Bizimle iletişime geçin

GENEL

Rüknettin Küçükçalı: Mekanik Tesisatın Duayeni ve Gelecek Nesillerin İlham Kaynağı

Yayınlandı

-

Elazığ’da başlayan bir hayat, İTÜ’de mühendislik eğitimi ve Isısan’ın kuruluşuyla sektörde devrim yaratan bir yolculuğa dönüştü. Rüknettin Küçükçalı, gençlere ilham veren eğitmenliği, iş dünyasındaki yenilikçi adımları ve mekanik tesisat sektörüne yaptığı katkılarla hem bir lider hem de bir vizyoner olarak hatırlanıyor.

  • Rüknettin Küçükçalı’nın çocukluk ve gençlik yıllarından bahseder misiniz? Hangi değerler ve ilkelerle yetişti?

Babam 2 Eylül 1950 yılında Elazığ’da dünyaya gelmiş ve çocukluğunun çoğunu Malatya’da geçirmiştir. Malatya’dan her zaman övgüyle bahsederdi. Derdi ki: “Bütün çocuklar tembihliydi. Sular dağlardan gelir, bir kanal ile bütün evlerin önünden geçerdi. “Bu su asla kirlenmeyecek!”  “Neden?” “Çünkü komşuya gidiyor!” 

Babam lise yıllarında hep ya okul birincisi ya da ikincisi olurmuş. Çok çalışkanmış ve boş durmayı hiç sevmezmiş. Yaz gelip de okullar kapandığında Sular İdaresi gibi bir kurumun yaptığı arazi ölçümleme işinde çalışırmış. Varlıklı bir aileden gelmesine rağmen bu çalıştığı dönemlerde üniversite için kurs parası biriktirirmiş. 

Yani daha on altı, on yedi yaşlarındayken bile kendi ayaklarının üzerinde durmak isteyen, kafasına koyduğunu yapan, çalışmayı ve para kazanmayı, yani çalışarak para kazanmayı seven bir insanmış. 

  • Küçükçalı’nın İTÜ Makine Fakültesi’nde okuduğu yıllardan bahseder misiniz? 

Babam 1967 yılında İTÜ Makine Fakültesi’nde eğitim hayatına başlamış. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin futbol sahası hafta içi öğrencilerin oynaması dışında özellikle cumartesi ve pazarları, hele tatillerde boş kalıyormuş. Babam orada ticari bir potansiyel görmüş ve okulun spor kulübünün yöneticileriyle görüşüp, çevredeki mahalleler arasında bir futbol turnuvası düzenleyeceğini, her takımdan da turnuvaya belirli bir katkı payı alacağını, bunun bir bölümünü okulun spor kulübüne vereceğini söylemiş. İdareciler de kabul edince, babam, Gümüşsuyu sahasında ‘Yaz Turnuvası’ adı altında bir turnuva düzenlemiş. Yani babam hem Teknik Üniversiteye yeni bir imkân sağlamış hem de  Teknik Üniversite dışındaki insanların da spor yapmalarını sağlamış.

Babamın spor alışkanlığının tüm hayatı boyunca devam ettiğini görüyoruz. Onun için spor haftanın en az 5 günü yapılması gereken bir faaliyetti. İş hayatı boyunca güçlü bir takım ruhunun nasıl başarıya götürebileceğinin çok iyi bir örneğini gösterdiğine inanıyorum. Çalışanlarla futbol oynayarak, o takım ruhunu güçlendirecek ortamı yaratmış, şirketinin başarısında futbolu bir etken olarak değerlendirmiştir. İşe yeni bir eleman alırken onun spor yapıp yapmadığı, bir takım oyunu oynayıp oynamadığı gibi faktörleri de göz önünde tutmuştur. Babamın sporla ilgili bir sözünü paylaşmak isterim: “Yöneticiler spor yapsınlar. Fizik kondisyonunu, moral kondisyonunu da geliştirir. Psikoterapidir. Herkesin içinde biraz heyecan ve serserilik de olmalıdır” 

  • 1975 yılında Isısan’ı kurarken hangi zorluklarla karşılaştı ve bu zorlukları nasıl aştı?

