Bizimle iletişime geçin

GENEL

Yeşil Holding’den inşaatta ezber bozan teknoloji RENCO Kompozit Yapı Sistemi

Yayınlandı

-

Yeşil Holding tarafından 2007 yılında büyük bir Ar-Ge yatırımıyla kurulan RENCO’nun geliştirdiği RENCO Kompozit Yapı Sistemi, inşat sektöründe yepyeni bir dönem başlattı. Bugüne kadar yurtiçinde ve başta ABD olmak üzere yurtdışında pek çok projeye imza atan RENCO, Türkiyede adını TOKİ işbirliğiyle Nurdağı’nda gerçekleştirdiği deprem konutları projesiyle duyurdu. İkinci üretim tesisini ABD’de faaliyete geçirmeye hazırlanan RENCO’nun İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdürü Ali Yeşil, sistemin diğer inşaat tekniklerine göre, yüzde 10 ile yüzde 30 arasında daha az maliyet ve 3 kat daha hızlı yapım süresi avantajı sağladığına dikkat çekti. Yeşil “RENCO ile inşa edilen binaların en önemli özelliği depreme dayanıklı olması” dedi.

RENCO’nun Türkiye’deki tesisinin Genel Müdürü Cihangir Cebeci ise önümüzdeki dönemde Türkiye’de kentsel dönüşüm projelerine odaklanmayı planladıklarını söyledi. Manisa’daki üretim tesisinde yıllık 5 bin konut kapasitesiyle üretim yapabildiklerini belirten Cebeci, gerektiğinde kapasitenin hızlı bir şekilde arttırılabileceğini vurguladı.

Yeşil Holding bünyesinde faaliyet gösteren RENCO, geliştirdiği RENCO Kompozit Yapı Sistemi ile inşaat sektörüne yepyeni bir yön veriyor. Depreme dayanaklılık, sağlamlık, uzun ömür, düşük maliyet gibi avantajlarıyla öne çıkan RENCO Kompozit Yapı Sistemi’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri de diğer inşaat teknikleriyle aylara yayılan inşaat süresini haftalara hatta günlere indirmesi.

Konuttan hangara kadar

RENCO Kompozit Yapı Sistemi’yle binalar cam elyafı, pet reçine ve mineral tozu gibi geri dönüşümlü ve doğal malzemelerden üretilen fiber kompozit tuğla ve farklı kompozit yapı elemanları, iç içe geçen, Lego oyuncaklarını hatırlatan bir montaj sistemiyle bir araya getirilmesiyle inşa ediliyor. Bu sistemle villadan apartmana, otelden fabrikaya, depodan hangara, kurşun geçirmez güvenlik yapılarından eğitim ve sağlık binalarına kadar pek çok farklı ihtiyaca yönelik bina yapılabiliyor.

Yurtiçinde ve ABD başta olmak üzere yurtdışında pek çok ülkede onlarca projede kullanılan RENCO Kompozit Yapı Sistemi, Türkiye’de adını Toplu Konut İdaresi (TOKİ) işbirliğiyle Gaziantep Nurdağı’nda gerçekleştirdiği deprem konutları projesiyle duyurdu. Anaokulu, Köy evi ve Apartman projeleri, Yeşil Yatırım Holding’in iştiraki olan Yeşil Dönüşüm İnşaat A.Ş. tarafından RENCO Kompozit Yapı Sistemi ile 10-12 hafta gibi rekor sürelerde tamamlandı.

Patenti tüm dünyada alındı

RENCO’nun İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdürü Ali Yeşil, Yeşil Holding tarafından 2007 yılında büyük bir Ar-Ge yatırımıyla kurulan RENCO’nun bugün benzersiz bir yapı sisteminin patentini tüm dünyada almış bir teknoloji şirketi olarak yoluna devam ettiğini söyledi. RENCO Kompozit Yapı Sistemi’nin 8 yıl içinde 440 farklı ANSI standardında test ve izin süreçlerinden geçerek 2019 yılında ABD’de 4’üncü yapı sistemi olarak onay aldığını kaydeden Yeşil, “2023 yılı itibariyle ABD’de 10’uncu patentimizi almaya hak kazandık. Bugüne kadar yurtiçinde ve ABD, Rusya ile Orta Doğu, Afrika, Asya ülkelerinde kamu ve özel sektör kuruluşları için müstakil ve sosyal konut projeleri ile ticaret, eğitim, sağlık projeleri hayata geçirdik” dedi.

