Bizimle iletişime geçin

GENEL

Karbonsuz Beton: İnşaat Sektöründe Çevre Dostu Malzeme Devrimi

Yayınlandı

-

İnşaat sektörü, çevresel etkileri en fazla olan sektörlerden biri olarak bilinir. Ancak son yıllarda, daha sürdürülebilir çözümler arayışı, beton üretiminde de önemli yeniliklere yol açmıştır. Karbonsuz beton, inşaat endüstrisinde çevre dostu bir alternatif olarak dikkat çekmektedir. Bu yazıda, karbonsuz betonun ne olduğunu, nasıl üretildiğini, avantajlarını ve sektördeki potansiyel kullanım alanlarını ele alacağız.

Karbonsuz Beton Nedir?

Karbonsuz beton, geleneksel betonun çevresel etkilerini azaltmayı amaçlayan bir inşaat malzemesidir. Beton üretimi, büyük miktarda karbon salınımına neden olduğu için, bu malzemenin daha çevre dostu alternatifleri geliştirilmek istenmiştir. Karbonsuz beton, özellikle karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik yeni teknolojiler ve alternatif malzemelerle üretilmektedir.

Bu tür betonlar, geleneksel çimento yerine daha az enerji gerektiren veya karbondioksit emen malzemeler kullanılarak üretilir. Örneğin, uçucu kül, kayaçlar veya organik maddeler gibi malzemeler, karbon salınımını düşüren bileşenler olarak kullanılır.

Karbonsuz Betonun Avantajları

1. Daha Düşük Karbon Ayak İzi

Karbonsuz betonun en önemli avantajı, karbon ayak izini büyük ölçüde azaltmasıdır. Geleneksel beton üretimi, yüksek sıcaklıklar gerektirir ve bu süreçte büyük miktarda karbondioksit salınımı olur. Karbonsuz beton, daha düşük sıcaklıklarda üretilebildiği ve daha çevre dostu malzemeler kullanıldığı için karbon emisyonları önemli ölçüde azalır.

2. Çevre Dostu Üretim Süreci

Karbonsuz beton üretimi, doğal kaynakları daha verimli kullanmayı sağlar. Geleneksel betonun üretiminde kullanılan çimento, dünya çapında büyük miktarda enerji harcar. Ancak karbonsuz beton üretiminde kullanılan alternatif malzemeler, bu enerji tüketimini azaltarak daha sürdürülebilir bir inşaat süreci sağlar.

3. Geri Dönüştürülebilirlik

Karbonsuz betonun geri dönüşümü de önemli bir avantajıdır. Betonun içinde kullanılan bazı malzemeler, daha kolay geri dönüştürülebilir olup, inşaat atıklarının çevreye zarar vermesini engeller. Bu da uzun vadede hem maliyet hem de çevre açısından avantaj sağlar.

Karbonsuz Betonun Uygulama Alanları

1. Yüksek Katlı Binalar

Karbonsuz beton, yüksek katlı binaların yapımında önemli bir rol oynayabilir. Bu tür projelerde büyük miktarda beton kullanıldığı için, karbonsuz betonun çevreye olan etkisi daha belirgindir. Yüksek katlı binalarda bu malzemenin kullanılması, projelerin çevre dostu olmasını sağlar.

2. Köprüler ve Altyapı Projeleri

Altyapı projelerinde de karbonsuz beton, uzun ömürlü ve dayanıklı yapılar için ideal bir malzeme olabilir. Betonun dayanıklılığı ve uzun ömürlü olması, altyapı projelerinin sürdürülebilirliğini artırır.

3. Kentsel Dönüşüm ve Konut Projeleri

Kentsel dönüşüm projelerinde kullanılan malzemelerin çevre dostu olması, bu tür projelerin daha geniş bir kabul görmesini sağlar. Karbonsuz beton, özellikle büyük ölçekli konut projelerinde kullanılabilir ve çevre bilincini artıran bir tercih olabilir.