Babam, Isısan’ı kurarken ve özellikle şirketin ilk yıllarında, bazı stratejik hatalar yapmış ve neticesinde de alınan bazı dersler olmuştur. 1975 yılında verilen bir genel vekaletnamenin, sonrasında O’na çok büyük problemler çıkarmasının ardından, alınan ilk ders: “Asla Genel Vekaletname verme”  olmuştur. Bu olaydan sonra verilen tüm vekaletnamelerin mutlaka bir süresi (1 yıl) ve yapılacak işin detaylı tam tanımı olmuştur.  (Şu adresteki sadece şu gayrimenkulün şu kişiye satışı için gibi…) Babamin “Tecrübe, yenilen kazıkların toplamıdır” diyerek, bana anlattığı hayat prensiplerinin birkaç tanesini paylaşmak isterim:  “İmzaladığın her sayfayı oku.”  İmzalanan her sayfa, nüshalar da dahil,  dikkatle okunmalı ve asla boş yada tam doldurulmamış hiçbir kağıt imzalanmamalıydı.”  Ve “Hiçbir şeyi çok isteme.”  Eğer bir şeyi çok istersen, değerinden fazlasını ödemeye razı olmuşsun demektir” gibi birçok prensibi hala her zaman aklımdadır. 

  • Isısan firmasında çalıştığı yıllarda sektöre yaptığı en önemli katkılar nelerdir?

Bence babamın yaptığı işleri dört ana başlık altında toplayabiliriz. TTMD’nin kurulması, Isısan toplantıları ve  kitaplar. Ama bence en önemlisi gençleri yetiştirmesiydi. Isısan bir okul gibiydi. Lise, üniversite eğitimleri, yabancı dil hepsi geleceğimiz için bir amaç, ama iş hayatı iş yaptıkça öğreniliyor. Bu yüzden de çalışmaya başladığınız yerin çok önemli olduğuna inaniyorum. Isısan’da çalışırken bir proje geldiğinde hepimizi çevresinde toplardı ve dakikalarca, saatlerce anlatırdı. Rakiplerinin bile saygı duyduğu bir özelliği de bilgisini paylaşmaktaki cömertliğiydi. Yani Isısan’da her gün, ders günüydü. 

Ögretim sadece işle ilgili değildi, hayatla da ilgiliydi. İyi bilmediğin bir konuda bilirmiş gibi görünüp konuşmamak gerektiğinin dersini sık sık alırdık ve babam bunu hepimize  çok güzel öğretti.  Ayrıca yalanı, laf cambazlığını da hiç sevmezdi. Yanlış da yapsan, en kısa ve en dürüst bir şekilde söylemeliydin. O’nun gibi bir eğitmen var mıdır bu zamanda bilemem, ama Isısanda çalışmış olan herkesin şu anki yaşantısındaki disiplinini ve düzenini O’na borçlu olduğunu söyleyebilirim. 

Babam bize hep yaptığımızdan çok daha iyisini yapabilecek kapasiteye sahip olduğumuzu söyler ve sürekli daha ileriye doğru iterdi… O dönem arkadaşlarımızın hepsi şimdi genel müdür, müdür, üst düzey yönetici veya şirket sahibi… Hepsi de çok başarılı. Konulara çok yönlü bakabilmemizi sağladı. Bir şeyin sadece önünü değil arkasındakileri de görebiliyoruz. Belki de babamın öğretmen yönünü en güzel eski Isısan çalışanı Güler Demirkan’ın şu sözleri özetliyor: “İlkokul mezunuyum, ama Rüknettin Bey’den çok şey öğrendim, O benim okulum oldu.” 

  • Rüknettin Küçükçalı’nın Türk Tesisat Mühendisleri Derneği’nin kuruluşunda nasıl bir rolü vardı?

Prof.Dr Ahmet Arısoy’un anlattığına göre babam özel bir ‘Problem gecesi’ başlatmış ve konusunda iyi olan birkaç kişinin de katılımıyla, sektörle ilgili konular tartışılmaya başlanmıştır. O zamanlar insanlar sahip oldukları bilgiyi saklarmış, dolayısıyla bilgiyi doğru kaynaklardan toplamak çok zor olurmuş. Ama babamın  bir araya getirdiği bu küçük grup birbirini kıskanmayan, bildiklerini paylaşan kişilerden oluşturulmuş.  Böylece bu toplantılarda hem çok iyi ilişkiler kurulmuş hem de toplantıya katılan herkes  çok ciddi oranda bilgi sahibi olmuş. Sonrasında bu toplantılar Isısan çatısının altına taşınmış ve boyutu büyümüş. Ayda bir kez, hafta sonu Isısan’ın Koşuyolu’ndaki binasında kalabalık bir katılımla yapılmaya başlanmış. Babam, TTMD’nin kurucularından biri olarak,  TTMD’nin faaliyetleri belli bir noktaya gelince bu bilgi açısından faydalı toplantıları, TTMD toplantılarına dönüştürmüş. Daha sonrasında bu toplantılar İTÜ Makine Fakültesinde yapılmaya başlanmış. 