3 kat hızlı yapım süresi

RENCO Kompozit Yapı Sistemi’nin, yaygın olarak kullanılan yapı sistemlerine göre, pek çok avantaj sunduğuna dikkat çeken Ali Yeşil “Bunların en önemlileri deprem ve kasırga gibi afetlere dayanıklı, sağlam, uzun ömürlü, ekolojik olması ve sunduğu zaman, maliyet tasarrufu” dedi. Sistemi oluşturan ürünlerin doğal ve geri dönüştürülmüş malzemelerle üretildiğini vurgulayan Yeşil şunları söyledi:

Daha az insan ve makine gücü

“Bu yönüyle çevreci bir sistem olan RENCO, diğer yapım tekniklerine göre, binaların 3 kat daha hızlı teslim edilmesine ve daha çabuk kullanılmaya başlanmasına olanak sağlıyor. Ayrıca benzersiz montaj tekniği sayesinde daha az insan ve makine gücü gerektiriyor. Bu da yüzde 10 ile 30 arazında bir oranda daha az maliyet anlamına geliyor. Depreme dayanıklı ve sağlam olmasının sebebi ise malzemenin özelliği ve montaj tekniğinden kaynaklanıyor. Bu sistemde tüm bileşenler yapıda taşıyıcı olarak aynı performans özelliğini gösteriyor ve böylece sarsıntının etkisinin eşit olarak zemine dağılmasını sağlıyor. Betonarme binalara göre 6 kat daha hafif. Sadece inşaat sürecinde değil, 100 yıldan fazla kullanım ömrü süresinde de pek çok avantaj sunan RENCO Kompozit Yapı Sistemi ile yapılan binalar bakım gerektirmiyor. Doğal su bariyerlerine sahip olan bu ürün, küflenme ve paslanmaya karşı son derece dayanıklı olduğu gibi haşereler için besin kaynağı oluşturacak selüloz gibi maddeler içermiyor. Sistem ayrıca 1 ve 2 saatlik yüklü yangına dayanıklılık testlerinden başarıyla geçiyor.”

Başarısını ödüllerle kanıtladı

Yeşil Holding için stratejik öneme sahip bir ürün olan RENCO Kompozit Yapı Sistemi’nin global inşaat standartlarını yükseltmeyi hedeflediğini ve Yeşil Holding’in sürdürülebilir, yenilikçi yapı çözümleriyle dünya genelinde tanınmasını sağladığını anlatan Yeşil, “Sistem aldığı uluslararası ödüllerle de yenilikçilik alanındaki lider konumumuzu pekiştiriyor. RENCO’nun 2024 JEC İnovasyon Ödülleri’nde kazandığı ‘Yılın En İyi Kompozit Tasarımı Ödülü’ ekibimizin yaratıcılığını, adanmışlığını ve mükemmelliği arayışını bir kez daha vurguladı. Ayrıca, RENCO MCFR projesi İsviçre’deki BLT Built Design Awards ödül programında ‘Yılın İnşaat Ürünü Tasarımı’ ödülüne layık görüldü. Uluslararası Bina Kodu altında IAPMO-UES tarafından üstün niteliklerini, malzeme kalitesini, yapısal bütünlüğünü, yangına ve çevresel koşullara dayanıklılığını kanıtladı” şeklinde konuştu.

ABD’de fabrika açmaya hazırlanıyor

RENCO Kompozit Yapı Sistemi ürünlerinin RENCO‘nun Manisa’daki tesislerinde üretildiğini belirten Ali Yeşil, markanın ikinci tesis yatırımını ise ABD’de yaptığını açıkladı. Yeni tesisin yıllık 10 bin konut kapasitesine sahip olacağını anlatan Ali Yeşil şöyle devam etti:

“ABD’de hayata geçirdiğimiz projelerde üretim ve nakliye maliyetimizi düşürmek için Palm Beach’de, Florida eyaletinde bir fabrika kuruyoruz. Son teknoloji ve tamamen robotik prosese sahip olacak şekilde planladığımız yeni tesisimizi temmuz ayında faaliyete geçirmeyi planlıyoruz. Manisa’daki fabrikamızdan daha fazla kapasiteye sahip olacak bu tesisimizin de devreye girmesiyle sistemin ABD’deki kullanımının artmasını bekliyoruz. Bugüne kadar aldığımız geri bildirimlere göre tahminimiz, 10 yıl içinde ABD konut inşaatı pazarında yüzde 8’lik bir pazar payına sahip olacağımız yönünde.”

