Bizimle iletişime geçin

GENEL

Küresel İklim Hedefleri ve İnşaat Sektörünün Rolü: Sürdürülebilirlikte Yeni Standartlar

Yayınlandı

-

İklim değişikliği, küresel ölçekte tüm sektörlerin dikkatini çeken ve eylem planları oluşturmasını gerektiren bir sorun haline geldi. İnşaat sektörü, enerji tüketimi ve karbon salınımı açısından dünyanın en büyük katkı sağlayıcılarından biri olduğundan, bu alandaki dönüşüm hayati bir öneme sahip. Küresel iklim hedeflerine ulaşmak için inşaat sektöründe sürdürülebilirlik odaklı yeni standartlar belirleniyor ve uygulamaya konuluyor.


1. Küresel İklim Hedefleri Nelerdir?

Birleşmiş Milletler’in 2015 yılında kabul ettiği Paris Anlaşması, küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlandırmayı hedefliyor. Bunun yanında:

  • Karbon Nötr Ekonomi: 2050 yılına kadar net sıfır karbon salınımı hedefleniyor.
  • Enerji Verimliliği: Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması ve enerji verimliliği odaklı dönüşüm planlanıyor.
  • Doğal Kaynakların Korunması: Su, toprak ve diğer doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılması teşvik ediliyor.

Bu hedefler, özellikle inşaat sektöründe daha çevre dostu uygulamaların benimsenmesini zorunlu kılıyor.


2. İnşaat Sektörünün Karbon Ayak İzi

İnşaat sektörü, dünya genelinde:

  • Toplam karbon emisyonlarının yaklaşık %39’unu,
  • Enerji tüketiminin %36’sını,
  • Doğal kaynak kullanımının büyük bir kısmını oluşturuyor.

Bu durum, sektörün karbon ayak izini azaltma konusunda öncü bir rol üstlenmesi gerektiğini gösteriyor.


3. Sürdürülebilir İnşaatın Ana İlkeleri

Sektörde sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için belirlenen temel ilkeler şunlardır:

a) Enerji Verimli Tasarımlar

Binaların enerji tüketimini minimuma indiren yalıtım sistemleri, akıllı bina otomasyonları ve güneş panelleri gibi yenilikçi çözümler, hem maliyeti düşürür hem de karbon salınımını azaltır.

b) Düşük Karbonlu Malzemeler

Çimento ve beton gibi yüksek karbon emisyonu yaratan malzemelerin yerine ahşap, geri dönüştürülmüş metal ve diğer çevre dostu malzemelerin kullanımı teşvik edilmektedir.

c) Yenilenebilir Enerji Kullanımı

İnşaat projelerinde güneş, rüzgar ve jeotermal enerji kaynaklarının kullanılması, enerji tüketimini çevreye zarar vermeden karşılamaya olanak tanır.

d) Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm

İnşaat sırasında ortaya çıkan atıkların geri dönüştürülmesi ve yeniden kullanılması, doğal kaynakların korunmasına katkı sağlar.


4. Yeni Sürdürülebilirlik Standartları ve Sertifikalar

İnşaat sektöründe sürdürülebilirliği teşvik eden uluslararası standartlar ve sertifikalar şunlardır:

  • LEED (Leadership in Energy and Environmental Design): Enerji verimliliği ve çevre dostu tasarım uygulamaları için verilen bir sertifikadır.
  • BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Method): Binaların çevresel performansını değerlendiren bir sistemdir.
  • WELL Sertifikası: İnsan sağlığı ve konforunu artırmayı hedefleyen sürdürülebilir tasarım standartlarını belirler.

Bu standartlar, inşaat projelerinin çevresel etkilerini minimize etmeye yönelik rehberlik sağlar.


5. Teknolojinin Rolü

Teknoloji, inşaat sektörünün iklim hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynar:

  • BIM (Building Information Modeling): Projelerin daha az kaynakla, daha yüksek verimlilikle tamamlanmasını sağlar.
  • IoT (Nesnelerin İnterneti): Akıllı sensörler sayesinde enerji tüketimi optimize edilir.
  • 3D Yazıcılar: Daha az atıkla, hızlı ve maliyet etkin üretim yapılabilir.
  • Yapay Zeka: İnşaat süreçlerini planlama ve yönetme konusunda daha verimli yöntemler sunar.