  • Balmumcu Isısan binasında düzenlenen Cumartesi Buluşmaları hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu buluşmaların sektöre etkisi ne oldu?

Babam eskiden insanların bilgiyi saklaması ile ilgili hep şu sözü söylerdi. “Eski pehlivanlar üç biliyorsa, ikisini öğretir birini saklarmış”. Balmumcu merkez binasındaki konferans salonunda  Isısan toplantıları olarak yeni bir seminer konsepti yaratmış. Ben bu toplantıların sektöre çok büyük yararı olduğuna inanıyorum. “Bilgi paylaştıkça çoğalır” sloganı ile bilgiler paylaşılmış ve babam da dahil herkes çok şey öğrenmiştir. Bu toplantıların bir başka faydası ise, sosyalleşme olmuştur. İnsanlar birbiriyle bu toplantılarda tanışmaya ve kaynaşmaya başlamışlardır. Bence bu toplantılar bu sektörün kenetlenmesine yol açmıştır. Babam her zaman “Bilgi çok çabuk eskiyor. Bilgiyi paylaşıp, hemen kullanmak, yaşama geçirmek gerekiyor” derdi.  

  • Isısan kitaplarından bahseder misiniz?

Kitaplarla ilgili konular önce seminerler dizisi olarak gerçekleştirildi. Babam konuları güncel gelişmelere göre özenle seçerdi. Bununla ilgili seminerler yapardı. Ayrıca, sektör ile ilgili yeni konuları sürekli araştırır, sektör dergilerinde yayımlanan makalelerini Isısan çalışmaları diye dosyalardı. Isısan çalışmalarının sayısı belli bir sayıya ulaşınca kitap haline getirilirdi. Takım çalışması prensibinde teorik ve pratik bilgilerin olduğu, sürekli güncelleştirilen bu kitaplar, Tesisat Mühendislerinin proje ve uygulama konularında yararlandıkları ulaşılabilir bilgi kaynakları olmustur. Bununla birlikte birçok üniversite öğrencisi okul yıllarında da bu kitaplardan yararlanmıştır. Böylelikle 18 yılda Mekanik Tesisat Mühendisleri ve Mimarlar için 32 adet ‘Isısan yayınları” başlığı altında kitap yayımlanmıştır. 

Babamın, buhar tesisatı kitabı (İlk Isısan yayınları)  önsözünde yazdığı gibi “Isısan, kitap ve yayınlarla bilgiyi paylaşarak, Türkiye’de on kişinin bir basamak atlaması yerine, tesisat ile ilgili herkesin bir basamak atlamasına katkıda bulunmayı hedeflemiştir.”

  • Küçükçalı’nın firmasında tüketicilerle yakından ilgilenmesiyle ilgili ne anlatabilirsiniz? 

Isısan’da inanılmaz bir servis hizmet anlayışı vardı. Aslında şimdilerde ‘Love Brand’ dediğimiz o sadakatı babam otuz yıl önce kafasında çözmüştü. Kendisine yıllardan bağımsız bir müşteri garantisi yaratmıştı. Yani siz on yıl önce iş yapmış olun, on yıl sonra arasanız bile mutlaka ilk günkü gibi sizinle ilgilenirdi. Babam için birçok yerde ‘Çok iyi mühendis’ denir ve bence  bu çok da doğrudur fakat bir o kadar da çok iyi bir pazarlama ve satış dehası olduğuna inanıyorum. 

Babamın hala sözleri aklımdadır: 

“Müşteriye karşı saygılı ve terbiyeli, dürüst ve samimi, ilgili ve bilgili olmak uzun vadede kaliteli bir ortam yaratır ve başarıyı getirir.”

“Bir iş yapılmaya değerse, en iyi şekilde yapılmalıdır.”

