Bizimle iletişime geçin

GENEL

Trio Gayrimenkul olarak sektöre yön vermeye devam edeceğiz…

Yayınlandı

-

Trio Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Sezgi Bilge

  • Öncelikle, Sezgi Hanım kimdir, sektöre ne zaman başladı?  bilgi verir misiniz?

İstanbul doğumluyum ve Mimar Sinan Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Üniversite yıllarımda çalışma hayatına atılmayı çok istiyordum ve o dönemde gayrimenkul danışmanlığı ile tanıştım. Bu meslek ilgimi çekti ve denemeye karar verdim. Dört yıl boyunca gayrimenkul danışmanlığı yaparak sektörde tecrübe kazandım. Mezun olduktan sonra, 2005 yılında Trio’yu kurdum. Bugün, 2025 itibarıyla, 20 yılı geride bıraktığımız bir Trio hikayesi var. Şu anda İstanbul ve Bodrum ofislerimizde 97 iş ortağımızla büyümeye ve gelişmeye devam ediyoruz.

  • Türkiye gayrimenkul piyasasını genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Son yıllarda hangi dinamikler öne çıktı?

Türkiye gayrimenkul piyasası hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için dinamik ve cazip bir pazar olmaya devam ediyor. Ancak son yıllarda piyasayı etkileyen birkaç önemli trend dikkat çekiyor.

Öncelikle, yüksek enflasyon ve döviz kuru dalgalanmaları gayrimenkulü, yatırımcılar için güvenli bir liman haline getirdi. Arsa ve ticari gayrimenkuller, uzun vadede daha stabil kazanç sunduğu için öne çıkıyor. Konut kredilerindeki faiz dalgalanmaları ise yerel talebi doğrudan etkiliyor. 2024’ün son çeyreğinde faizlerin düşmesiyle hareketlilik başladı, ancak krediye erişimde hâlâ zorluklar var.

Kentsel dönüşüm ve deprem riski, yatırımcıları dönüşüm projelerine yöneltiyor, ancak süreç hukuki ve finansal engeller nedeniyle yavaş ilerliyor. Buna rağmen, uzun vadeli fırsatlar sunmaya devam ediyor. Ayrıca, yabancı yatırımcılar açısından Türkiye yine cazip bir pazar. 2025’te özellikle İstanbul, Antalya ve Bodrum gibi bölgelerde artan ilgi bekleniyor.

Pandemi sonrası, geniş yaşam alanlarına olan talep arttı. Bahçeli evler ve şehir dışındaki projeler daha popüler hale gelirken, dijitalleşme de sektörü dönüştürüyor. Kripto parayla gayrimenkul işlemleri ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları (REIT) gibi yeni modeller, sektöre yenilik getiriyor.

2025 yılına dair beklentilerimiz olumlu. Talepteki artış, faiz oranlarının düşmesi ve kentsel dönüşüm projelerinin hızlanmasıyla birlikte piyasanın büyümesi öngörülüyor. Gayrimenkul sektörü, doğru zamanda yapılan hamlelerle hâlâ kazançlı bir yatırım aracı olmaya devam edecek.

  • Kentsel dönüşüm projelerinin gayrimenkul piyasasına etkileri nelerdir?

Bu süreçte karşılaşılan en büyük zorluklar ve fırsatlar neler?

Kentsel dönüşüm projeleri hem güvenli yaşam alanları yaratmak hem de bölgesel kalkınmayı desteklemek açısından büyük bir öneme sahip. Özellikle deprem riski gibi kritik bir konu, bu projeleri daha da vazgeçilmez hale getiriyor. Yenilenen bölgelerde gayrimenkul değerleri hızla artıyor; İstanbul gibi şehirlerde dönüşüm yapılan mahallelerde yıllık %20-30 değer artışları görmek mümkün. Bu durum hem bireysel hem de kurumsal yatırımcılar için büyük bir fırsat sunuyor.

