlerdir. Örneğin geosentetik ürünlerimiz çevre hassasiyetleri arttıkça dünyada kullanımı günden güne artan ürünlerdir. Geosentetikler, altyapıların hizmet ömrünü uzatmakta, projelerde taş ocaklarından çıkarılan aggrega ihtiyacını azaltmakta, erozyon kontrolünde, su kaynaklarını korumada ve benzeri birçok kullanım alanıyla alternatiflerine göre daha çevreci çözümler sunuyor. Bu çözümler doğaya daha saygılı bir inşaat sektörüne olan inancımızı pekiştiriyor.

Bizim şirket sloganımız olan doğru ürün, doğru çözüm de aslında önemli bir sürdürülebilirlik hedefidir. Ben buna bir de uygulamayı ekliyorum, doğru ürün, doğru çözüm ve doğru uygulama inşaat sektörü için çok önemli. Bir ürün tekil olarak çevreci olabilir, ancak doğru ürün, doğru çözüm, doğru uygulama olmazsa orada ya verim alınamaz ya tamir gerekir, bakım maliyetleri olması gerekenden yüksek olur, ya da daha kötüsü yıkılıp baştan yapılması gerekir. Bir ürün yapının hizmet ömrü süresince fonksiyonlarını yerine getirmelidir. Yapılan işin tekrar tekrar yapılması, tasarım ömrü dolmadan değiştirilen bir ürünün veya yeniden yapılan bir yapının çevreye ve ekonomiye olumsuz etkisi hepimizce malum ama bu konudaki çabamızı sektördeki bütün paydaşlar olarak arttırmamız gerektiğini düşünüyorum. 

3. Üretimde Sürdürülebilir Stratejiye sahip bir firma olarak, markanıza sağladığı katma değerler neler oldu? Sürdürülebilir marka olarak ürünleriniz müşteri tercihlerinde farkındalık oluşturdu mu? Müşteri tercihlerindeki değişimleri bizlerle paylaşır mısınız?

Özellikle üretim ile ilişkili bölümlerde çalışanlarımızın çevre duyarlılığını artırmak için çeşitli eğitimler ve farkındalık çalışmaları yaparak, ekibimizin her bir üyesinin sürdürülebilirlik konusuna katkı sunmasını arzu ediyoruz. Sürdürülebilir üretim stratejilerimiz, tedarik zincirindeki verimlilik hedeflerimiz ile ürünlerimizin karbon ayak izlerini azaltmayı amaçlıyoruz. 

Benzer işlevselliği alternatif veya rakip ürünlere göre karbon ayak izi daha düşük olan ürünler ile sağlayabilmek markamıza değer katarken, müşteri tercihlerini de olumlu yönde etkiliyor.  Özellikle Avrupa pazarında hem ürünlerin karbon ayak izleri, hem de toplam proje yatırım maliyeti ile birlikte projelerin toplam karbon ayak izi önem kazanıyor. Projelerde tasarım hesaplarında alternatif projelerin maliyetleri hesaplanır gibi, alternatif projelerin toplam karbon ayak izi karşılaştırmaları yapılıyor.  Daha düşük karbon ayak izi olan alternatif projeler yeri geliyor maliyeti yüksek olmasına rağmen tercih ediliyor. Bu da müşteri tercihlerinin sürdürülebilir ürünlere kaymasını sağladı. 

Sürdürülebilirlik hedeflerinin birçok ülke için sadece çevre politikasının bir parçası değil, aynı zamanda ekonomik büyüme modellerini dönüştürmeyi amaçlayan ve biraz da gelişmiş ülkelerin pazarlarını korumayı amaçladıkları bir stratejinin parçası olduğunu düşünüyorum.  

4. Sektörünüzün gelişimi için büyük bütçeler ayırdığınızı takip ediyoruz. Emek yoğun AR-GE çalışmalarınızda sürdürebilirlik odaklı neler yaptığınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Bu doğrultuda, yeni yatırımlarınız ve sürdürülebilir yeni ürünleriniz/yeni markalarınız olacak mıdır?

İnşaat sektöründe Ar-Ge çalışmaları, yazılım, bilişim-iletişim, ilaç sektörü, biyoteknoloji sektörleri kadar ne yazık ki ön planda değil. Ancak özellikle devletlerin ve kurumların sürdürülebilirlik hedeflerinin artması, inşaat malzemeleri sektöründe de yenilikçi ürünleri ve inovasyonu desteklemeye başladı. Çevreci malzemeler üzerine çalışmalar ve yatırımlar artıyor. 