“Müşteri aradığında hangi üslupla, kendini nasıl ifade ederse etsin, ‘Bize başvurmuşsa, size ihtiyacım var demek istiyor. Derhal yardımcı olmalıyız’ 

“Müşterilerinize ürün ve hizmetlerinizin olumlu yönlerini anlatın, ama olumsuz bir yönü varsa, bunu saklamayın. İnsanlar hangi durumda ne ile karşılaşabilir, bilmeliler. Kimseyi kandırmayın, müşterilerinizi hiç kandırmayın.”  

“Müşteriyi kandırma lüksümüz yok, müşterisini kandıran, kendini kandırır” 

  • Onun en büyük hayali veya gerçekleştirmek istediği bir proje var mıydı?

Doğaya olan sevgisinden dolayı kullanılmadan atılan enerji miktarının en aza indirilmesi gerektiğine inanmış ve binaların enerji performansı, kimlik belgesi olması gerektiğini, sıfır enerjili binaların inşaa edilmesinin önemini ve  Termik santrallerin atık ısısından yararlanmamız gerektiğini defalarca dile getirmiştir. 2010 yılındaki konuşmalarında Ambarlı Enerji Santralinin atık enerjisinin yılda 600 milyon USD olduğunu ve bu rakamın yılda 2 milyar USD’ı bulduğunu vurgulamıştır. . 

Eski bayimiz ve yakın arkadaşı Ahmet Özaktaç ile birlikte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından randevu alınmış, o zamanın bakanıyla tanışılmış ve Ambarlı’da doğal gaz çevrim santrallerindeki atık sudaki ısının geri kazanımı ve değerlendirilmesiyle ilgili bir proje sunulmuştur. Üstelik de bu projede Isısan’ın ticari açıdan hiçbir kazanımı söz konusu olmadan. Bunun gibi farklı konularda 50’ye yakın bakanla görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Ve ilginçtir, şimdilerde Ambarlı’nın sıcak atık suyu Esenyurt’ta çevrim santraline geliyor ve Esenyurt’ta bir mahalle sadece oradaki sıcak suyla ısınıyor. Babamın da dedigi gibi: “Türkiye’nin daha iyiye gitmesi için, herkesin yaptığı işi daha iyi yapma çabasında olması gerekir.” 

  • Onun en gurur duyduğu başarı hangisiydi?

Sıfır sermaye ile iş kurmak, bir işi yapmak, o işi de severek hakkıyla yapmak, hiç durmadan kendini geliştirmek ve öğrendiklerini mütemadiyen etrafındakilerle paylaşmak. Bence babamın iş hayatındaki tanımı buydu. Tabiki mükemmelliyetçiliğinden ve kontrolcülüğünden gelen sinirli yapısı ve başka hataları da vardı. 

Ama eksiklerine ve hatalarına rağmen, hayatınızda hani bazı çok özel insanlar vardır, onları tanıdıkça, sevginiz, saygınız, bağınız ve hayranlığınız artar. İşte babam benim  ‘Süper kahramanımdı.’ 

Hayatın akışında, onun yolunda ilerlerken, aklımda hep onun tembihleri yankılanıyor. Ve onu her geçen gün daha da fazla özlüyorum. Babamı anlatan anonim bir söz ile cümlelerimi sonlandırmak isterim: “Öyle bir hayatınız olsun ki, çocuklarınız hakkaniyet ve dürüstlüğü düşündüklerinde, akıllarına siz gelesiniz.” Kitabı keyifle okumanız dileğiyle….

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

PorFloor, Yaşam Alanlarına Yeni Bir Soluk Getirecek

Yayınlandı

-

Portakal Ahşap, sektördeki atılımlarını sürdürüyor. Bu yıl 30’uncu yılını yeni markasıyla kutlayan Portakal Ahşap, yeni markası PorFloor’u duyurdu. “Yaşam alanlarında yeni bir adım” sloganıyla yola çıkan PorFloor, iç mekan tasarımında ev ve ofislere yenilikçi ve göz alıcı çözümler sunuyor.