6. Başarılı Örnekler

  • Bosco Verticale (Milano, İtalya): Bu yeşil bina, dikey bahçeleriyle çevresel etkileri minimuma indiriyor.
  • The Edge (Amsterdam, Hollanda): Dünyanın en sürdürülebilir ofis binası olarak bilinen bu yapı, enerji verimliliği ve akıllı teknolojileri bir arada sunuyor.

Bu projeler, küresel iklim hedeflerine uygun olarak sürdürülebilir tasarım ve inşaatın nasıl gerçekleştirilebileceğini gösteriyor.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

İZODER: “Yangın yalıtımı tahliye için zaman kazandırır”

Yayınlandı

-

İnsanoğlu varoluşundan bu yana doğal sebeplerle çıkan yangınlarla olduğu kadar hatalar sonucu meydana gelen yangınlarla da mücadele ediyor. Yangınlarda ihmaller zinciri sonucunda ağır can ve mal kayıpları yaşanabiliyor. Oysa henüz binalar inşa aşamasındayken başta yangın yalıtımı olmak üzere alınacak bir dizi tedbir hayati önem taşıyor. Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki bir otelde çıkan yangının ardından açıklama yapan İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Bolu’da meydana gelen yangında çok sayıda ölü ve yaralımızın olmasından büyük üzüntü duyuyoruz. Yangınlara karşı can ve mal güvenliğinin korunmasında, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak yangın güvenliğine yönelik aktif ve pasif önlemlerinin alınmasının, doğru malzeme kullanımı ve yangın yalıtımı yapılmasının gerekliliğinin altını bir kez daha ve ısrarla çizmek istiyoruz. Benzer acıların yaşanmaması için risk analizlerinin yapılması ve gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor” dedi.

Hemen her gün yeni bir yangın haberi canımızı yakıyor. Ciddi can ve mal kayıplarına neden olan yangınların önlenmesinde yangın yalıtımı hayati önem taşıyor. Yangın sırasında açığa çıkan ısı ve dumanın yayılmasını geciktiren yangın yalıtımı aynı zamanda güvenli kaçış koridorları oluşturarak tahliye için gerekli zamanı sağlıyor. Yangın sırasında en büyük tehlikelerden biri açığa çıkan ısıyla binanın çökmesi olduğundan yangın yalıtımı yapının bütünlüğünün korunması açısından da büyük önem taşıyor.

Ülkemizde yangın yalıtımının önemi ile ilgili bilincin henüz yeterli düzeyde olmadığını dile getiren İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu,şunları söyledi:“Binalara doğru ve standartlara uygun şekilde uygulanmış yangın yalıtımı, yangının yayılma hızının yavaşlatılmasında büyük önem taşıyor. Kazanılan bu zaman bina içerisindeki insanların güvenli şekilde tahliyesini sağladığından can ve mal kayıplarını önemli ölçüde azaltıyor. Hastane, okul, otel, AVM, sanayi tesisi, ibadethane, düğün salonu, eğlence merkezleri, çok katlı yapılar gibi insanların topluca bir arada bulunduğu yerlerde daha da büyük önem taşıyan yangın yalıtımının güvenlik açısından tüm binalarda yapılması gerekiyor.”

Yangın yönetmeliği eksiksiz uygulanmalı

Binalarımızı yangından korumanın yollarının yönetmelikle belirlendiğini söyleyen İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, uygulamada etkin denetimin önemini vurgulayarak: “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, her türlü yapıda yangınların önlenmesi ve olası yangınlarda can ve mal kaybını en aza indirerek söndürülmesini sağlamak üzere yangın öncesinde ve sırasında alınacak tedbirlerin, organizasyonun, eğitimin ve denetimin usul ve esaslarını belirlemiş durumda. Yönetmelik, hangi binada hangi malzemelerin kullanılması gerektiği ve alınacak tedbirlere ilişkin bilgileri de içeriyor. Uygulamalarda kötü sonuçlarla karşılaşmamak adına doğru detay ve malzeme seçimi konusundaki denetimlerin sıkı şekilde gerçekleştirilmesi de büyük önem taşıyor” dedi.