Ancak süreçte hukuki ve finansal zorluklar öne çıkıyor. Tapu sorunları, hak sahipleri arasındaki anlaşmazlıklar ve finansman eksikliği projelerin hızını kesiyor. Özellikle riskli bölgelerdeki dönüşüm projelerinin daha fazla teşvik edilmesi gerekiyor. Bununla birlikte, deprem güvenliği bilinci ve modern yapılara olan talep giderek artıyor, bu da dönüşüm projelerini yatırım açısından daha cazip hale getiriyor.

Sonuç olarak, kentsel dönüşüm yalnızca kar amaçlı değil, aynı zamanda sosyal bir sorumluluk olarak da ele alınmalı. İnsanlara daha güvenli, modern ve yaşanabilir alanlar sunmak, hem gayrimenkul piyasasına hem de toplumun geleceğine değer katacaktır. Bu süreçte en önemli hedefimiz, hızlı, şeffaf ve güvenilir projelerle hem yatırımcıların hem de halkın beklentilerini karşılamak olmalı.

  • Yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hangi bölgeler ve projeler daha fazla ilgi görüyor?

Yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ilgisi dönemsel dalgalanmalar yaşasa da güçlü bir potansiyel taşımaya devam ediyor. 2023 ve 2024’te global ekonomik sıkışıklıklar nedeniyle bir duraklama olsa da 2025 itibarıyla bu ilginin yeniden canlanacağını öngörüyoruz. Özellikle Avrupa, Orta Doğu ve Körfez ülkelerinden yatırımcılar için Türkiye hem yaşam hem de finansal getiriler açısından cazip bir pazar.

İstanbul, kültürel yapısı ve ticari avantajlarıyla her zaman ilk sırada yer alıyor. Antalya ve Bodrum gibi turistik bölgeler de özellikle lüks projeler ve yazlık konseptli yatırımlar için dikkat çekiyor. Yüksek standartlara sahip rezidanslar, denize sıfır villalar ve sosyal olanaklarla donatılmış projeler, yatırımcıların öncelikli tercihleri arasında.

Hollandalılar, İngilizler, Ruslar ve Orta Doğulu yatırımcılar Türkiye pazarında öne çıkarken, farklı dönemlerde başka ülkelerden de talep görüyoruz. Ancak yabancı yatırımcı ilgisini sürdürülebilir kılmak için süreçlerin daha hızlı ve şeffaf hale getirilmesi gerekiyor. Ayrıca, İstanbul dışındaki gelişen bölgeler için teşvik politikaları, yabancı sermaye çekmek adına büyük fırsatlar sunabilir. Türkiye, doğru stratejilerle bu ilgiyi artırmaya devam edebilir.

  • Türk vatandaşlarının gayrimenkul yatırımı yaparken öncelik verdiği kriterler nelerdir?

Yatırım eğilimlerinde değişiklik gözlemliyor musunuz?

Türk yatırımcılar gayrimenkul alırken birkaç temel kritere odaklanıyor. Kira getirisi, en önemli önceliklerden biri. Özellikle belirsiz ekonomik dönemlerde, düzenli gelir sağlayan yatırımlar büyük ilgi görüyor. Lokasyon da kararları etkileyen bir diğer faktör. Ulaşım, sosyal imkanlar ve depreme dayanıklılık gibi unsurlar, yatırımcıların tercihlerinde belirleyici oluyor.

Son yıllarda yatırım eğilimlerinde büyük bir değişim gözlemliyoruz. Eskiden konut yatırımları ön plandayken, artık arsa ve ticari gayrimenkul yatırımları daha popüler. Arsa, uzun vadeli kazanç potansiyeliyle dikkat çekerken, ticari gayrimenkuller hem yüksek kira getirisi hem de dövizle gelir sağlama avantajı sunuyor. Ayrıca, yurtdışına yapılan yatırımlar da giderek artıyor. Dubai, Karadağ ve Kuzey Kıbrıs gibi bölgeler, vergi avantajları ve güvenli yatırım ortamıyla Türk yatırımcılar için cazip destinasyonlar arasında.