Biz de yenilikçi çözümler sunarak kaynak tüketimini azaltan, döngüsel ekonomiyi destekleyebilecek, karbon ayak izini düşürebilecek ve enerji verimliliğini artıran çevre dostu malzemelerin geliştirilmesine odaklanıyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızın hepsini sayamam tabii ki ancak birkaç örnek vermem gerekirse binalarda enerji verimliliğini arttırmayı amaçlayan faz değiştiren malzemeler, geri dönüşüm hammaddelerin mühendislik özelliklerinin iyileştirilmesi, kullanım alanı sınırlı olan atık malzemelerden yapı sektöründe kullanılabilecek ürünler, ömrünü tamamlamış asfaltın yeniden kullanılması gibi farklı konular üzerine çalışıyoruz. 

Sonuç olarak dünyamızın ve ülkemizin kaynakları sınırlı. İnovatif ürünler daha az kaynakla ve çevresel etki ile ihtiyacımız olan projelerin yapılmasına olanak sağlayacaktır. Sürdürülebilir ürün yelpazemizi genişletmek için Ar-Ge çalışmalarımız ve yatırımlarımız sürekli devam ediyor.

5. Sürdürülebilir Çevre Politikaları ve Yaşanabilir Çevre Stratejileri adına uygulanan Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ve Avrupa Birliği İklim Hedefleri bir takım değişiklikleri de beraberinde getirmiştir. Bu kapsamda, 2030 yılına kadar Sera Gazı Emisyon Oranlarının çok ciddi oranda azaltılması ve 2050 yılında da net sıfırlanması hedeflemektedir. Geliştirdiğiniz ürünlerinizin üretim ve dağıtım süreçleri doğrultusunda çevresel etkileri de düşünüldüğünde, “Kurumsal Karbon Ayak İzi” konularında neler söylemek istersiniz?

Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı aslında bizim için büyük bir fırsat.  Ürünlerimizin büyük bir bölümü döngüsel ekonomiye katkı sunan, geri dönüşüm malzeme kullanımına destek olan, yapıların yaşam döngü süresini uzatan, yapıların yaşam döngü süresi boyunca çevresel etkilerini azaltan ürünler. Türkiye gibi AB ile ticaretin çok önemli olduğu bir ülkede bu düzenleme, karbon emisyonlarını azaltmak ve sürdürülebilir üretim süreçlerine geçiş yapmak adına sektörümüz açısından da büyük bir fırsat. 

Bu sene fabrikamızın güncel ve 2021 yılına kadar giden geçmiş faaliyetlerinden kaynaklı karbon ayak izini belirleme çalışmalarını tamamladık. ISO 14064-1 standardına uygun olarak 2023 takvim yılı kurumsal karbon ayak izi doğrulamamızı TUV – Avusturya’nın denetiminde yaptık. Çevresel performansımızı arttırmak için nerelere odaklanmamız, neleri iyi yaptığımızı, neleri geliştirmemiz gerektiğini daha iyi anladık, stratejilerimizi güncelledik. Bu kapsamda, yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı ve enerji verimliliği artırıcı uygulamalara geçiş yapıyoruz.

6. Sürdürülebilir Gelecek odaklı bir firma olarak geleceğe yönelik sürdürülebilirlik hedefleriniz, hedefleriniz doğrultusunda oluşturduğunuz yol haritanız hakkında da bilgi alabilir miyiz?

Gelecek için öncelikli hedeflerimiz arasında döngüsel ekonomi prensiplerini şirket genelinde uygulayarak hem kurum karbon ayak izimizi hem de ürünlerimizin ürün karbon ayak izlerini azaltmak yer alıyor. 

Üretim süreçlerimizde verimliliği arttırmayı, atıklarımızı azaltmayı, sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamalarını ve karbon ayak izimizi azaltma hedeflerimizi destekleyen tedarikçi iş birliklerini önemsiyoruz. Özellikle fabrika yakınımızda iş birliği yaptığımız geri dönüşüm plastik hammadde tedarikçileri ile hem bölgemizde döngüsel ekonomiyi desteklemeyi hem de ihtiyacımız olan hammaddeleri daha yakın bölgelerden tedarik edebilmeyi amaçlıyoruz. Bu gibi ortaklıklar, karbon ayak izimizi azaltma hedeflerimize daha hızlı ulaşmamıza olanak tanıyor.

Enerji kaynaklı karbon ayak izimizi azaltmaya yönelik olarak şu anda güneş enerjisi santrali yatırımımıza başladık. İlk aşamada 2025 yılı ikinci yarı yılı itibari ile elektrik ihtiyacımızın yaklaşık yüzde otuzunu güneş enerjisi ile sağlayacağız. 2027 yılına kadar elektrik ihtiyacımızın tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamayı hedefliyoruz. Ayrıca enerji verimliliğini arttırıcı projeler geliştiriyoruz.