Karbonsuz Betonun Geleceği

Karbonsuz betonun geleceği oldukça parlak görünmektedir. Dünya genelinde sürdürülebilir inşaat çözümlerine yönelik artan ilgi ve hükümetlerin çevre dostu malzemelere teşvikleri, bu teknolojinin daha geniş çapta benimsenmesini sağlayacaktır. Ayrıca, beton üretimindeki yenilikler ve araştırmalar, karbonsuz betonun daha verimli ve ucuz hale gelmesini sağlayabilir.

Gelecekte, karbonsuz betonun sadece inşaat sektöründe değil, aynı zamanda altyapı, ulaşım ve enerji sektörlerinde de kullanılabilir olması bekleniyor. Bu malzeme, inşaatın çevre üzerindeki etkilerini büyük ölçüde azaltma potansiyeline sahiptir ve bu da onu geleceğin sürdürülebilir inşaat çözümlerinin vazgeçilmez bir parçası yapmaktadır.

Sonuç

Karbonsuz beton, inşaat sektöründeki çevre dostu çözümler arasında önemli bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Hem çevreyi koruma hem de daha verimli inşaat süreçleri sağlama potansiyeli, bu malzemeyi geleceğin inşaatında önemli bir yer haline getirebilir. Karbonsuz betonun kullanımı, inşaat sektöründe daha sürdürülebilir bir yaklaşımı teşvik ederek, çevresel etkileri minimize ederken, daha sağlam ve dayanıklı yapılar inşa etmeye yardımcı olacaktır.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

ÇUHADAROĞLU ALÜMİNYUM YANGINA DAYANLIKLI KAPI VE PENCERELER ÜRETİYOR

Yayınlandı

-

YANGINA DAYANIKLI YAPI MALZEMELERİ HAYAT KURTARIYOR

Metal ve alüminyum sektöründe 70 yıldır faaliyet gösteren Çuhadaroğlu Alüminyum, 20 yıldır ise yangına dayanıklı yapı malzemeleri üreterek hem yurt içi hem yurt dışında birçok binanın güvenliğine büyük katkı sağlıyor. 

70 yıldır metal sanayi ve alüminyum doğrama sektörünün öncü şirketlerinden olan Çuhadaroğlu Alüminyum, 2006 yılından itibaren ise yangına dayanıklı kapı ve pencere gibi yapı malzemeleri üretiyor. Bolu otel yangını faciasından sonra önemi bir kez daha anlaşılan yangına dayanıklı malzemeler, birçok canın kurtulmasında kritik rol oynuyor. 


 Çuhadaroğlu, yıllardır üretip yurt içine ve yurt dışına teslim ettiği yangına dayanıklı olarak üretilen malzemelerin olası durumlarda insanlar için ne kadar önemli olduğunu anlattığı bir test gerçekleştirdi. Testte, yangına dayanıklı olarak üretilen kapıların maksimum 90 dakika yangına dayanacak şekilde tasarlandığı vurgulandı. Yangına dayanıklı seviyeli kapıların yine yönetmeliğe göre duman sızdırmazlık ve dayanıklılık süresinin de arttırılarak üretildiği öğrenildi.


