Bizimle iletişime geçin

GENEL

Şehirleşmenin Geleceği: Dikey Mimari mi, Yayılma mı?

Yayınlandı

-

Artan nüfus, azalan doğal kaynaklar ve şehirlerdeki yaşam kalitesine yönelik talepler, şehirleşme politikalarını yeniden düşünmeyi zorunlu hale getiriyor. Geleceğin şehirleri, hem çevreye duyarlı hem de insan odaklı olmalıdır. Bu bağlamda, dikey mimari (gökyüzüne doğru büyüme) ve yayılma (yatay genişleme) arasındaki seçim, şehirlerin geleceğini şekillendirecek en önemli faktörlerden biri. Bu makalede, dikey mimari ve yayılmanın avantaj ve dezavantajlarını ele alarak hangi yöntemin geleceğin şehirleşmesi için daha uygun olduğunu değerlendireceğiz.

1. Dikey Mimari: Gökyüzüne Yükselen Şehirler

Dikey mimari, sınırlı bir alan üzerinde çok katlı yapılar inşa edilerek nüfusun bir arada yaşamasını sağlayan bir şehirleşme modelidir. Özellikle metropoller ve nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu bölgelerde bu model sıklıkla tercih edilmektedir.

Avantajları

  • Yer Tasarrufu: Şehir merkezlerinde sınırlı alan olduğu için dikey yapılaşma, bu alanların verimli kullanılmasını sağlar.
  • Enerji Verimliliği: Çok katlı binalar, enerji kullanımında tasarruf sağlayan merkezi sistemler ve teknolojilerle donatılabilir.
  • Ulaşım Kolaylığı: Şehir merkezine yakın, yoğun nüfuslu bölgelerde dikey mimari, toplu taşıma ağlarına erişimi artırır.
  • Doğal Alanların Korunması: Daha az yatay alan kullanıldığı için tarım arazileri ve ormanlık alanlar korunabilir.

Dezavantajları

  • Yoğunluk Sorunları: Çok katlı yapıların bulunduğu alanlarda trafik sıkışıklığı, hava kirliliği ve sosyal izolasyon gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
  • Yüksek İnşaat Maliyetleri: Dikey yapılar, gelişmiş mühendislik çözümleri gerektirdiği için inşaat maliyetleri yüksektir.
  • Psikolojik Etkiler: Yüksek binalarda yaşamanın insan psikolojisi üzerinde olumsuz etkiler yarattığına dair araştırmalar bulunmaktadır.

2. Yayılma: Doğaya Yayılan Şehirler

Yayılma, şehirlerin geniş alanlara yayılarak gelişmesini ifade eder. Daha düşük katlı yapılar ve geniş alan kullanımıyla şehirler, yatay bir büyüme modelini benimseyebilir.

Avantajları

  • Yaşam Kalitesi: Daha geniş yeşil alanlar ve düşük nüfus yoğunluğu, daha sakin bir yaşam ortamı sunar.
  • Erişilebilirlik: Yatay yapılaşma, bireysel ulaşım imkanlarını artırabilir ve otopark gibi sorunları azaltabilir.
  • Düşük İnşaat Maliyeti: Dikey mimariye kıyasla daha basit yapılar inşa edildiği için maliyetler daha düşüktür.

Dezavantajları

  • Arazi Kaybı: Yayılma, tarım alanları ve doğal yaşam alanlarının kaybına neden olabilir.
  • Ulaşım Zorlukları: Daha geniş alanlara yayılmış şehirlerde, toplu taşıma ağlarının verimli bir şekilde kurulması zorlaşır.
  • Çevresel Etkiler: Daha fazla araç kullanımı ve uzun mesafeler nedeniyle karbon emisyonları artabilir.

3. Karşılaştırma: Dikey Mimari ve Yayılma

KriterDikey MimariYayılma
Alan KullanımıDaha az alan kullanımıDaha geniş alan kullanımı
MaliyetYüksek inşaat maliyetleriDaha düşük inşaat maliyetleri
Çevresel EtkiDaha düşük arazi kaybıDaha fazla karbon emisyonu
Yaşam KalitesiYoğunluk nedeniyle sınırlıDaha sakin ve geniş yaşam alanları
Toplu TaşımaDaha etkin kullanımDaha zor ve maliyetli kurulum
Psikolojik Etkiİzolasyon ve stresDaha az stres ve izolasyon

4. Geleceğin Şehirleri: Hibrit Modeller

Dikey mimari ve yayılma modellerinin her ikisi de, şehirleşmenin ihtiyaçlarına göre avantaj ve dezavantajlar sunar. Ancak geleceğin şehirleşme planlamasında, bu iki modelin birleştirildiği hibrit çözümler ön plana çıkmaktadır.