Kurumsal sürdürülebilirlik hedeflerimizi kurum içi ve dışı olarak da ayırıyoruz.  Kurumsal sürdürülebilirlik stratejimiz kapsamında çevre dostu malzemelerin kullanımını artırmayı da hedefliyoruz. Ürünlerimizim sunduğu çevresel faydaları daha iyi ve kapsamlı anlatarak çevresel farkındalığı arttırmamızın da ürün tedarik ettiğimiz veya edemediğimiz projelerin karbon ayak izleri açısından önem arz ettiğinizi düşünüyoruz. Ülkemizin ve sektörümüzün uzun vadeli iklim stratejisine elimizden geldiğince katkı sunmak ve destek olmak istiyoruz.

7. Röportajımızın sonuna eklemek istediğiniz mesajlar ve duyurular var mıdır?

Sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlama yolunda hepimizin birey, aile, şirket olarak sorumluluğu var. Sektörümüzde sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşabilmek için inşaat sektörünün tüm paydaşlarıyla el birliğiyle hareket etmek bizim için büyük bir öneme sahip. Çevreye, topluma ve geleceğe değer katan her adımımızdan mutluluk ve gurur duyuyoruz.

Okumaya Devam Et

GENEL

“Knauf: Yapı Malzemelerinde Sıfır Karbon Hedefiyle Geleceği İnşa Ediyor”

Yayınlandı

-

Global çapta 90’dan fazla ülkede faaliyet gösteren Knauf, 2045 yılına kadar sıfır karbon hedefiyle sürdürülebilir yapı malzemeleri üretiyor. EPD belgeli çevre dostu ürünleriyle Yeşil Bina projelerine katkı sunarken, yenilikçi Ar-Ge çalışmalarıyla sektöründe fark yaratıyor.

  1. Markanızın/firmanızın genel yapılanması hakkında bilgi verir misiniz? Hem global ölçekte hem de bölgesel olarak markanızın/firmanızın genel değerlendirmenizi alabilir miyiz? Markanızın sektörünüzdeki konumu hakkında neler söylemek istersiniz?

Knauf, Almanya merkezli olmakla birlikte global ölçekte alçı bazlı yapı malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren öncü bir markadır. Dünya genelinde 90’dan fazla ülkede operasyonlarımıza devam etmekteyiz, 80 hammadde işleme tesisimiz ve 300 üretim tesisimiz ile geniş bir ağa sahibiz. Türkiye’de ise Ankara, İzmit, ve Eskişehir fabrikalarımızda yüksek kalite anlayışımızla üretimlerimizi sürdürüyoruz. 

  1.  Sürdürülebilirlik konusunda firmanızın evrensel yaklaşımını ve kurumsal stratejilerini bizimle paylaşabilir misiniz? 

Sürdürülebilirlik, Knauf’un global olarak odağındaki en önemli konulardan bir tanesidir. 2032 yılında 100. yılımızı kutlayacak olmanın verdiği motivasyonla, 2045 yılına kadar sıfır karbon ayak izine ulaşmak hedeflenmektedir. Bu hedeflere ulaşmak için enerji ve su tüketimini azaltma, atık yönetimini optimize etme, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanma ve malzeme döngüsünü iyileştirme stratejileri geliştiriyoruz. 

  1. Üretimde sürdürülebilir stratejiye sahip bir firma olarak, markanıza sağladığı katma değerler neler oldu? Sürdürülebilir marka olarak ürünleriniz müşteri tercihlerinde farkındalık oluşturdu mu? Müşteri tercihlerindeki değişimleri bizlerle paylaşır mısınız?

Ürünlerimizin EPD belgesine sahip olmasına özellikle büyük önem veriyoruz.   Bu bağlamda, her eylemimizde gelecek nesilleri düşünerek ilerliyor ve çevre dostu ürün portföyümüzü genişletiyor, müşteri tercihlerinde farkındalık oluşturuyor ve sürdürülebilir yaşam alanları oluşturmaya katkı sağlıyoruz. Projelerin Yeşil Bina sertifikası almasına pozitif etki etmek bizim için son derece kıymetli. Müşterilerimizin enerji verimliliği, performans, güvenlik ve geri dönüştürülebilirlik konularına artan ilgisi, ürünlerimize olan talebi de artırıyor. Pazardaki gözlemlerimize istinaden ilerleyen yıllarda sürdürülebilir ürünlere olan talebin artarak devam edeceğine inanıyoruz.

  1.  Sektörünüzün gelişimi için büyük bütçeler ayırdığınızı takip ediyoruz. Emek yoğun AR-GE çalışmalarınızda sürdürülebilirlik odaklı neler yaptığınız hakkında bilgi alabilir miyiz? 

Sürdürülebilirliği odak noktamıza alarak, ürünlerimizin üretim süreçlerinde çevresel etkilerini minimize etmek üzere sürekli olarak Ar-Ge çalışmaları yürütüyoruz. Örneğin, Alçıpan® üretiminde sürdürülebilir alçı kaynakları kullanılmakta ve geri dönüşümlü kağıt kaplamalar ile üretim sağlanmaktadır. Ayrıca, üretim süreçlerinde su tüketimini azaltacak, geri kazanım sağlayabilecek teknolojiler geliştirmeye önem veriyoruz.  