Özetle, Türk yatırımcılar artık daha bilinçli hareket ediyor ve sadece bugünü değil, geleceği düşünerek yatırımlarını planlıyor. Bu yaklaşım, gayrimenkul piyasasının dinamiklerini önemli ölçüde değiştiriyor.

  • Gayrimenkul sektörünün Türkiye’de ve globalde karşılaştığı en büyük zorluklar nelerdir?

Çözüm önerileriniz nelerdir?

Gayrimenkul sektörü hem Türkiye’de hem globalde çeşitli zorluklarla karşılaşıyor, ancak bu zorlukların çözümüyle büyük fırsatlar da yaratılabilir. Türkiye’de en büyük sorunlardan biri, ekonomik belirsizlikler ve finansmana erişim zorluğu. Yüksek faiz oranları alıcıların gücünü zayıflatıyor, bu da sektörü doğrudan etkiliyor. Özellikle kentsel dönüşüm projelerinde hukuki ve finansal engeller süreci yavaşlatıyor. Buna karşın, deprem riskiyle birlikte dönüşüm projelerinin önemi giderek artıyor.

Globalde ise yüksek inşaat maliyetleri ve sürdürülebilirlik talepleri sektörü zorlayan başlıklar arasında. Bir yandan çevre dostu projelere ihtiyaç var, bir yandan da bu projelerin maliyetleri firmaları zorluyor. Ayrıca, dijitalleşme konusunda sektör henüz yeterince hızlı ilerlemiyor.

Çözüm olarak, Türkiye’de finansman modelleri daha erişilebilir hale getirilmeli. Özellikle düşük faizli konut kredileri ve kentsel dönüşüm projelerine özel teşvikler büyük fark yaratabilir. Globalde ise yeşil dönüşüme daha fazla yatırım yapılması ve dijital teknolojilerin entegre edilmesi şart. Blockchain gibi teknolojilerle sektöre şeffaflık kazandırılabilir.

Özetle, gayrimenkul sektörü doğru politikalar ve yenilikçi çözümlerle zorlukları fırsata çevirebilecek bir potansiyele sahip. Hem yerel hem de globalde, bu dinamikleri iyi değerlendirmek gerekiyor.

  • Gayrimenkul sektörü için yeni finansman modelleri veya alternatif yatırım araçları hakkında görüşleriniz nelerdir?

Son zamanlarda sektörde yenilikçi finansman modelleri oldukça ilgi çekiyor. Örneğin, Londra gibi yerlerde artık kripto para ile gayrimenkul yatırımı yapılabiliyor. Bunun yanı sıra, gayrimenkulün hisselere bölünmesiyle %10 veya %20 gibi küçük bir pay alarak yatırım yapma imkanları sunuluyor. Bu sistem, büyük yatırımlar yapmak istemeyen ama sektöre dahil olmak isteyenler için oldukça avantajlı bir model.

Türkiye’de ise gayrimenkul yatırım ortaklıkları (REIT) gibi modeller giderek popülerleşiyor. Bu tür sistemler, daha küçük yatırımlarla düzenli gelir elde etme fırsatı sunuyor. Örneğin, bizim de Altınbaş Holding ile geliştirdiğimiz bir model var. Burada insanlar bir proje üzerinden hisse alıyor ve döviz cinsinden garantili kira getirisi ile risksiz ve güvenli bir yatırım modeli olmasının yanı sıra arkasında güçlü bir holdingin bulunması, yatırımcılara büyük bir güven sağlıyor.

Ayrıca, sürdürülebilir projelere yatırım yapmak da giderek önemli hale geliyor. Bugün global ölçekte çevre dostu projelere çok büyük ilgi var. Türkiye’de bu alanda hala alınacak çok yol olsa da sektöre yeni finansman modelleri ve çevreci projelerle daha fazla değer katabiliriz.