 Çuhadaroğlu Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Çuhadaroğlu, yangına dayanıklı kapıların öneminden bahsederek, “Yangına dayanıklı kapı pencere konusunda 20 sene önce kendi AR-GE’miz ile yüzde yüz yerli bir kapı sistemi yaptık. Bu arkamızda gördüğünüz kapı sistemi 90 dakikaya kadar yangına dayanıklı ve 90 dakika boyunca bu kapı yıkılmıyor dağılmıyor. Bu şekilde de hiçbir duman alev ısı geçirmiyor. Yangının yayılmasını önlüyor. Üstelik bu kapı modern görünümlü ve transparan bir kapı. Bu kapı ayrıca transparan olduğu için öteki tarafta da ne olduğunu görmüş oluyorsunuz. Çelik kapılarda pencere olmadığı için dışarıda ne olduğunu bilmiyorsunuz. Elleyemiyorsunuz eliniz yanıyor. Normalde şartnamelerde bu bina işletmesinin sahibinin talep ettiği şartlara göre biz sipariş üzerine üretim yapıyoruz. Bina tipine ve içerisinde yaşayan insan sayısına göre bu gruplandırılmış. 30 dakikaya dayanıklı kapı da var, 60 dakikaya dayanıklı kapı da var 90 dakikaya dayanıklı kapı da var. Bu tabii doğru malzemeyi doğru yerde kullanmakla ilgili bir şeydir. Bir bina 20 kişiliktir ona 30 dakika yetebilir. Bir otelde bin kişi 2 bin kişi varsa en az 90 dakika olması gerekiyor” diye konuştu. 

Çuhadaroğlu sözlerine şöyle devam etti: “20 yıl boyunca hem kurşuna hem bombaya, terör saldırılarına karşı sistemler de geliştirdik. Hem yurt içinde hem yurt dışında pazarlayıp satışını yapmaktayız. Her bina terör saldırısına maruz kalmayabilir ama her bina yanabilir. O yüzden yangının ne zaman ne şekilde geleceğini bilmiyoruz. Eğer önlemini almazsak geçtiğimiz günlerdeki gibi bir facia yaşanabilir. Bunun önlenebilmesi gerekir. Biz önleyici tüm tedbirleri kendi adımıza kendi sistemlerimizle geliştirdik. Türkiye genelinde önemli kurum ve kuruluşların, otellerin, ofis binalarının bu şekilde bu sistemlerle korunması gerektiğini kendimize görev bilerek sizlerle paylaşmak istiyoruz. Türkiye’deki bu pazar hakkında herkes daha da bilinçlenmeli hem yatırımcılar hem kurum, firma otel sahipleri hem de müşteri olan bizler; o binada çalışan, o otelde kalan insanlarla olarak. İnsan değeri paha biçilmezdir. İnsan değerini çok daha üst seviyelere getirmemiz gerekiyor. Biz bunun için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.”

Okumaya Devam Et

GENEL

Vaillant Sahte Servislere Karşı Uyarıyor “Kombi tamir ve bakım hizmeti sadece yetkili servislerden alınmalı”

Yayınlandı

-

Vaillant, kombi tamir ve bakım hizmetlerinin, yetkili servislerden alınmasının hayati önem taşıdığını vurguluyor. Vaillant Türkiye Genel Müdürü Alper Avdel, “Kombisinin kullanım süresini uzatmak isteyen tüketiciler her yıl düzenli olarak bakım yaptırmalı ve bu hizmeti mutlaka yetkili servislerden almalı. Son yıllarda ortaya çıkan sahte servisler pek çok tüketiciyi mağdur ediyor” dedi.

Kış aylarını rahat ve güvenle geçirmek için kombi bakımlarının yaptırılması ve bu hizmetin mutlaka yetkili servislerden alınması hayati önem taşıyor.İklimlendirme sektörünün önde gelen markalarından Vaillant, bakım hizmetlerinin sadece yetkili servisler tarafından yapılması gerektiğini vurgulayarak tüketicileri sahte servislere karşı uyarıyor. Konu ile ilgili bilgi veren Vaillant Türkiye Genel Müdürü Alper Avdel “Doğal gaz kullanıcılarının, her yıl düzenli olarak bakımları yaptırmaları gerekiyor. Bu hizmeti, sürekli güncel eğitimler alan teknikerlere sahip,  markanın kendi yetkili servislerinden almaları önemli” dedi.