  1.  Sürdürülebilir çevre politikaları ve yaşanabilir çevre stratejileri adına uygulanan Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ve Avrupa Birliği İklim Hedefleri, bir takım değişiklikleri beraberinde getirmiştir. Bu kapsamda, 2030 yılına kadar sera gazı emisyon oranlarının ciddi oranda azaltılması ve 2050 yılında da net sıfırlanması hedeflenmektedir. Geliştirdiğiniz ürünlerinizin üretim ve dağıtım süreçleri doğrultusunda çevresel etkileri de düşünüldüğünde, “Kurumsal Karbon Ayak İzi” konularında neler söylemek istersiniz?

Sera gazı emisyonlarını azaltma ve karbon ayak izimizi minimize etme konusunda kararlıyız. Her geçen gün enerji verimliliğimizi artırmaya ve üretim süreçlerimizde yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya hassasiyet gösteriyoruz. Ancak, “Kurumsal Karbon Ayak İzi”’nin yalnızca bir şirketin bütün paydaşlarının ortak çabasıyla sürdürülebilir bir şekilde azalacağının bilincindeyiz. Bu kapsamda, üretim süreçlerinde olduğu gibi tedarik ve dağıtım süreçlerinde de sürdürülebilirliği odakları haline getirmiş iş ortakları ile çalışmaya özen gösteriyoruz.  Ayrıca, çalışanlarımızda da bu bilincin yerleşmesi ve gelişmesi için bir çok uygulamamız mevcut. Böylece, kurumsal bir bütünlük halinde, global çapta belirlediğimiz, K100 adını verdiğimiz şirket stratejimiz çerçevesinde 2045 yılına kadar sıfır karbon ayak izine ulaşabileceğimize inanıyoruz.

  1.  Sürdürülebilir gelecek odaklı bir firma olarak geleceğe yönelik sürdürülebilirlik hedefleriniz, hedefleriniz doğrultusunda oluşturduğunuz yol haritanız hakkında bilgi alabilir miyiz?

Bir önceki soruda da bahsettiğimiz, K100 adını verdiğimiz global şirket stratejimiz, sürdürülebilir bir gelecek ve sonraki nesiller için daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için temel yol haritamızı oluşturmaktadır. Bu hedeflere örnek olarak, 2045 yılına kadar ise sıfır karbon ayak izine ulaşmak, üretim ve paketleme süreçlerini geri dönüştürülebilir ürünlerden oluşur hale getirmek, yenilenebilir hammadde tedariğini güvence altına almak, tedarik sürecinde yerel tedarikçilere öncelik vermek ve sosyal sorumluluk projeleriyle sürdürülebilirliği her zaman teşvik etmek sayılabilir. Bu hedeflere ulaşmak için çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerimizi sürekli olarak gözden geçiriyor ve proaktif adımlar atıyoruz. 

Knauf Türkiye olarak, sürdürülebilirlik kültürünü geliştirme stratejimiz, çalışanlarımızın hem iş yerinde hem de iş yeri dışındaki yaşamlarında sürdürülebilirlik bilincini artırmak ve onları bu yönde harekete teşvik etmek üzerine kuruludur.

Sürdürülebilirlik eğitimlerinin yanı sıra, çalışanlarımızı sürdürülebilirlik projelerine katılım konusunda teşvik ediyoruz. Çalışanlarımız bu projelerde aktif roller alarak, sürdürülebilirlik ilkelerini iş ve kişisel hayatlarında uygulama fırsatı buluyorlar.

Bunun yanı sıra, günlük ofis aktivitelerimizde sürdürülebilir uygulamaları teşvik eden çalıştaylar yapıyoruz ve projeler geliştiriyoruz. İç eğitimlerle, çalışanlarımıza sürdürülebilirliği içselleştirmeleri konusunda destek sağlarken bir yandan da karbon ayak izimizin bireysel anlamda azaltılmasına katkıda bulunuyor.

  1.  Röportajımızın sonuna eklemek istediğiniz mesajlar ve duyurular var mıdır?

Knauf olarak, sürdürülebilirlik yolculuğumuzda karşılaştığımız zorlukları fırsata çevirmeye ve bu alandaki yeniliklerle sektördeki lider konumumuzu pekiştirmeye odaklanmış durumdayız. Gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir dünya bırakmak arzumuzla, Knauf vizyonu ve kalite anlayışını birleştirerek sürdürülebilirlik yol haritamız çerçevesinde çalışmaya devam edeceğiz.

Okumaya Devam Et

Son Yazılar

Trendler