Kentsel dönüşüm projelerine odaklanacak

RENCO’nun Türkiye’deki tesisinin Genel Müdürü Cihangir Cebeci iseRENCO’nun Türkiye’de yıllık 5 bin konut için yeterli üretim kapasitesine sahip olduğunu kaydetti. RENCO Kompozit Yapı Sistemi ile Türkiye’de özellikle deprem riski bulunan illerde yaşayanlar için güvenli yaşam alanları sunmayı hedeflediklerini ifade eden Cebeci “Ayrıca ülke olarak artık hızlandırmak zorunda olduğumuz kentsel dönüşüm ve rezerv konut projeleri için çok uygun bir yapı sisteminden bahsediyoruz. Bu yüzden kentsel dönüşüm projeleri öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Ayrıca eğitim yapıları ve ticari yapı projeleri gerçekleştirmek istiyoruz” diye konuştu. Sistemin Türkiye’de henüz çok fazla tanınmadığını dile getiren Cebeci, “Bu yüzden şimdilik düşük olan mevcut kullanım oranını artırmak için örnek yapı projeleri uygulayarak vatandaşlarımızın sistemi birebir deneyimlemelerini sağlıyoruz. TOKİ ile birlikte başlattığımız ortak projeler sayesinde sistemin çok hızlı bir şekilde benimseneceğini düşünüyoruz. Keza Nurdağı’nda TOKİ ile gerçekleştirdiğimiz proje yetkililer tarafından çok beğenildi, medyada da büyük ilgi gördü. Bu işbirliğimizin devamı için T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Form Endüstri Ürünleri’nden Gaziantep Üniversitesi Hastanesi’ne yüksek verimli iklimlendirme çözümleri

Yayınlandı

-

Gaziantep Üniversitesi Acil Travma ve Yanık Hastanesi, Form Endüstri Ürünleri’nin sunduğu yüksek verimli HVAC sistemleri ile iklimlendirildi. Proje kapsamında, hastanenin ihtiyaçlarına uygun olarak 28 adet rotorlu ve plakalı tipte EC fanlı klima santrali ile 3 adet hava soğutmalı inverter vidalı soğutma grubu ve 165 adet 4 yöne üflemeli kaset tipi fancoil kullanıldı.

Gaziantep Üniversitesi’nin sağlık alanındaki en kritik yapı taşlarından biri olan Acil Travma ve Yanık Hastanesi’nde, Form Endüstri Ürünleri’nin yenilikçi ve hijyen odaklı iklimlendirme çözümleri tercih edildi. Projede kullanılan rotorlu ve plakalı tip EC fanlı klima santralleri hem hasta konforunu artırıyor hem de hijyenik ortamların sürekliliğini sağlıyor. Özellikle sterilizasyonun hayati önem taşıdığı sağlık yapılarında bu santraller, gelişmiş hava kalitesi ve enerji tasarrufunu bir arada sunuyor.

Hijyenik ihtiyaçların en üst düzeyde olduğu bu hastane projesinde tercih edilen klima santralleri, rotorlu ve plakalı eşanjör seçenekleriyle ısı geri kazanımı sağlarken, EC fan teknolojisi sayesinde enerji verimliliğini artırıyor. Ayrıca, düşük ses seviyesi ile hasta alanlarında sessiz çalışma avantajı sunuyor.

Yüksek verimli soğutma sistemleriyle sürdürülebilir konfor

Projede yer alan 3 adet hava soğutmalı inverter vidalı soğutma grubu, sistemin sürdürülebilir ve kesintisiz çalışmasına katkı sağlıyor. Sağlık hizmetlerinin devamlılığını destekleyen soğutma grupları, geniş çalışma aralıkları ve yüksek performansları ile hastane operasyonlarının güvenle sürdürülmesini mümkün kılıyor.