Alper Avdel, kombisini uzun yıllar güvenli, verimli ve tasarruflu bir şekilde kullanmak amacıyla bakım yaptıran tüketicilerin kombisinin kullanım süresini uzatmak, tasarruf sağlamak ve uzun yıllar aynı kombiyi verimli bir şekilde kullanmak isteyen tüketicilerin, bakıma gelen kişilerin mesleki yeterlilik belgelerini ve servis formlarındaki iletişim ve adres bilgilerini kontrol etmelerinin yanı sıra, aldıkları hizmet karşılığı fatura talep etmeleri gerektiğini vurguladı. Avdel, “Kombi sahipleri, kullandıkları markanın çağrı merkezi numarasını www.servis.gov.tr web sitesinden teyit ederek randevu almalı. Çünkü son yıllarda ortaya çıkan sahte servisler, kurdukları sistem ve sağladıkları algı operasyonu ile pek çok tüketiciyi mağdur ediyor” diye konuştu.

Yanlış uygulamalar can güvenliğini riske atıyor

Bu servislerin çoğunun mobil olduğuna, belli bir adresleri ya da vergi kayıtlarının bulunmadığına dikkat çeken Alper Avdel sözlerine şöyle devam etti.  “Herhangi bir mağduriyet durumunda tüketici mahkemelerine başvurulmasına karşın olumlu sonuçlar alınamadığını gözlemliyoruz. Kombi bakımını, internet üzerinden bulduğu servisler aracılığıyla yaptırmak isteyen çok fazla tüketici bulunuyor. Özellikle internette, ücretli reklam vererek, üst sırada çıkan numaraların sahte servis olma olasılıkları çok yüksek. Bunun yanı sıra bu kişilerin geniş bir çağrı merkezi ağı var. Tüketicilerle iletişime geçerek, kendilerini yetkili servis olarak tanıtıyorlar, daha uygun fiyat teklifi vererek tüketici kararını etkiliyorlar. Düşük maliyetle bakım yaptırmak isteyen tüketiciler, sonrasında çok daha fazla masrafa girmek zorunda kalabiliyor. Ayrıca yanlış uygulamalar nedeniyle baca sorunları, gaz kaçakları gibi arızalar sonucunda can güvenliğini riske atacak ciddi durumlar da oluşabiliyor.”

“Satış Sonrası Hizmetler”de fark yaratıyor

Vaillant, son teknoloji ile geliştirdiği yenilikçi ürünlerinin yanı sıra “müşteri deneyimine” yatırım yapmaya devam ediyor. Müşteri memnuniyetinde mükemmelliği hedefleyen Vaillant Türkiye, “Satış Sonrası Hizmetler”de de fark yaratıyor. Vaillant, çağrı merkezine gelen 100 aramadan 70’ini telefonda çözme oranına sahip. 7/24 hizmet veren mobil servis araçları ve Vaillant bordrosunda yer alan uzman teknik birimi ile “her an” hizmete öncelik veren Vaillant, teknolojinin sunduğu avantajları doğru kullanıp müşteri deneyimini daha ileriye götürebileceği çalışmalara odaklanıyor. Ayrıca Vaillant’ın “Self Servis Uygulaması” ile sözleşme satın alınabiliyor, bakım ve servis talebi oluşturulabiliyor. Uygulama ile tüketiciler cihazlarının; model, seri numarası, adres bilgileri, cihaza ait sözleşme ve garanti başlangıç-bitiş tarihleri, bakım hakkı gibi bilgilerini kontrol edebiliyor. Uygulama, geçmiş arıza servis kayıtları ve tarihlerine ulaşma, ek garanti, bakım satın alma imkânı da sağlıyor. 

Okumaya Devam Et

GENEL

Sen Grup ve Lumia Foundation’dan Türkiye’ye doğrudan yatırım için dev iş birliği!

Yayınlandı

-

Gayrimenkul vizyonunu teknoloji, sürdürülebilirlik ve verimli yaşam alanları üzerine inşa eden Sen Grup, dünyanın önde gelen RWA ekosistemlerinden Lumia Foundation ile 1 milyar dolar değerinde iş birliği anlaşması imzaladı.