  • Sürdürülebilir yapıların ve yeşil gayrimenkul projelerinin önemi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu konuda Türkiye’nin mevcut durumu nedir?

Sürdürülebilir yapılar ve yeşil projeler artık sadece bir trend değil, sektör için bir gereklilik haline geldi. Özellikle globalde, çevre dostu projelere büyük bir önem veriliyor. Artık yeşil sertifikalara sahip olmayan projelerin birçok ülkede şansı pek yok. Çünkü yatırımcılar, uzun vadede çevresel etkileri minimize eden, enerji verimliliği sağlayan ve karbon ayak izini azaltan projelere yöneliyor.

Türkiye’de ise bu konu henüz istenilen düzeyde değil. Ne yazık ki, sürdürülebilirlik genellikle isteğe bağlı bir özellik olarak değerlendiriliyor. Üreticiler ve yatırımcılar bu alana yeterince yönelmiyor. Ancak yeni nesil, özellikle Z kuşağı, bu konuda çok daha bilinçli. Onların bu hassasiyeti gelecekte sektörü yönlendirecek bir faktör olacak.

Bizim burada yapmamız gereken, hem sektörü hem de alıcıları bilinçlendirmek. Yeşil dönüşüm sadece çevreye değil, uzun vadede yatırımcının cebine de kazandırıyor. Daha düşük enerji maliyetleri, yüksek değer artışı ve global pazarlarda daha fazla rekabet şansı sunuyor. Türkiye’de de bu alanda teşviklerin artırılması ve projelerin desteklenmesi gerekiyor. Çünkü sürdürülebilir projeler, sadece bir yatırım aracı değil, aynı zamanda gelecek nesillere bırakacağımız bir miras.

  • Gayrimenkul sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Global ve yerel bazda sektörün 5-10 yıllık projeksiyonu hakkında öngörüleriniz nelerdir?

Önümüzdeki 5-10 yıl içinde, gayrimenkul sektörünü teknoloji, sürdürülebilirlik ve yeni yatırım modelleri şekillendirecek. Globalde akıllı şehir projeleri ve çevre dostu yapılar öne çıkarken, Türkiye’de özellikle kentsel dönüşüm ve altyapı projeleri büyük bir ivme kazanacak.

Teknoloji sektörde dijitalleşmeyi hızlandıracak; blockchain tabanlı tapu işlemleri, sanal gerçeklik kullanımı ve yapay zeka ile yatırım analizleri daha yaygın hale gelecek. Sürdürülebilirlik ise artık bir lüks değil, zorunluluk olacak. Yeşil sertifikalı projeler ve enerji verimliliği sağlayan yapılar daha çok talep görecek.

Türkiye’de ticari gayrimenkuller ve arsa yatırımları, özellikle döviz getirisi ve uzun vadeli kazanç beklentisiyle ilgi görmeye devam edecek. Doğru adımlarla, sektörün geleceği hem yerel hem de global ölçekte oldukça umut verici görünüyor.

  • Trio Gayrimenkul olarak, 2024 yılı kapsamında planladığınız/gerçekleştirdiğiniz yurt içi ve yurt dışı hedefleriniz doğrultusunda, neler söylemek istersiniz?

2024 bizim için hem yurtiçinde hem de yurtdışında güçlü hedefler belirlediğimiz bir yıl oldu. Özellikle yurtdışında yetkisini aldığımız projelerimizle uluslararası pazarlarda daha aktif bir rol üstleniyoruz. Golden Visa, vatandaşlık ve oturum izinleri gibi süreçlerde uzmanlaşarak, global yatırımcılar için güvenilir bir çözüm ortağı olmayı başardık.

Yurtiçinde ise portföy çeşitliliğimizi artırıp, dijital dönüşüme yatırım yaparak süreçlerimizi hızlandırdık. Müşteri memnuniyeti her zaman önceliğimiz, bu yüzden ekip olarak sürekli eğitimler alıyor, yenilikleri takip ediyoruz. Hem yerelde hem globalde hedefimiz, sektörde lider bir marka olarak müşterilerimize en iyi hizmeti sunmak.