165 adet 4 yöne üflemooeli kaset tipi fancoil cihazı ise hasta odaları ve personel kullanım alanlarında homojen hava dağılımı sağlayarak maksimum konfor sunuyor. Şık tasarımlarıyla mimariye uyum sağlayan bu üniteler, sessiz ve etkili iklimlendirme imkanı tanıyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

Türkiye Hazır Beton Birliği 2024 Yılı Hazır Beton Sektör Raporu

Yayınlandı

-

-Hazır beton sektörünün 2024 yılında üretim hacmi olarak %9,2 oranında büyüdüğü tahmin ediliyor

-Depremden etkilenen bölgelerde süren inşaat faaliyetleri sektörel büyümenin ana etkenidir

-Türkiye, hazır beton üretiminde Avrupa lideri olmaya devam ediyor

-Hazır betonun yapı maliyetine etkisi yaklaşık %8’dir

-Hazır betonun karbon ayak izi düşme eğilimindedir

-Geçmişte yapılan hatalardan ders çıkararak geleceği planlamalıyız

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunan hazır beton sektörünü 2024 yılı özelinde kapsamlı olarak analiz eden “Hazır Beton Sektör Raporu”nu yayımladı. Raporda, 2025 yılına dair beklentilerimizin, ekonomik dalgalanmalara rağmen sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak yönleri vurgulanıyor. Çevre dostu beton kullanımının artması, dijitalleşme ve akıllı teknolojilerin entegrasyonu, enerji verimliliği ve döngüsel ekonomi gibi konular, sektörün gelecekteki yol haritasında öne çıkan başlıkları arasında yer alıyor. Hazır beton sektörünün 2023 yılı verilerine göre 200 milyar Türk lirasına yaklaşan cirosu, 45 bini aşan istihdam hacmi ve yıllık 119 milyon metreküplük üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli olduğunu gösteren Rapor, Türkiye’nin hazır beton üretiminde Avrupa’da lider ülke konumunu sürdürdüğünü ortaya koydu.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Merkez Bankası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verileri ile THBB üyelerinin, THBB dışındaki üreticilerin ve tedarikçilerin sağladığı bilgiler ışığında hazırlanan 2024 yılı “Hazır Beton Sektör Raporu”nu yayımladı. Rapor, Türkiye ekonomisi, inşaat sektörü ve hazır beton sektörüne yönelik detaylı analizler, değerlendirmeler ve projeksiyonlar içeriyor.

İnşaat sektörü aktif olarak büyümeye devam ediyor

Türk inşaat sektörü, ülke ekonomisinin lokomotiflerinden biri olup, geniş bir istihdam alanı yaratması ve büyük ölçekli yatırımları desteklemesi açısından kritik bir rol oynamaktadır. Konut inşaatı, altyapı projeleri, endüstriyel yapılar ve yurtdışındaki müteahhitlik hizmetleri gibi geniş bir yelpazeye yayılan sektör, aktif olarak büyümeye devam etmektedir.

İnşaat sektörü, 2024 yılı itibarıyla 2 milyonu aşan istihdamı ile yaklaşık 250 yan sektörü doğrudan ve dolaylı bir şekilde etkilemektedir. İnşaat faaliyetleri sırasında malzemelerin üretimi, taşımacılık, mühendislik ve mimarlık hizmetleri, finans, sigortacılık gibi birçok sektör etkilenmektedir.

2011-2017 yılları arasında inşaat sektörü bileşik yıllık %10 büyürken; 2018-2022 yılları arasında sürekli küçülmüştür. 2023 yılındaki belirgin büyüme 2024 yılında da devam etmiş ve %9,3 ile son yedi yılın en yüksek büyüme oranı yakalanmıştır. Bunda deprem bölgesindeki inşaat aktivitelerinin rolü yüksektir.

Konut stokunun azalmasını sağlayacak veri ilk el konut satışlarıdır

Konut satışları, bir ülkenin ekonomik sağlığını gösteren önemli göstergelerden biridir. 12 yıllık süre içinde toplam konut satışları 2020 yılında rekor seviyeye ulaşmıştır. 2024 yılında konut satışları açısından zirveye oldukça yakın bir performans görülmüştür. Son beş yılın en yüksek ilk el konut satışı 2024 yılında gerçekleşmiştir. Yaklaşık 1,5 milyon konut satışı, %10,7 ipotek oranı ile gerçekleşmiştir. İpotekli satış oranının önceki yıllara oranla oldukça düşük bir seviyede gerçekleşmesine rağmen ilk el konut satışlarının artması sektör adına olumlu bir gelişmedir. Özellikle kredi faizlerindeki anlamlı düşüş sonrasında konut sektörünün önünün oldukça açık olması beklenmektedir.