Geçmişin zarafetiyle geleceğin yeniliklerini buluşturan PorFloor, iç mekan tasarımlarına taze bir soluk getiriyor. Portakal Ahşap’ın 30 yıllık tecrübesini ve bilgi birikimini yeni markasıyla birleştirerek sektöre kazandırdığı PorFloor, evlere ve ofislere şıklık ve işlevsellik katma amacıyla yola çıktı. Doğanın eşsiz dokularından esinlenen SPC parkeler ve duvar panelleri, yaşam alanlarına sofistike bir dokunuş getiriyor. Her tarza hitap eden geniş ürün yelpazesiyle PorFloor, minimalist modern tasarımlardan rustik ve klasik çizgilere kadar her mekanı özgün bir karakterle buluşturuyor.

ESTETİK VE İŞLEVSELLİĞİN MÜKEMMEL UYUMU

PorFloor’un yenilikçi yaklaşımı sadece görsel çekicilikte kalmıyor. PEFC sertifikalı hammaddelerle üretilen ürünler, sürdürülebilirlik anlayışının somut bir ifadesi. Uzun ömürlü ve dayanıklı SPC parkeler ve duvar panelleri, hem evlerde hem de ofislerde konfor ve şıklığı bir arada sunuyor. Geri dönüşüm odaklı üretim süreçleriyle PorFloor, çevreye duyarlı bir yaklaşımı benimserken, yaşam alanlarına da değer katıyor.

YENİ BİR YAŞAM TARZININ KAPILARINI ARALAYIN

PorFloor, estetik ve işlevselliği harmanlayan zamansız çözümler sunuyor. Doğanın zarafetini modern teknolojilerle buluşturan ürünler, mekanlarınızı adeta birer sanat eserine dönüştürüyor. İster evinizde kalıcı bir şıklık, ister ofisinizde sıcak ve davetkar bir atmosfer yaratmak isteyin, PorFloor’un zarif ve dayanıklı dokunuşları her ihtiyaca uygun bir çözüm sunuyor.

Yaşam alanlarınızı yeniden keşfetmek ve onlara yeni bir soluk kazandırmak için PorFloor dünyasına adım atın. Her detayda kalite ve zarafet sunan PorFloor ile modern ve sürdürülebilir bir yaşam tarzını kucaklayın.

Okumaya Devam Et

GENEL

Masdaf, Çıraklık Programı ile Sektörünün Teknik Eleman Sorununa Çözüm Sunuyor

Yayınlandı

-

Masdaf, 2022 yılında hayata geçirdiği, “Masdaf Yetenek Gelişimi ve Çıraklık Programı” ile meslek liselerindeki öğrencilerin, mesleki gelişimlerine katkı sağlamaya ve akışkan teknolojileri sektörünün artan teknik eleman sorununa çözüm bulmaya devam ediyor.

Akışkan teknolojileri sektörünün öncü firması Masdaf, 2022 yılında hayata geçirdiği ‘Masdaf Yetenek Gelişimi ve Çıraklık Programı’ ile; endüstri meslek liseleri, ticaret meslek liseleri ve meslek edindirme merkezlerinde öğrenim gören öğrencilerin, mesleki gelişimlerine katkı sağlamaya ve onları, sektöre kazandırmaya devam ediyor.

Nitelikli iş gücü yaratmayı hedefliyor

Akışkan teknolojileri sektöründe bir ilk olan Çıraklık Programı ile sektörün artan teknik eleman sorununa çözüm bulmayı ve nitelikli iş gücü yaratmayı hedeflediklerini belirten Masdaf İnsan Kaynakları ve Organizasyonel Gelişim Müdürü Sultan Eren, şunları söyledi:

“Genç yetenekleri, sanayinin pratik uygulamalarına hazırlıyoruz”

“Çıraklık programıyla;endüstri meslek liseleri, ticaret meslek liseleri ve meslek edindirme merkezlerinde öğrenim gören öğrencilerin, okulda aldıkları teorik bilgileri, Düzce fabrikamız ve Tuzla Genel Müdürlük binamızda düzenlediğimiz uygulamalı eğitimlerle ve saha gezileriyle destekliyoruz.

Masdaf’ın sektördeki yarım asırlık tecrübesini de eğitimler sayesinde genç yeteneklerle paylaşıp onları, sanayinin pratik uygulamalarına hazırlıyoruz. Böylece sektörümüzün donanımlı teknisyen ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynuyoruz. Bunun yanı sıra programdan mezun olan öğrencilerin bir kısmını şirketimizde istihdam ederek güçlü bir iş gücü oluşturmayı da hedefliyoruz.