  • Röportajımızın sonuna eklemek istediğiniz mesajlar ve duyurular var mıdır?

Gayrimenkul sadece bir yatırım aracı değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı ve gelecek garantisidir. Biz Trio Gayrimenkul olarak, bu bilinçle hareket ediyoruz. Güven ve kaliteyi bir arada sunarak, müşterilerimizin hayallerini gerçekleştirmek için çalışıyoruz.

Amacımız, sadece alım-satım süreçlerinde değil, yatırımcılarımıza her adımda kazandırmak ve onlara doğru yönlendirmeler yapmak. Kentsel dönüşüm projelerinde çözüm ortağı olmak, global standartlarda hizmet sunmak ve Türkiye’deki emlakçılık algısını olumlu yönde değiştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz.

Ayrıca, sektöre yeni bir vizyon kazandırmak ve gayrimenkul profesyonellerine ilham vermek için sürekli projeler geliştiriyoruz. Gayrimenkulün sadece bugünü değil, geleceği şekillendiren bir araç olduğuna inanıyoruz.

Sizlere, sektörümüzü daha ileriye taşımak adına yaptığımız tüm yenilikleri ve gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğiz. Hep birlikte, gayrimenkulü sadece bir yatırım değil, bir değer yaratma aracı haline dönüştürmek dileğiyle…

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

BORUSAN CAT, PAUS İLE BAYİLİK ANLAŞMASI İMZALADI

Yayınlandı

-

Borusan Grup şirketlerinden Borusan Cat, madencilik ve tünelcilik alanında
 iş makineleri üreten Almanya menşeli PAUS firmasıyla sözleşme imzaladı. Borusan Cat, Türkiye, Kırgızistan, Gürcistan ve Azerbaycan pazarlarında PAUS’un bayiliğini yapacak.

“Daha İyi Bir Dünya İçin Çözüm Üretiriz” şirket amacı ile operasyonlarını Türkiye’nin yanı sıra Kafkasya ve Orta Asya’da sürdüren Borusan Cat, Alman iş makinesi markası PAUS ile Türkiye, Kırgızistan, Gürcistan ve Azerbaycan pazarlarını kapsayan bir bayilik anlaşması imzaladı.

Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen Bauma 2025 Fuarı’nda duyurulan iş birliğiyle
Borusan Cat, müşterilerine madencilik ve tünelcilik sektörlerinde iş makinesi ve özel ekipmanların yanı sıra yedek parça ve servis hizmetleri sunacak.

Müşterileriyle sürekli ve yakın temas halinde çalışarak ihtiyaçlarını anlamayı ve en uygun çözümleri sunmayı amaçlayan PAUS, “Önemsiyoruz” mottosuyla çalışıyor. 1968 yılında kurulan şirket, 50 yılı aşkın süredir inşaat makineleri, endüstriyel araçlar, kaldırma teknolojisi araçları ile yer altı madenciliği makineleri geliştiriyor, tasarlıyor ve üretiyor. Bu iş birliğiyle Borusan Cat, yer altı madenciliği ve tünelcilik alanlarında faaliyet gösteren müşterilerine özel çözümler sunarak, bölgedeki güçlü konumunu daha da pekiştirmeyi hedefliyor.

 

Okumaya Devam Et

GENEL

DYO GAZİRAY Projesi’yle toplumsal yatırımlarını sürdürüyor  

Yayınlandı

-

DYO, Türkiye’nin dördüncü büyük banliyö hattı olan GAZİRAY Projesi’ne, raylı sistemler için geliştirdiği güvenlik ve dayanıklılık standartlarına uygun EN 45545-2 sertifikalı boyalarıyla değer katıyor. Yenilikçi boya çözümleriyle projeye katkı sağlayan DYO, ulaşım altyapısının güçlendirilmesine yönelik toplumsal yatırımını sürdürüyor.