İnşaat sektöründe canlanmaya neden olacak, konut stokunun azalmasını sağlayacak ve gelecek adına motivasyon oluşturacak olan veri, ilk el konut satışlarıdır. Bu nedenle inşaat sektörünü değerlendirmek için bu veriye odaklanmak daha isabetli analizler yapılmasını sağlamaktadır.

Türkiye, hazır beton üretiminde Avrupa lideridir

Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının sağlanması için 37 yıldır çalışan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), kalite, çevre, sürdürülebilirlik, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarıyla inşaat, hazır beton ve ilgili sektörlerin gelişimine büyük katkı sağlıyor. Hazır beton sektörü, 2023 yılı verilerine göre 200 milyar Türk liralısına yaklaşan cirosu, 45 bini aşan istihdam hacmi ve yıllık 119 milyon metreküplük üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli bir yerde duruyor. Avrupa Hazır Beton Birliğinin (ERMCO) 2023 yılı verilerine göre AB üyesi bütün ülkelerin toplam üretim miktarı 239 milyon metreküp iken, Türkiye tek başına 119 milyon metreküp beton üretmiştir. Bu üretim miktarıyla Türkiye, AB ülkeleri arasında birinci ülke konumunda yer alıyor. Hazır beton sektörünün, inşaat sektörüne ve buna bağlı olarak ülke ekonomisine sağladığı büyük katkı, inşaat sektörünün en temel kolu olduğunu gösteriyor.

Hazır beton sektörünün 2024 yılında %9,2 oranında büyüdüğü tahmin ediliyor

Hazır Beton Sektörü Raporu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “1988 yılında faaliyetine başlayan Türkiye Hazır Beton Birliği, kuruluşundan bu yana sektörel verilerin kaynağı olmuştur. Raporumuza göre hazır beton sektörünün 2017 yılına kadar istikrarlı bir büyüme trendi gösterdiği ve 2017 yılında yıllık 115 milyon m3 üretim ile zirveye ulaştığı görülmektedir. 2018 yılında inşaat sektörünün daralması ve 2019 yılında da bunun devam etmesi ile keskin bir düşüş yaşanmıştır. 2019 yılındaki üretim değeri ile 10 yıl geriye dönülmüştür. 2021 yılında ise kayda değer bir artışla 105 milyon m3 seviyesine çıkılmıştır. 2022 yılında sektör bir önceki yıl ile aynı performansı sergilemiştir. 2023 yılında 119 milyon m3lük, 2024 yılında ise 130 milyon m3lük üretim ile peş peşe tarihsel rekorlar kırılmıştır.” dedi.

Hazır betonun yapı maliyetine etkisi yaklaşık %8’dir

Hazır betonun yapı maliyetine etkisi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Bir yapıda hem hacim hem de ağırlık olarak en fazla kullanılan yapı malzemesi olan hazır beton, inşaatın en önemli bileşenlerinden birisidir ve toplam maliyet üzerinde sınırlı bir etkisi bulunur.” dedi.

2018 – 2025 yılları arasında hazır betonun yapı maliyetine etkisi %6,7 ila %9,9 arasında değiştiğine dikkat çeken THBB Başkanı Yavuz Işık, “Ortalama olarak etki, %8 olmuştur. Elbette bu oranın yapı türüne, beton cinsine, kaba/ince inşaat maliyet oranına göre değişmesi beklenmektedir ancak yine de konutlar kapsamında bu oranın büyük bir değişiklik göstermesi beklenmemektedir. Raporda 2025 yılı verileri kullanılarak hazır beton fiyatındaki (rayiç fiyat) değişimin yapı maliyetine etkisi görülmektedir. Hazır beton fiyatında %10’luk bir artış ortalama yapı maliyetine yaklaşık olarak %0,8 oranında etki yapmaktadır.” şeklinde konuştu.

Geçmişte yapılan hatalardan ders çıkararak geleceği planlamalıyız

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili değerlendirmelerini paylaşan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Deprem sonrasında yapılan incelemeler, yapı malzemesi seçiminden denetim süreçlerine kadar çeşitli aşamalardaki eksikliklerin ne yazık ki büyük kayıplara yol açtığını gözler önüne sermiştir. Artık geçmişteki ihmalleri tekrar etmeden, daha güvenli bir geleceği inşa etmek zorundayız. Beton kalitesinin yapı güvenliğinde vazgeçilmez bir unsur olduğu aşikârdır ancak kaliteli beton kullanımı tek başına yeterli değildir. Etkin denetim mekanizmalarının işletilmediği ve mühendislik ilkelerine uygun tasarımların yapılmadığı durumlarda, güvenlik hedeflerinden uzaklaşıldığı bu felakette üzücü bir şekilde görülmüştür. Ayrıca zemin etütlerinin dikkate alınmaması ve yerel koşullara uygun tasarımlar yapılmaması, binaların performansını olumsuz etkileyerek yıkımlara zemin hazırlamıştır.” dedi.