Her yıl Eylül ayında başlayan başvuru süreci, Kasım ayına kadar devam ediyor. 4 yıl süren eğitimlere; endüstri meslek liseleri, ticaret meslek liseleri ve meslek edindirme merkezlerinde öğrenim gören öğrenciler başvurabiliyor. 2025 yılında programa katılmak isteyen öğrenciler, ik@masdaf.com mail adresinden veya 0216 456 47 00 numaralı telefondan başvuru yapabilirler. Aramıza katılacak genç yetenekleri heyecanla bekliyoruz.” dedi.

Okumaya Devam Et

GENEL

ASAŞ’tan Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Yenilikçi Çözüm: NexAL

Yayınlandı

-

ASAŞ, düşük karbon ayak izine sahip alüminyum döküm ürünü NexAL ile sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunarak çevre dostu üretimde öncülük ediyor.

Alüminyum sektörü, dünya genelinde enerji tüketiminin %2-3’ünü ve karbon emisyonlarının %1’ini oluşturuyor. Bu yüksek enerji ihtiyacına rağmen, sektör sürdürülebilirlik odaklı çözümlerle karbon ayak izini azaltmaya yönelik adımlar atmaya devam ediyor. Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından ASAŞ, çevre dostu üretim süreçlerini benimseyerek bu alandaki farkını ortaya koyuyor.

2022 yılında Aluminium Stewardship Initiative (ASI) sertifikası alarak sürdürülebilir üretim konusundaki kararlılığını uluslararası düzeyde belgeleyen ASAŞ, çevresel sorumluluk, sosyal eşitlik ve ekonomik sürdürülebilirlik alanlarında çıtayı yükseltti. Bu vizyonun bir sonucu olarak, ASAŞ 2023 yılında karbon ayak izini azaltma çalışmalarını bir adım daha ileriye taşıyarak düşük karbonlu alüminyum billet olan NexAL’ı geliştirdi.

NexAL: Karbon Ayak İzini Düşüren Yenilikçi Çözüm

NexAL, karbon ayak izi ≤ 4 tCO2e/tAl olan özel bir alüminyum billet olarak dikkat çekiyor. Bu ürün, düşük karbonlu birincil hammaddeler, maksimum miktarda post-tüketici geri dönüştürülmüş hurda ve IREC (International Renewable Energy Certificate) ile belgelenmiş yenilenebilir enerji kullanılarak üretiliyor. Yenilenebilir enerji kullanımının IREC sertifikasıyla belgelenmesi, ASAŞ’ın üretim süreçlerinde çevre dostu yaklaşımını ve enerji yönetimindeki şeffaflığını güçlendiriyor.

NEXAL’in üretiminde geri dönüştürülmüş alüminyum kullanılması, üretim süreçlerinde enerji tüketimini önemli ölçüde azaltıyor ve bu da atmosfere salınan karbon miktarını minimum seviyeye indiriyor. Üretim süreci boyunca rafinaj, nakliye, eritme ve döküm gibi tüm aşamalarda karbon emisyonlarının hesaplanarak optimize edilmesi sayesinde NexAL, çevre dostu ürünler arasında özel bir yere sahip.

İnşaat, otomotiv ve diğer endüstriyel sektörlerde sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak isteyen müşteriler için ideal bir çözüm olan NexAL ile ASAŞ; yenilikçi üretim yaklaşımlarıyla karbon ayak izini düşürmenin ötesine geçerek, geleceğe daha yaşanabilir bir dünya bırakma vizyonunu somutlaştırıyor.

Lot Bazlı İzlenebilirlik ve Şeffaflık

ASAŞ, NexAL ile sadece çevresel sorumluluk değil, aynı zamanda üretim süreçlerindeki şeffaflığı da ön plana çıkarıyor. Lot bazında izlenebilirlik sağlayan üretim sistemi, müşterilere ürünlerin çevresel performansı hakkında net ve güvenilir bilgiler sunuyor. NexAL ürünleri ayrıca EPD (Çevresel Ürün Beyanı) belgeleriyle destekleniyor, bu da ASAŞ’ın sürdürülebilirlik konusundaki güvenilirliğini bir kez daha kanıtlıyor.

Okumaya Devam Et

Son Yazılar

Trendler

Kitap


Kapanma Süresi 20Saniye