Okumaya Devam Et

GENEL

Ahşap Mimari: Geleneksel Malzemeden Sürdürülebilir Tasarımlara

Yayınlandı

-

Ahşap, insanlık tarihinin en eski yapı malzemelerinden biri olarak yüzyıllardır kullanılmaktadır. Geleneksel yapılardan modern mimariye kadar uzanan bu yolculukta ahşap, hem estetik hem de çevre dostu özellikleriyle her dönem cazibesini korumuştur. Günümüzde sürdürülebilirlik anlayışının artmasıyla birlikte ahşap, mimaride yeniden ön plana çıkmaktadır. Bu makalede, ahşap mimarinin geçmişi, avantajları, modern uygulamaları ve sürdürülebilirlik açısından önemi ele alınacaktır.


1. Ahşap Mimarinin Tarihsel Yolculuğu

Ahşap, geleneksel mimaride önemli bir yere sahiptir. İlk çağlardan itibaren barınaklardan tapınaklara kadar birçok yapıda kullanılmıştır.

  • Geleneksel Ahşap Yapılar: Köy evleri, dağ kulübeleri ve eski ibadet yerleri ahşap kullanılarak inşa edilmiştir.
  • Kültürel Miras: Ahşap, özellikle Japonya, İskandinav ülkeleri ve Osmanlı mimarisinde sıkça tercih edilmiştir.

2. Ahşap Yapıların Avantajları

Ahşap, doğal ve yenilenebilir bir malzeme olarak birçok avantaja sahiptir:

  • Çevre Dostu: Ahşap, karbonu depolayarak çevresel etkileri azaltır ve düşük enerji tüketimiyle üretilir.
  • Estetik ve Sıcak Görünüm: Doğal dokusu ve sıcak tonları sayesinde mekanlara huzurlu bir hava katar.
  • İzolasyon Özelliği: Ahşap, doğal bir yalıtkan olarak hem ısı hem de ses yalıtımında etkilidir.
  • Hafif ve Dayanıklı: Hafifliği, deprem bölgelerinde daha güvenli yapılar inşa edilmesini sağlar.

3. Modern Mimari ve Ahşap Teknolojileri

Teknolojinin gelişmesiyle ahşap, modern yapılarda daha işlevsel ve dayanıklı bir malzeme haline gelmiştir.

  • Lamine Ahşap (Glulam): Daha güçlü ve dayanıklı yapılar için katmanlar halinde yapıştırılmış ahşap malzeme.
  • Çapraz Lamine Ahşap (CLT): Çok katmanlı bir yapıya sahip olan CLT, yüksek katlı binalarda kullanılır.
  • Prefabrik Ahşap Yapılar: Modüler inşaat yöntemleriyle hızlı ve ekonomik çözümler sunar.
  • Yangına Dayanıklı Ahşap: Özel işlemlerle yangına karşı dayanıklılığı artırılmış ahşap malzemeler geliştirilmiştir.

4. Ahşap Mimaride Sürdürülebilirlik

Ahşap, sürdürülebilir mimari için ideal bir malzemedir:

  • Karbon Ayak İzi Azaltma: Ahşap, atmosferdeki karbonu emerek karbon salınımını düşürür.
  • Yenilenebilir Kaynak: Doğru şekilde yönetilen ormanlardan elde edilen ahşap, yenilenebilir bir kaynaktır.
  • Düşük Enerji Tüketimi: Üretim süreci, diğer yapı malzemelerine kıyasla daha az enerji gerektirir.
  • Geri Dönüşüm: Kullanılmış ahşap malzemeler yeniden değerlendirilebilir.