Hibrit Modelin Unsurları

  • Yoğun Bölgelerde Dikey Mimari: Şehir merkezlerinde dikey yapılar tercih edilerek alan tasarrufu sağlanabilir.
  • Çeperlerde Yatay Yapılaşma: Şehirlerin dış çeperlerinde yayılma modeli benimsenerek geniş yaşam alanları oluşturulabilir.
  • Yeşil Alanların Entegrasyonu: Hem dikey hem de yatay modellerde yeşil alanların artırılmasıyla çevreye duyarlı şehirler kurulabilir.
  • Akıllı Şehir Teknolojileri: Ulaşım, enerji ve altyapı sistemlerinin optimize edilmesiyle şehirler hem sürdürülebilir hem de yaşanabilir hale getirilebilir.

5. Çevresel ve Sosyal Faktörler

Şehirleşmenin geleceği, yalnızca mimari modellerle değil, çevresel ve sosyal faktörlerle de şekillenmektedir. Karbon ayak izinin azaltılması, enerji verimliliği, toplu taşıma altyapısının geliştirilmesi ve toplumun refah düzeyinin artırılması, her iki modelin de başarıyla uygulanmasında kritik öneme sahiptir.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

İSKİD ve DOSİDER, Isı Pompası Sistemleri İçin Güçlerini Birleştirdi!

Yayınlandı

-

İSKİD-DOSİDER Isı Pompası Komisyonu çalışmalarına başladı.

İSKİD (İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği) ve DOSİDER (Isıtma Cihazları Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği), Isı Pompası Sistemleri özelinde yaptıkları komisyon çalışmalarını tek bir komisyon altında birleştirerek, İSKİD-DOSİDER Isı Pompası Komisyonu olarak faaliyetlerini sürdürmeye karar verdi.

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya yardımcı olan çevre dostu, düşük emisyonlu ısı pompası sistemleri, giderek daha fazla dikkat çekiyor. Sektörümüzün yeni odak noktası olan bu ürün grubunun gelişimi ve yaygınlaşması için öncelikle yanlış uygulamaların önüne geçebilmek ve doğru bilginin üretildiği bir yapı kurulması gerektiği ortaya çıkıyor. İSKİD (İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği) ve DOSİDER (Isıtma Cihazları Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği) Isı Pompası Sistemleri özelinde yaptıkları komisyon çalışmalarını tek bir komisyon altında birleştirerek, İSKİD-DOSİDER Isı Pompası Komisyonunu adı altında faaliyetlerini sürdürmeye karar verdi.

Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Korun, “İSKİD olarak, 2018 yılında kurduğumuz Isı Pompası Komisyonu ile bu alandaki çalışmalarımıza başladık. Bu süreçte, ısı pompası teknolojileri konusunda Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip etmek, etkin bir rol oynamak ve güncel bilgileri üyelerimizle paylaşmak amacıyla Avrupa Isı Pompası Birliği(EHPA) üyeliğimizi gerçekleştirdik. Türkiye’de, bireysel ve ticari olarak her tip ısı pompasıyla gerçekleştirilen birçok örnek uygulama bulunmakta ve mühendislik açısından gerekli bilgi birikimi mevcuttur. Komisyonumuz, bu bilgi birikimini en verimli şekilde değerlendirerek ülkemizin Yeşil Mutabakat hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak çalışmalar gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Aynı hedefi DOSİDER’ in yaptığı çalışmalarda da gördüğümüz için birlikte çalışarak enerjimizi ve tecrübelerimizi daha verimli kullanmaya karar vererek, İSKİD-DOSİDER Isı Pompası Komisyonu adı altında komisyon çalışmalarımızı yürütme kararı aldık. Sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

DOSİDER Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem ERKUT “Isı pompası bireysel ve endüstriyel sistemler, Avrupa ile ülkemizde giderek yaygınlaşmaktadır. Derneğimizin 2015 yılında üye olduğu Avrupa Isıtma Endüstrisi Derneği (EHI) ile yapılan iş birlikleri, komite çalışmalarıyla ısı pompasına yönelik pek çok etkinliğe katılım imkanımız oldu.