DYO Boya, Milli Banliyö Tren Seti Projesi kapsamında Türkiye’nin dördüncü büyük banliyö hattı olan GAZİRAY Projesi’ne destek oluyor. Raylı sistemler için geliştirdiği güvenlik ve dayanıklılık standartlarına uygun EN 45545-2 sertifikalı boyalarıyla, toplumsal yatırımını sürdürüyor. Safkar Firması’yla gerçekleştirdiği iş birliğiyle DYO, GAZİRAY Projesi’ne zorlu koşullara karşı dayanıklığı yüksek DYO boyalarıyla uzun ömürlü koruma sağlıyor.

Güvenli ve modern bir yolculuk deneyimi 

İstanbul, Ankara ve İzmir’in ardından Türkiye’nin dördüncü en büyük banliyö hattı olarak hayata geçirilen ve ilk seti Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne teslim edilen GAZİRAY Projesi, bölgenin ulaşım altyapısını güçlendirmeyi hedefliyor. Proje kapsamında toplamda 32 araçtan oluşan 8 adet banliyö tren seti üretilecek. Her bir tren seti, saatte 90 kilometre işletme hızıyla yolcu taşıyacak şekilde tasarlandı. İkisi sürücü kabinli olmak üzere dört araçtan oluşan bu setlerin her biri, 206’sı oturan toplamda bin yolcu kapasitesine sahip olacak.

DYO’nun raylı sistemler için geliştirdiği ürünler, dayanıklılığının yanı sıra yolcu güvenliğini de ön planda tutuyor. GAZİRAY Projesi’nde kullanılan EN 45545-2 sertifikalı boyalar, yangına karşı yüksek direnç göstererek güvenli bir yolculuk deneyimi sunuyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

Konut satışlarında artış devam ediyor, reel fiyatlar düşüyor

Yayınlandı

-

KPMG Türkiye’nin ülkemizde inşaat ve gayrimenkul sektörlerinin 2024 yılı 4. çeyrek durumunu ortaya koyan raporuna göre Türkiye genelinde konut satışları yaklaşık 530 bin adet ile bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 62,9’luk artış gösterirken, 2024 Aralık ayında alt kırılımdaki ipotekli satışlar ve ikinci el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre sırasıyla yüzde 285,3 ve yüzde 55,7 arttı.  

KPMG Türkiye tarafından hazırlanan “İnşaat ve Gayrimenkul Sektörel Bakış Raporu” 2024 yılı 4. çeyrek rakamlarına göre Türkiye inşaat sektöründe faaliyet göstermekte olan şirketlerin yüzde 58,4’ü faaliyetlerini kısıtlayan herhangi bir faktörün olmadığını açıkladı. Kısıtlayıcı unsurlara bakıldığında finansman sorunları ortalama yüzde 31,6 seviyesindeki payıyla girişimleri sınırlayan birincil faktör olurken gelen talep yetersizliği de 2024 yılı 4. çeyrekte yüzde 18,0’lık ortalamaya sahip olarak önceki dönemlerde olduğu gibi faaliyetleri kısıtlayan faktörlerdeki sırasını korudu.

Türkiye’de inşaat maliyet endeksi alt kırılımları ele alındığında ise 2024 Aralık ayında işçilik ve malzeme endeksleri bir önceki aya kıyasla sırasıyla yüzde 1,29 ve yüzde 0,41 arttı. Çeyreklik ortalamalara bakıldığında, inşaat maliyet endeksindeki değişim, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 45,9 azalarak 4. çeyrekte yüzde 36 olarak gerçekleşti.