5. Ahşap Yapıların Kullanım Alanları

Ahşap, farklı yapı türlerinde geniş bir kullanım alanına sahiptir:

  • Konutlar ve Villalar: Isı yalıtımı ve estetik avantajlarıyla sıkça tercih edilir.
  • Köprüler: Dayanıklı lamine ahşap kullanılarak estetik ve işlevsel köprüler inşa edilir.
  • Gökdelenler: Ahşap teknolojilerinin gelişimiyle yüksek katlı binalarda kullanılmaya başlanmıştır.
  • Kültürel ve Sanatsal Yapılar: Müzeler, konser salonları ve galerilerde modern ahşap tasarımlar dikkat çeker.

6. Geleceğin Yapı Malzemesi: Ahşap

Ahşap, mimaride giderek daha fazla tercih edilen bir malzeme haline gelmektedir. Özellikle sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda şu trendler dikkat çekmektedir:

  • Karbon Nötr Yapılar: Ahşap, çevresel etkileri azaltarak karbon nötr hedeflere ulaşılmasına katkı sağlar.
  • Akıllı Ahşap Malzemeler: Sensörlerle donatılmış ahşap yapılar, yapı sağlığını izleme imkanı sunar.
  • Biyo-Mimikri Tasarımlar: Ahşap kullanılarak doğadan ilham alan yapılar oluşturulabilir.

Okumaya Devam Et

GENEL

Roca’nın 2025 Türkiye hedefi yüzde 56 oranında büyümek

Yayınlandı

-

Yenilikçi ürünler ve küresel yatırımlar ile hedeflerine ulaşacak

Banyolar için inovasyonu odağına alarak armatür, lavabo, klozet ve duş sistemleri gibi çözümler geliştiren Roca, 2024 yılında sektördeki konumunu pekiştirmeye devam ediyor. 2024 yılında satış hedeflerini gerçekleştirdiklerini belirten Roca Türkiye Genel Müdürü Dr.Murat Özyamanoğlu, 2025 için Türkiye pazarı hedeflerini yüzde %56 oranında büyüme olarak açıkladı.

Banyolarda teknoloji ve konforu bir arada sunan Roca, inovasyon ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle geliştirdiği ürünleriyle hizmet vermeye devam ediyor. Hem teknik kapasitesi hem de güçlü iş gücü ile üretim yetkinliklerine olan güvenini vurgulayarak, 2025 yılına dair öngörülerini paylaşan Roca Türkiye Genel Müdürü Dr.Murat Özyamanoğlu, 2024 yılında Türkiye’ye 110 milyon TL yatırım yaptıklarını belirtti.

“Güçlü adımlar atmaya devam edeceğiz”

2024’ün yenilikçi ürünler ve stratejik yatırımlar ile sektöre değer katan bir yıl olduğunu belirten Özyamanoğlu, “Daralan ve sıkılaşan piyasa koşullarının en çok etkilediği sektörlerden biri olarak, 2024 yılı bizim için hem zorlu hem de öğretici bir yıl oldu Roca Grup olarak, sektör bilgimiz ve güçlü iş modelimiz sayesinde güvenle yolumuza devam ettik. Dünyaca ünlü tasarımcılarla iş birliğimizi sürdürürken, Avusturya Gmunden tesisimizde devreye aldığımız dünyanın ilk elektrikli tünel fırını ile seramik sağlık gereçleri alanında bir paradigma değişimine öncülük ettik. İsviçre ve Polonya merkezli Nosag ve IneoCare markalarını bünyemize katarak, yaşlanan nüfusun özel gereksinimlerine yönelik yenilikçi çözümler geliştirmeyi amaçladık. Aynı zamanda, İtalya’nın lider umumi banyo armatürü tedarikçilerinden Idral’i satın alarak, armatür segmentindeki gücümüzü pekiştirdik. Hem markamız hem de sektörümüz için güçlü adımlar atmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Roca Grup olarak, Goslar/Hahndorf merkezli Alman Alape GmbH şirketini satın aldıklarını belirten Özyamanoğlu, bu satın alma ile müşterilerine daha geniş bir ürün portföyü sunmanın yanı sıra, Almanya, İsviçre, Avusturya ve Benelüks bölgelerinde de Roca’nın konumunu güçlendirmeyi hedeflediklerinin altını çiziyor.