Önümüzdeki dönemde karbon azaltma, yeşil dönüşüm çalışmaları kapsamında, ısıtma ve soğutmada ısı pompası uygulaması yapılan yüksek verimli sistemler, gaz yakıcı cihazlar ile hibrit uygulamalar artarak devam edecektir. Bu kapsamda DOSİDER ve İSKİD’in çalışma alanına giren ısı pompası ürün ve sistemlerine yönelik almış olduğumuz birlikte çalışma kararı sektörümüze önemli katkılar sağlayacaktır. İSKİD-DOSİDER Isı Pompası Komisyonu, sektörün tüm paydaşlarında farkındalık oluşturmak ve bu sistemlerin yaygınlaşmasını hızlandırmak adına önemli çalışmalar gerçekleştirecektir. Türkiye’nin, özellikle yenilenebilir enerji alanındaki potansiyelini değerlendirerek, ısı pompası sistemlerinde bölgesel bir lider haline gelme kapasitesine sahip olduğuna inanıyoruz. Bu bakış açısıyla komisyonumuzun faaliyetleriyle hem kamuoyunu bilinçlendirmeyi hem de sektörel gelişimi desteklemeyi hedefliyoruz” dedi.

İSKİD-DOSİDER Isı Pompası Komisyonu, sektörde bilgi paylaşımını artırmak amacıyla eğitim programları, seminerler düzenleyecek ve dokümanlar oluşturacak. Ayrıca, yurtdışındaki gelişmeleri yakından takip ederek Türkiye’nin bu alandaki gelişmelerin gerisinde kalmayarak bölgede etkin olması konusunda çalışmalar yürütecek.

Okumaya Devam Et

GENEL

Günsan Elektrik’e GIGI Awards’tan Ödül! 

Yayınlandı

-

Alçak gerilim tesisatı ekipmanları sektörünün önde gelen firmalarından Günsan Elektrik, Pazarlama İletişimcileri Derneği tarafından ilk kez gerçekleştirilen GIGI Awards’ta (Good Idea Good Integration) “Günsan Elektirikçiler Şampiyonası” ile etkinlik ve deneyim kategorisinde ödüle layık görüldü.

Günsan Elektrik, geçtiğimiz yıl düzenlediği ve Türkiye’de bir ilk özelliği taşıyan “Günsan Elektrikçiler Şampiyonası” ile bir ödüle daha layık görüldü. Pazarlama İletişimcileri Derneği’nin (PİD) bu yıl ilk kez düzenlediği GIGI Awards’ta, etkinlik ve deneyim kategorisinde ödül aldı. 

“Günsan Elektrikçiler Şampiyonası” ile bir kez daha ödüllendirilmenin gururunu yaşadıklarını belirten Günsan Elektrik Pazarlama Direktörü Burcu Mungan, “Günsan Elektrikçiler Şampiyonası ile yalnızca sektörümüzde fark yaratmayı değil, aynı zamanda elektrikçilik mesleğini onurlandırmayı hedefledik. Bu başarı, takım çalışması ve yenilikçi yaklaşımımızın bir sonucu. Günsan Elektrik olarak, sektörümüzde öncü projeler geliştirmeye ve değer yaratmaya devam edeceğiz.” diye konuştu. Günsan Elektrik’in “Günsan Elektrikçiler Şampiyonası” ile The Hammers, The Stevie Awards, Muse Awards, The Astrid Awards, Hermes Awards, The Globee Awards’tan aldığı ödüller de bulunuyor. 

Yaratıcılık, yenilik ve somut sonuçlar ön planda tutuluyor

Pazarlama İletişimcileri Derneği’nin öncülüğünde bu yıl ilk defa düzenlenen GIGI Ödülleri, pazarlama dünyasına yeni bir soluk getirmeyi ve sektörde dikkat çeken başarıları ödüllendirmeyi hedefliyor. Yaratıcılığın, yeniliğin ve somut sonuçların ön planda tutulduğu GIGI Ödülleri’nde; pazarı sarsan ve ölçülebilir sonuçlar elde eden projeler, fikirler ile uygulamalar arasındaki mükemmel uyum, veriyi akıllıca kullanarak elde edilen başarı hikayeleri ve pratikte uygulanabilir, etkileyici sonuçlar üreten projeler yer alıyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

İklim Değişikliği ve Yapı Tasarımı: Dirençli Yapılar Nasıl İnşa Edilir?