Raporla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye İnşaat ve Gayrimenkul Sektörü Lideri Savaş Görkem Yapan, “2024 yılının son çeyreği, inşaat ve gayrimenkul sektöründe dinamiklerin hızla değiştiği bir döneme işaret ediyor. Konut satışlarındaki artış, özellikle ipotekli satışlardaki dikkat çekici yükseliş ve konut kredisi kullanımındaki genişleme, talebin canlılığını ortaya koyarken, reel bazda düşen konut fiyat endeksi sektörün karşı karşıya olduğu zorlukları da açıkça gözler önüne seriyor. Öte yandan, AVM metrekare ciro verimliliğinde süregelen artış, perakende tarafında olumlu bir eğilime işaret ederken, inşaat maliyet endeksindeki gerileme de sektöre bir nebze nefes alma imkânı tanıyor. Ancak finansmana erişimde yaşanan güçlükler ve talep yetersizliği gibi yapısal sorunlar, sektörde kalıcı iyileşme için bütüncül politikalara ve stratejik desteklere ihtiyaç duyulduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.” dedi.

Konut satışlarında artış devam etti
2024 yılı 4. çeyrekte Türkiye genelinde konut satışları 530,8 bin adet ile bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 62,9’luk artış gösterirken, 2024 Aralık ayında alt kırılımdaki ipotekli satışlar ve ikinci el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre sırasıyla yüzde 285,3 ve yüzde 55,7 arttı. 2024 yılında, Türkiye genelinde konut satışları toplamda 1,5 milyon seviyesinde kaydedildi. Bir önceki dönemdeki sonuçlara paralel olarak 2024’ün 4. çeyreğinde de İstanbul 86,3 bin adet ile Türkiye genelinde en çok konut satışı yapılan şehir oldu, İstanbul’daki satışları yaklaşık 49 bin adet ile Ankara ve yaklaşık 29 bin adet ile İzmir takip etti.

Türkiye’de Aralık 2024 sonu itibarıyla 158,46 seviyesinde seyreden konut fiyat endeksi 2023 yılının aynı ayına göre nominal bazda yüzde 29,4 arttı. Endeksin Şubat 2024 itibarıyla negatife dönen reel bazlı değişimi ise bu trendine devam etti ve 2024 yılının aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,4’lük düşüş gösterdi.

AVM’lerde metrekare ciro verimliliği artıyor
Türkiye genelinde 2024 yılı 4. çeyrek itibarıyla aktif faaliyet gösteren AVM sayısı 446 olarak kaydedilirken toplam kiralanabilir alan 14,1 milyon m²’ye ulaştı. Hâlihazırda toplam kiralanabilir alan stokunun yaklaşık yüzde 38,5’i ise İstanbul’da bulunuyor. İnşaatı tamamlanması planlanan 10 AVM ile birlikte toplam sayının 456’ya erişmesi beklenirken perakende yoğunluğu ülke genelinde 1.000 kişi başına 166 m² olarak kaydedildi. Öte yandan Türkiye genelinde ciro endeksleri kapsamında, bu dönemde de endeksin artış trendi içerisinde olduğu gözlemlendi. AVM metrekare ciro verimlilik endeksi, 4. çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 49,6’lık nominal artış kaydetti.

Otel doluluk oranları geriledi
Rapora göre İstanbul‘da bulunan konaklama tesisleri doluluk oranları, 4. çeyrekte ortalama 56 seviyesindeki oranla bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla artış göstermiş olup, Antalya Bölgesi’nde ise bu dönemdeki doluluk oranı, dönemsel iklim şartları neticesinde yaklaşık yüzde 49 seviyelerinde kaydedildi. Türkiye genelinde otel doluluk oranları, bir önceki çeyreğe oranla azalarak 4. çeyrekte ortalama yüzde 43,3 seviyesinde gerçekleşti. Yılın tamamına bakıldığında Türkiye genelinde İstanbul’da, Antalya Bölgesi’nde ve Ankara’daki işletme ve basit belgeli konaklama tesisleri doluluk oranları sırasıyla yüzde 49,3, yüzde 54,8, yüzde 61,2 ve yüzde 41,3 oldu. Bu çeyrekte toplam turizm geliri 13,8 milyar dolar ve ziyaretçi kişi başı ortalama harcama ise 981 dolar olarak kaydedildi.

Okumaya Devam Et

Trendler