Depremin ardından bölgede yapılan incelemelere dikkat çeken THBB Başkanı Yavuz Işık, “Yüksek dayanımlı ve standartlara uygun hazır betonun kullanıldığı yapılar ile zayıf malzeme ve tekniklerle ve özellikle 2000 yılı öncesi ilkel yöntemlerle hazırlanan beton ile inşa edilen yapılar arasındaki farkı net bir şekilde göstermektedir. Depreme karşı daha güvenli yapıların inşası için çevresel etkilere uygun C30/37 ve üzeri dayanım sınıfındaki betonların kullanımı gerektiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu acı deneyimden çıkarılması gereken dersler doğrultusunda: Deprem Yönetmeliği’ne tam uyum sağlanmasını; hazır beton üretiminde ve denetiminde kalite standartlarının titizlikle korunmasını: kamu, özel sektör ve akademik çevrelerle iş birliği yapılarak yapı denetiminin iyileştirilmesini; farkındalık artırıcı eğitim ve bilgilendirme çalışmalarıyla toplumda bilinç oluşturulmasını öneriyoruz.” dedi.

Sektörel bilgi birikimi ve deneyimi ile güvenli yapılaşma hedeflerine ulaşılması adına çalışmalarını sürdüreceklerini vurgulayan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Bu felaketin tekrarlanmaması için geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarmalı ve bu farkındalıkla geleceği planlamalıyız. Geleceğimizi şekillendiren her yapıda insan hayatını ön planda tutarak daha sağlam ve dayanıklı şehirler kurma hedefimizden asla vazgeçmeyeceğiz.” dedi.

Okumaya Devam Et

GENEL

Elektrik zamlarından etkilenmemenin yolu doğru yalıtım

Yayınlandı

-

 
Elektrik fiyatlarına gelen zamlar hem hane bütçesini hem de genel ekonomik dengeleri doğrudan etkiliyor. Özellikle yazın serinleme, kışın ise ısınma ihtiyacıyla artan elektrik kullanımı, faturaların her geçen ay biraz daha yükselmesine neden oluyor. Bu artış karşısında birçok kişi bireysel çözümler ararken, elektrik maliyetlerini azaltmanın en etkili yolu ise doğru yalıtımdan geçiyor. Doğru bir yalıtım uygulaması, enerji tüketimini azaltarak hem konforu artırıyor hem de elektrik zamlarının etkisini minimuma indiriyor.
 
Elektrik fiyatlarındaki artışla birlikte, klima ve ısıtma sistemlerinin kullanımı nedeniyle her ay faturalar artıyor. ODE Yalıtım, binalarda yapılan doğru yalıtım uygulamaları ile elektrik fiyatlarının arttığı bu dönemde, ısınma için enerji verimliliğinin sağlanabileceğini ve bu sayede enerji faturalarındaki artışın kontrol altına alınabileceğini vurguluyor.

Elektrik fiyatlarındaki artışla ilgili değerlendirmede bulunan ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, “Konutlarda yapılan elektrik fiyatları artışı, vatandaşlarımız için önemli bir maliyet. Evlerini ısıtmak veya soğutmak isteyen vatandaşlarımız konforlu bir alan için ısıtıcıları ve klimaları kullanıyor. Ancak bu tarz ürünlerin yüksek elektrik tüketimi bir sonraki ay faturalara yansıyor. Oysaki doğru bir yalıtımla bunun önüne geçmek çok mümkün. Konutlarımızın ısısının doğru noktalarda kalabilmesi için dünya standartlarında bir yalıtıma ihtiyaç var. Bu yalıtım enerji tüketimini azaltmanın ve maliyet yükünü hafifletmenin en etkili yolu. Doğru bir yalıtım enerji tüketimini yüzde 70’e kadar azaltarak, enerji faturalarındaki artışı kontrol altında tutmayı sağlar. Yalıtım, evlerin iç sıcaklığını dengeleyerek elektrikli cihazlara duyulan ihtiyacı en aza indirir” dedi.

Okumaya Devam Et

Trendler