“Operasyonel verimliliğimizi arttıracağız”

Roca Grup’un vizyonunun 3 temel taşından birisinin banyo alanındaki çözümlerinin çevresel etkisini en aza indirmek olduğunu belirten Özyamanoğlu, şunları söyledi: “Grubun içindeki stratejik önemimizin artmasıyla birlikte, yatırımlarımızı ve üretim hacmimizi Türkiye’ye kaydırmak amacıyla yeni üretim hatlarını devreye alıyoruz. Roca’nın 11 fabrikası arasında hacim açısından üçüncü büyük olan fabrikamız, aynı zamanda her iki ürün grubunun da aynı çatı altında üretildiği tek tesis. Sektörün gelecekteki standartlarını kurşunsuz döküm ve krom 3 kaplama gibi teknolojilerle şimdiden belirleyen fabrikamız, hem nihai ürünleri hem de üretim süreçleri ile tüm Avrupa pazarı için akredite durumda. Ayrıca; bu yıl odaklandığımız başlıca alanlar arasında sürdürülebilirlik, yeni ürün tasarımları, üretim makinelerinin renovasyonu ve fabrika yerleşkemizin yeniden organizasyonu yer alacak. Çevre dostu çözümler ve karbon sıfır hedefimize ulaşmak için üretim süreçlerimizi daha enerji verimli hale getirecek yatırımlar yapmayı planlıyoruz. Fabrika organizasyonumuzu yeniden gözden geçirerek üretim süreçlerimizi optimize edecek ve operasyonel verimliliğimizi arttıracağız.”

“Karbon nötr olma hedefine ulaşmak için faaliyetlerimize devam edeceğiz”

Seramik üretiminde bir ilke imza atarak dünyanın ilk elektrikli tünel fırını ile sürdürülebilirlikte bir devrim başlattıklarının altını çizen Özyamanoğlu, “Banyo alanları için tasarladığımız ve ürettiğimiz yenilikçi ürünlerle dünyanın önde gelen markalarından biri olarak, uzman fırın üreticisi Keramischer OFENBAU’nun çoğunluk hissesini satın aldık. Bu satın alma ile seramik sağlık gereçleri üretimi için dünyanın ilk elektrikli tünel fırınını başarıyla devreye aldık ve bu alanda üretim tesisine sahip dünyadaki ilk seramik sağlık gereçleri üreticisi olduk. Tüm çalışmalarımızda ve yatırımlarımızda sürdürülebilirlik ilkesini odağımıza alarak, 2045 yılına kadar karbon nötr olma hedefine ulaşmak için faaliyetlerimize devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

“Roca Group Way’i hayata geçireceğiz”

2025 yılı için istihdam stratejilerini şekillendirmeyi de düşündüklerini belirten Özyamanoğlu, “Bu sene, Roca Group’un global çapta başlattığı bir proje olan Roca Group Way’i hayata geçireceğiz. Bu proje, çalışanlarımızın kariyer gelişimi, liderlik yetenekleri ve takım içindeki etkileşimlerini iyileştirecek şekilde tasarlandı. Yeni işe alımlarımızda, inovasyona açık, sürdürülebilir çözümler üretebilecek ve şirket kültürümüze uyum sağlayacak yeteneklere odaklanacağız. Ayrıca, mevcut çalışanlarımızın gelişimi için eğitim programları ve mentorluk fırsatlarını arttıracağız. Bu kapsamda, liderlik gelişim programları ve teknik eğitimlerle çalışanlarımızın yetkinliklerini sürekli olarak arttırmayı hedefliyoruz. Böylece, hem şirketimizin hem de bireylerin gelişimine katkıda bulunacak bir iş gücü oluşturmayı planlıyoruz” dedi.

Okumaya Devam Et

Trendler