Yayınlandı

-

İklim değişikliği, dünyanın çeşitli bölgelerinde artan şiddetli hava olayları, deniz seviyesinin yükselmesi ve uzun süreli kuraklıklar gibi sorunlarla kendini göstermektedir. Bu durum, yapı tasarımında yeni yaklaşımların benimsenmesini zorunlu kılmaktadır. Dirençli yapılar inşa etmek, hem çevresel etkileri azaltmak hem de değişen koşullara uyum sağlamak açısından büyük önem taşımaktadır. Bu makalede, iklim değişikliğine uygun yapı tasarımının temel ilkeleri ele alınacaktır.

1. İklim Değişikliğinin Yapılara Etkisi

1.1. Aşırı Hava Koşulları

Küresel ısınma nedeniyle şiddetli fırtınalar, sel baskınları ve ekstrem sıcaklık dalgalanmaları daha sık yaşanır hale gelmiştir. Bu olaylar, geleneksel yapıların dayanıklılığını ciddi şekilde zorlamaktadır.

1.2. Deniz Seviyesinin Yükselmesi

Küresel ısınmanın etkisiyle buzul erimeleri, kıyı şehirlerini tehdit eden deniz seviyesi yükselişine yol açmaktadır. Bu durum, altyapıların yeniden değerlendirilmesini gerektirmektedir.

1.3. Uzun Süreli Kuraklıklar

Bazı bölgelerde su kaynaklarının azalması, yapı malzemelerinin üretiminden binaların işlevselliğine kadar birçok alanda sorunlara yol açmaktadır.

2. Dirençli Yapıların Temel İlkeleri

2.1. Esnek Tasarım

Esnek yapı tasarımı, yapıların değişen şartlara uyum sağlayabilmesini hedefler. Modülerle tasarlanan binalar veya kolayca güncellenebilir altyapılar bu kategoriye girer.

2.2. Enerji Verimliliği

Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak ve enerji tüketimini azaltmak, dirençli yapı tasarımında temel önceliklerden biridir. Güneş panelleri, yılıtım teknolojileri ve enerji tasarruflu aydınlatmalar bu kapsamda öne çıkar.

2.3. Doğal Malzemelerin Kullanımı

Sürebilirlik ilkesine uygun olarak, yerel ve geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanılması önemlidir. Ahşap, bambu gibi malzemeler hem çevre dostu hem de estetik açıdan tercih edilir.

2.4. Su Yönetimi

Su kaynaklarının etkin kullanımı, dirençli yapıların bir diğer önemli unsurudur. Yağmur suyu toplama sistemleri ve gri su geri dönüşümü gibi yenilikçi uygulamalar önerilmektedir.

3. Dirençli Yapıların Örnekleri

3.1. LEED Sertifikalı Binalar

LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) sertifikalı yapılar, enerji ve çevresel verimliliğe odaklanarak iklim değişikliğine direnç geliştirir.

3.2. Suudi Arabistan’da The Line Projesi

Bu proje, yenilikçi şehir planlaması ve sıfır karbon hedefleri ile dikkat çekmektedir. The Line, iklim dostu yapı tasarımında öncü bir rol oynamaktadır.

3.3. Hollanda’da Su Üzerinde Yüzen Evler

Deniz seviyesinin yükselmesine karşı geliştirilen bu yapılar, esnek tasarımın bir başka örneğidir.

4. İklim Değişikliğine Uyumlu Yapı Tasarımının Geleceği

4.1. Akıllı Teknolojiler

Yapay zeka ve IoT (Internet of Things) teknolojileri, yapıların çevresel koşullara anında uyum sağlamasını kolaylaştırabilir. Akıllı enerji yönetim sistemleri bu alanın önemli bir parçasıdır.

4.2. Toplumsal Farkındalık

Sadece mühendislik ve mimarlık değil, aynı zamanda toplumsal bilincin de artması gerekmektedir. İklim değişikliğine dirençli yapıların inşasında toplumun desteği şarttır.

Okumaya Devam Et

Trendler