Ağırlıklı olarak gayrimenkul projeleri geliştiren Sen Grup, Türkiye’ye doğrudan yatırımı artırmak için dev bir iş birliğine imza attı. Gerçek Dünya Varlıklarını (RWA) Web3 teknolojisiyle birleştirerek kapsamlı bir ekosistem geliştiren Lumia Foundation, Türkiye’nin önemli gayrimenkul şirketlerinden Sen Grup’a 1 milyar dolar değerinde yatırım gerçekleştirecek. Lumia Foundation, RWA (real world asset) tokenizasyon yani fiziksel varlıkların dijitalleştirilmesi ve blockchain üzerinde tokenize edilmesi alanındaki faaliyetleriyle ön plana çıkıyor. İnovasyon temelli geleneksel finans ile blok zinciri teknolojisi arasında köprü kurma misyonu edinen Lumia Foundation ile Sen Grup arasında stratejik anlaşma hem sektör hem de şirket için kilometre taşı olacak.

Bu iş birliğinin Türkiye için bir dönüm noktası olabileceğine işaret eden Sen Grup Yönetim Kurulu Başkanı Furkan Karasaç, “RWA’nın öncülerinden Lumia Foundation ile önemli bir iş birliğine imza atıyoruz. Türkiye’deki regülasyonlar izin verdiğinde gayrimenkulde tokenizasyon yapacak şekilde yapılanmamızı ve iş birliğimizi oluşturduk. Sen Grup olarak inovasyon, teknoloji ve sürdürülebilirlik üzerine kurguladığımız “Her şey Sen’le güzel” vizyonumuzu bu iş birliği ile daha da geliştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Lumia Foundation hem ülkemizin hem de Sen Grup’un potansiyelini görerek 1 milyar doları kapsayan bir yatırım gerçekleştirdi. Regülasyonlar izin verdiğinde bu yatırımı harekete geçirmeyi gayrimenkul tokenizasyonu çerçevesinde değerlendirmeyi planlıyoruz. Bu iş birliğinin hem ülkemizin ekonomisine hem de sektöre yeni bir nefes olacağına inancımız tam” değerlendirmesini yaptı.

İş birliği anlaşması imzalanmasının ardından Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos Zirvesi’nde açıklama yapan Lumia Foundation Kurucu Ortağı Kal Ali, “Bu ortaklık, son teknoloji ile gerçek dünya uygulamalarının mükemmel sinerjisini temsil ediyor. Türkiye, inovasyonda yeni standartlar belirleme konusunda muazzam bir potansiyele sahip. Bu dönüşüm yolculuğunun bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

İlk proje, ‘Lumia Towers By Sen’ olacak

Özellikle İstanbul ve çevresinde önemli projeler geliştirmeyi sürdüren Sen Grup, Lumia Foundation ile gerçekleştirdiği iş birliği çerçevesindeki ilk projesini de duyurdu. Lumia Towers By Sen, İstanbul Hadımköy lokasyonunda kaliteli, verimli ve prestijli yaşamın ön plana çıktığı bir proje olacak. 

İş birliği kapsamında projenin isim haklarını alan Lumia Foundation, Sen Grup’a yaptığı bu yatırımla gayrimenkulde önemli bir potansiyeli de canlandırmayı hedefliyor. Yatırımın odağı ve ileri teknoloji kullanımını gayrimenkul sektörüne entegre etmeyi hedefleyen Sen Grup, geliştirdiği projeleri dijital dönüşüme uygun yapıda şekillendiriyor. Bu kapsamda Lumia Foundation ile ortak paydada buluşan şirket, regülasyonlar çıktığında sektördeki değişime öncülük etmek için hazırlıklarını tamamladı. Sen Grup, sunduğu kaliteli, verimli ve teknolojik yaşam alanlarıyla daha sürdürülebilir bir ekonomiye ve sektörün çağa ayak uydurarak kendini yenilemesine de katkı sağlayacak.

Okumaya Devam Et

Trendler